Eskici geldi haniiiim

Güney Amerika, bakir topraklar, yeni iş alanları ve SAMBA zamanı !!!

Derkeeeen.... Askerler girer kapıdan...

Kusura bakmayın  baylar! Hükümetimiz (Flemenk’ lerden bahsediyor ) ile yerel halk (Sambacılardan ve daha önce gelen kolonicilerden bahsediyor) arasında askeri meseleler baş gösterdi  artık sizi koruyamayacağız. (Çok komik söz )

Yahve adına ! Nereye götürüyorsunuz bizi ? Daha karpuz kesecektik !  Eh madem  mecburuz, bırakın da koloniniz olan NEW YORK taraflarına gidelim olmaz mı efendim? Zaten alışığız biz bu GÖÇ‘ lere.

‘’GÖÇ YOLLARI GÖRÜNDÜ BİZE ‘’ türküsünü çığırarak, SAMBA yaparak gidiyorlar.Yine bir bilinmeze mi? Hiç de değil...

Vali PETER STUYVESANT karşılıyor ve ofisine davet ediyor önde gelenlerini, amma ve lakin Flemenk’ lerin de ağzı yanmış sizden, biraz üflemeleri gerek. 

-Bölge valisi PETER Bey sizin halk arasına karışmanızı istemiyor..Bozgunculuk ve fesat çıkaracağınızdan endişeli, hatta mümkünse geri dönmenizi rica ediyor... Diye söze başlıyor yaver.

 ''Gidemeyiz efendim !!! ''  Diye karşılık verince, malum şahıslardan biri. Vali Bey sinirle fırlıyor yerinden.

Neden gidemezmişsiniz kovuyorum işte. Hadi bakalım...

Gidemeyiz efendim...

-YAVERRRR! at şunları dışarı!

''Atamayız efendim'' diyor bu kez baş yaver.

-Emrediyorum! At dedim! ... ’’NÖBETÇİLERRRRR! ’’ (Hep söylemek istediğim kelime)

-Atamayız efendim !!!

-Yüce İssa aşkına delireceğim, neden atamıyormuşuz ya da  atamıyorsunuz ?

-Efendim çünkü onlar ‘’ ŞİRKETLERE BÜYÜK SERMAYELER YATIRDILAR ‘’

Ve Vali PETER yutuyor lafını oturuyor çaresizce. Sakin bir tavırla yanlız bırakın beni diyebiliyor çaresiz ve umutsuzca.’’ Demekki BREZİLYA’ da iken SAMBA yapmamış bunlar.’’

Az sonra, boşalan kabul salonunu aydınlatan gaz lambasının loş aydınlığında meşhur KÜBA PUROLARI'ndan birini yakıp; bu insanların bölgeye kabul edilme nedeni olarak ‘’ Şirketlere yatırdıkları çok büyük miktarlardaki sermaye olarak’’ karalıyor kabul belgesine.

Yeri geldiğinde; Büyük BRİTANYA ‘ ya kafa tutmuş, Flemenk’ lerin  ANTİLLER' deki ve KUZEY AMERİKA’ daki tek hakimine büyük komutanına, valisine karşı ; dümen çevirmek ha! ...Düştüğün hallere bak eyyy PETER. 

Yaşadığı bu travma birden, intikam hırsına bürünüyor, gözleri kısılıyor ve iliştiriyor yazının altına :

’’Kabul edilmelerine ilişkin olarak; Halk arasında doğacak kargaşalıkları önlemek adına; Bu kişilerin halk ile temasları ve perakende ile uğraşılan iş yerleri açmaları yasaktır...’’ Şimdi görelim sizi baylar, bakalım şimdi ne yapacaksınız? 

Hiiç! Buluruz bir şeyler. Malumunuz üzere; Çiftçi olamayız çünkü fıtratımıza aykırı, asker de olamayız şu ellerimize bir baksaniza efendim. Tetik çekmek için değil bu parmaklar, kılıç kuşanmak ve tutmak için değil bu eller, sanki para saymak için yaratılmışlar. Şikir şikir PARACİKLAR... Perakendecilikle uğraşamıyor isek; Biz de ÇÖP, HURDA, İKİNCİ EL EŞYA, kürk işine bakarız,İnsanların beğenmedikleri şeyleri alır, yaldızlar, süsleriz ve iki misline geri satarız. Olmadı, uluslararası ticaret yaparız. Zaten oralarda pek çok hısım akrabamız var, hatta saray mabeyincilerini, hazinedarlarını ( ! ) bile tanıyoruz, böylece biz milletin ayağına gitmemiş olacağımız gibi onlar bizim ayağımıza gelir PETER efendi.

Gerçekten de hangi işten men edildiler ise onun alternatifini buldular, Bunlarla da yetinmediler sağdaki soldaki diğer hısım akrabaların da yanlarına çektiler. Hatta PHILADELPHİA' daki güçlü baronlar bile NEW YORK a geldiler. Vali PETER yanlışını anladığında çoktan iş işten geçmişti.

NEW YORK bir kazanç CENNETİYDİ artık onlar için. 

Boşa yazmadılar hani, bazı yazarları; NEW YORK  yeni KUDÜS’ tür diye....

Neymiş efendim ESKİCİ deyip geçmemek gerek.

Eskici gedi haniiiimmm, ESKİCİİİEEEEEEEEEEEEEEEE!

 

Yaredir sinede ESKİ SEVGİLİ

Eski sevgili, eski günler

Hayata baksana takmıyor kimseyi

Hiçbirşey DİRİLTMEZ artık geçmişi

Yaredir yine de....

Demiş şair ( ! )