- Kategori
- Tarih
Eskiden Anadolu bir denizmiş!

Denizlerin İlahesi - Tetis Denizi
Bugünkü Akdenizin orijinini oluşturan denizdir.
Anadolu’nun bugün bulunduğu yerde Tetis denizi vardı
Yüz milyonlarca yıl önce bugünkü Aral, Azof, Hazar, Akdeniz ve başka denizlerin yerinde Tetis adında bir deniz vardı.
19 yüzyılda yaşayan Avusturyalı jeolog Zivus bu denizi
“denizlerin ilahesi”
anlamına gelen
Fetiyd, Tetit,Tetis
Olarak adlandırmıştır.
Wegner'in teorisine dayandırarak anlatmak gerekirse; paleozoik dönem sonunda bütün kıtalar yanyana bulunmaktaydı ve ortak bir dünya kıtasını oluşturmaktaydı.
Büyük bir dünya okyanusu da bu dev kıtayı çevreliyordu. Daha sonra Dünya kıtası önce kuzey ve güney kıtaları olarak ikiye bölündü, kuzeydekine Laurasia güneydekine ise Gondwana adı verildi ve bu iki kıtayı birbirinden ayıran denizede Tetis denizi adı verildi.(alıntı)
Dünyanın tek kıta olduğunu düşenebilyor musunuz?
Kıtalar yok, bir büyük kıta var. Kıtanın etrafı sularla, okyanuslarla çevrili… Nasıl bir şey olurdu acaba. İklimler bile garipleşirdi, insanlar birbirine daha mı yakın olurdu. Denizler mesafeleri uzaklaştırmaz mıydı? Peki denizin olmadığı iç bölgelerde neler olurdu. Hiç iyi olmazdı…
Akan minik bir dere bile hayat getirirken, denizler her türlü güzellikleri bizlere her anlamda hediye ederken! Olmadığını düşünün. Bir çevreler var, birde içler var.
İnsanlar ilk dünya haritaları çizimiyle birlikte bunları incelediklerinde özellikle Güney Amerika ile Afrika kıtalarının sınırlarının birbiriyle lego parçaları gibi uyumlu olduğunu görmüşlerdir. Buda bir zamanlar bu iki kıtanın bir arada bulunmuş olacağı fikrini akla getirmiştir.
Gerçektende elimize bir Dünya haritası aldığımızda özellikle Atlas okyanusuna kıyısı olan kıtaların sınır kesimlerinin birbirine uyumlu olduğu görülmektedir.
Bu konu nereden aklıma takıldı derseniz?
Geçenlerde okuduğum bir yazıda 65 milyon yıl önce Anadolu’nun bugün bulunduğu yerde tetis denizi vardı diye yazıyordu. Çok dikkatimi çekti. Yazının devamında edindiklerim; Jeolojik hareketlerden dolayı Anadolu bugün bulunduğu yerde yükselmeye başlamış. Bugünlere kadar elbette ki, depremler, yanardağ patlamaları, iklimsel olaylar ve bir çok afetler olmuş. Bunların yanı sıra buralarda onca yıllar çok canlılar yaşamış. Bazılarının soyları da tamamen tükenmiş.
Permiyende oluşumu tamamlanan Pangea kıtası, Trias boyunca da varlığını sürdürür. Permiyende dağ oluşumuyla yükselen bölgeler bu dönemde büyük oranda erozyona uğrar. Yer - yer volkan patlamaları yaşanır ve büyük lav akıntıları olur.
Bu dönemde Tetis denizi Pangea'nın ekvatoral bölgesinde bir iç deniz olarak bulunurken, Pantalassa okyanusu gezegenin geri kalanını kaplar.
Dönem ilerledikçe Pangea'yı oluşturan kıtalar birbirinden ayrılmaya başlar.
Tetis Pangea'yı doğudan istila ederek Gondvana ve Lavrasya kıtalarını birbirinden ayırır.
Kuzey Amerika ve Avrupa kuzeye doğru hareket etmeye başlar. Gondvana'nın parçaları olan Kuzey Amerika ve Afrika birbirinden uzaklaştıkça ikisi arasında yarık vadiler oluşur.(alıntı)
Gelelim Hazar denizi olayına…
Hazar Denizi dünyadaki bütün göllerin yüz ölçümünün % 40’ını oluşturuyormuş.
Jeolojik araştırmalara göre Hazar denizinin yer altı katmanı yani dibi kuzey ve güney olarak iki farklı oluşumdaymış. Kuzey bölgesi tortuluymuş. Güney bölgesi de büyük denizlerin tabanı gibiymiş.
Alfred Wegener:
Bütün kıtaların; birinci zamanın ikinci yarısına kadar tek parça halinde olduğunu, 2. ve 3. zamanlarda kıtaların parçalanıp farklı yönlere doğru kayarak; birbirinden uzaklaştığını, kıtaların arasındaki boşluklara suların dolmasıyla okyanus ve denizlerin meydana geldiğini ileri sürdü…
Wegener teorisini ispatlamak için Afrika ve Güney Amerika kıyılarının bir yap – bozun parçaları gibi birbirine uyduğunu, yine buralardaki bitki ve hayvan fosilleri ile taşların özelliklerinin birbirine çok benzediğini kanıt olarak göstermiştir.
Wegener kıtaların bir zamanlar bir araya gelmesini ispatladığı halde kıtaların neden birbirinden uzaklaştığını açıklayamamıştır. Bu durum daha sonra Levha Tektoniği teorisi ile açıklanabilmiştir.
Karaları meydana getiren ve aynı zamanda okyanusların altında devam eden yerkabuğu bütün değildir. Düzensiz kırıklarla parçalanmış durumdadır. Yerkabuğundaki çatlaklar boyunca birbirinden ayrılan bu parçaların her birine Levha yani Plaka denir. (alıntı)
Yeni bilgilerde buluşmak dileğiyle…
Nazan Şara Şatana
http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552
http:// https://twitter.com/#!/nazansarasatana