- Kategori
- Güncel
Et ithalatı ve düşündürdükleri

Son günlerde basında, medyada ve yöneticilerde et fiyatlarının pahalılığından söz edilmektedir. Konuyu geriye dönük olarak değerlendirdiğimizde son 10 yıldır ne atanmışların nede seçilmişlerin gerçeği gördüğünü söylemek mümkün değil. İşin acı tarafı konuyla ilgili ne muhalefetin nede iktidarın yeterince ilgilenmediğini, hayvancılığımız ölürken et ihtiyacının ithal yoluyla karşılanabileceği yolundaki çalışmalar ön planda olduğunu görüyoruz.
Pek çok siyasi partinin 2002 seçim beyannamesinde bulunan şu gerçekleri bir hatırlayalım. “1980 yılında Türkiye’de 16 milyon sığır varken, 1999’da bu rakam 11 milyona inmiştir. Yine 1979 yılındaTürkiye’de 46 milyon koyun varken, 2000 Yılında busayı 28 milyona düşmüştür. Sığır sayısında yüzde 30, koyun sayısında yüzde 38 düşüş vardır. Bu dönemde ülkemizin nüfusunun ve milli gelirinin arttığı dikkate alındığında, hayvancılık sektöründeki gerilemenin ne kadar büyük boyutlarda olduğu daha iyi anlaşılır. Sorun, sadece hayvan sayısının düşmesi değildir. Verimlilik de düşmüştür.”
Bu cümleler 2002 seçimlerindeki bir siyasi partinin seçim beyannamesinden alındı. Gazetelere yansıdığı kadarı ile 2005 yılı sonundaki durumTürkiye’deki koyun sayısı 25 milyona, Sığır sayısı da 3 milyona indi.
Ankara Ticaret Odasının 26 Şubat 2007 tarihli gazetelere yansıyan hayvancılık raporuna göre Türkiye nüfusu 1990 yılından bu yana yüzde 26.9 artarken hayvan varlığı yüzde 33.7 oranında azaldı. ATO’dan yapılan açıklamada odanın TUİK, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Veteriner Hekimleri Derneği ile Ankara Veteriner Hekimler Odası kaynaklarından yararlanarak hazırlandığını belirtiyor. Bu rapora göre Türkiye’nin 1990 yılında toplam hayvan varlığı 64 milyon 902 bin iken, 2005 yılı sonunda 43 milyon 86 bin 802 ye düştü. Şimdi durum nedir? Ona bakalım. 2010 itibariyle hayvan varlığımızın sayısını artırabildik mi? Maalesef hayır. Nüfusumuz arttı. Ama hayvan varlığımız azalmaya devam etti. Ve bugün üreticinin elinden ucuz et alıp 30 TL nin üzerinde bir fiyatla süren aracıları durdurma yerine et ithalatı yapıl zamları durdururum anlayışı hakim. Üreticiye sorduğumuzda “yem fiyatları enflasyonun birkaç katı arttı. Maliyetler yükseldi. Buna rağmen et fiyatları bizden alınan fiyatın iki buçuk katına satılıyor. Neden aracıların önüne geçilmiyor?” Sorusu ile karşılaşıyoruz. Anadolu’da üreticiyi destekleyerek hayvan varlığının sayısını artırılması yoluna gidilmesi gerekir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde ki seçilmiş vekillerimiz neden köklü tedbir düşünmezler? İktidar olsun, muhalefet olsun neden en önemli besin maddesi olan et konusunun geliştirilmesi için çalışmazlar? Neden hala bizim bir ilimiz büyüklüğündeki ülkelerden et ithali yapıyoruz? Neden milletin efendisi olan köylünün elinden tutmuyoruz?
Bundan 20 yıl önce önemli bir toplantıda “bu toplantıda koyun çobanının oğlunun işi yok” diye beni toplantıya almayan zihniyet ile bugün üreticinin elinden tutmayan üreticiyi tefeciye havale eden zihniyet arasında ne fark var? (Ki yukarıda bahsettiğim Milli Eğitimin önemli bir mevzuat toplantısı idi. İşin içinden çıkamayınca 3 ay sonra yine bana geldiler.) Atanmışlarda seçilmişlerde bu soruların cevabını vermelidir. Çözüm belli üretimi artırmak hayvancılık yapan köylüye destek vermek. Üreticiyi hor görmemek. İnşallah yetkililerimiz doğru çözümde birleşir.
Saygılarımla.