Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

04 Mart '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Ermeni'den dost olur mu?

Ermeni'den dost olur mu?
 

oluyor arkadaşlar...

Merhum gazeteci-yazar Hrant Dink'in öldürüldüğü gün televizyon karşısında kayda değer bir şeyler bulurum umuduyla kumandaya yapışmış, kanaldan kanala atlıyordum. Derken, kayıtlara geçmeseydide ben sıkıntıdan patlasaydım diye hayıflandığım o haberin son dakika alarmıyla bıraktım elimden kumandayı. Daha önceden birkaç kanalda rastladığım ve tam olmasada çoğunu takip ettiğim, konuşmalarından tanıdığım adam yerde yatıyordu. ''Anne, baba gelin! Hrant Dink öldürülmüş'' diye seslendikten sonraki uzun sessizliği hatırlıyorum o güne dair. Sonra tek tek herbirimizde ''Ayıp, yazık, bu mudur yani?...'' diye kısık sesle söylenmeler başladı. Karmaşık duyguların tarifsizliğinde çıkan o bilindik kısa cümleler...

''Bu mudur yani?...''

Annemi babamı gelişmelerin takibine kilitleyip can sıkıntısıyla odama gittim. ''Şimdi acaba bu insanlar bizim hakkımızda ne düşünüyor'' derdiyle geçtim notebook un başına. Ermeni bir chatroom arıyordum. Nihayetinde buldum. Üyelikte gerektirmediğinden direk bağlandım; fakat herkes ermenice yada ingilizce konuştuğundan kafamdaki karışıklığa birde anlamsızlık eklendi. Çat pat ingilizceylede olsa konuşup öğrenecektim.

Ellerinde pul misali beklettikleri o damgayı biz yalayıp kendimize mi yapıştırmıştık acaba? Az sonra bir cevap bulacaktım. Odaya henüz yeni giren bir nickin üzerine tıkladım ve ''Hi'' diye bir başlangıç yapayım dedim. Karşı taraftanda ''Hi'' yanıtı gelince ''Tamamdır, yürü Pınar! '' dedim içimden. Lübnan'da yaşayan üniversiteli bir genç kız çıktı karşıma. Evet, Ermeniydi. O da televizyondan duyduğu bu üzücü haber karşısında diğer insanların düşüncesini öğrenmek için ilk kez girmişti o siteye. ''Kader'' dedim içimden. Sonra bana nereli olduğumu sorunca bir an durakladım. ''Türk'üm'' derken durakladığım başka hiçbir anı hatırlamıyorum. Ama söyledim. O an çıkıp gideceğini sandım ama gitmemişti. Uzun uzun konustuk. Konuşmanın sonunda bana ''Türk'ler böyle mi?'' dedi. ''İşteee''dedim. ''Bi pot kırdım. Yedik damgayı! Keşke girmeseydim chatmiş metmiş...''bile dedim kendi kendime. Nasıl yani'' diyerek soruyu biraz daha açmasını istedim (Belkide zaman kazanıp düşünebilmek için).''Yani senin gibiler mi? Sempatik, canayakın, sabırlı ''gibilerinden birşeyler söyledi şu anda birebir hatırlayamadığım.

Bende; ''Benden çok daha iyileri olduğuna emin olabilirsin'' diyerek henüz yumuşamış olan ortamı dahada yumuşatıp, yüzlerimizin tebessümü takındığı anda mail adresimi, telefon numaramı verdim. İlk kez böyle birşey yapıyordum ama hiç bir tedirginlik hissetmemiştim. Sanki bu benim için bir görevmişcesine yaklaşmışım olaya farkında olmadan, sonradan bunu hissettim. Aynı şekilde o da bana numarasını verdi. Zaten kısa bir süre sonra da Türkiye'ye iş amaçlı gelmeyi planladığını; fakat bu olaydan sonra kararsız kaldığını ama yinede bunu biraz daha düşüneceğini söyledi ve çıktı...

Sahi, ingilizcem çat pat demiştim ya, meraklanmayın R..... türkçe biliyordu:') iş bana kalsaydı, belli bir noktada tıkanıp kalabilirdim muhtemelen. Ama Tanrı o gun benimle birlikteydi. Ve Türkçe bilen bir Ermeni çıkardı karşıma:')

Bu konuşmadan yaklaşık 10-15 gün sonra vapur ile karşıya geçerken telefonum çaldı. Baktım arayan R..... idi. O anda şaşırdım, sevindim, gururlandim ne bileyim güldüm kendi kendime hatta vapurdaki bi amca bana baktı, muhtemelen deli heralde diye düşündü. Ama o an, ona bile güldüm:') açtım telefonu. Bozuk bir Türkçeyle karşımdaki ses ''Merhaba Pınar nasılsın?'' dedi. Ben hala aynı gülen ifadeyle teşekkürettim. İstanbul'da olduğunu ve bu şehre aşık olduğunu söyledi. Çok rahat hareket ettiğinden ve İstanbul'u özleyeceğinden bahsetti. Banada buluşalım dedi ama mesafeyi kendisine hatırlattığımda kısa bir gülüşme aldı konusmanın yerini. Ve yaz için R.....'yi İzmir'e davet ettim. Umarım gelir ve dostu olduğumu birde elini sıkıp kendisine sarılarak anlatabilirim.

Evet, bende milliyetçiyim. Ülkemi, adına gelebilecek lekeden sakınırım. Ama ''Ermeniyi vurdum! '' diye degil ''Ermeni bir dost kazandım'' diyerek gurur duyan bir milliyetçiyim. Yorum sizin arkadaşlar...

 
Toplam blog
: 39
: 13407
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

26 yaşındayım. İzmir'de nefes al(r)ıyorum. Yaşarken yazamadığım için, yazarken yaşıyorum..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara