Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Mayıs '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Ölümünün 422. yılında Mimar Koca Sinan

Ölümünün 422. yılında Mimar Koca Sinan
 

Mimar Sinan, 1490 yılında Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. 9 Nisan1588 yılında İstanbul’da öldü. Hayatı ile ilgili bilgiler çağdaşı olan Mustafa Sai Çelebi’nin <ı>Tezkiret ül-Ebniye ve <ı>Tezkiret ül-bünyan adlı eserlerine, yazarı bilinmeyen yazmalara <ı>(Tuhfet ül-mimarin, Risalet ül-mimariye, Adsız risale) kendi vakfiyelerine ve baş mimarlığı dönemindeki yazışmalara dayanır. Bu kaynaklara göre Sinan, Yavuz Sultan Selim döneminde (1512) İstanbul’a getirildi, önce taşra hizmetinde çalıştırıldı. Daha sonra Yeniçeri Ocağı’na yani bugünkü deyimle asker ocağına alındı. Sekiz yıllık Enderun eğitiminden sonra bugünkü deyimle İstikam subayı olarak Kanuni Sultan Süleyman’ın Belgrat (1521) ve Rodos (1522) seferlerine katıldı.

Mohaç seferinde (1526) zemberekçibaşılığa (bugünkü deyimle başteknisyenliğe) getirildi. Viyana (1529) ve Irak (1534–1535) seferlerine katıldı. Van gölünü aşacak üç geminin yapımında gösterdiği başarısıyla hasekiliğe yükseldi. Boğdan seferi sırasında (1536) Prut nehri üzerine on üç günde kurduğu köprüyle dikkati çekti. Acem Ali’nin ölümünden sonra sermimaran-ı hassa (saray baş mimarı) oldu ve bu görevini Sultan II.Selim ve Sultan III. Murat dönemlerinde ölümüne kadar sürdürdü.

Mimar Sinan’ın görevi bugünkü Bayındırlık ve İskan Bakanlığına denk bir görevdir. Osmanlı Cihan Devletinin en güçlü çağında yaşayan Mimar Sinan, hassa mimarları örgütünü düzenleyip yönetmesinin yanı sıra gerçekleştirdiği eserleriyle klasik Osmanlı mimarlığının oluşumunu ve gelişimini sağladı. Çeşitli kaynaklara göre; 84 cami, 52 mescit, 57 medrese, 7 darülkurra, 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa, 6 suyolları ve kemerler, 8 köprü, 8 mahzen, 20 kervansaray, 35 saray, 41 hamam olmak üzere üç yüz altmışı aşkın yapısı vardır. Sinan’a bağlanan yapıların iki yüz seksenden fazlası İstanbul ve yakın çevresiyle Trakya’ da bulunmaktadır. Diğer yapılar Balkanlar, Ortadoğu ve Arabistan’a kadar uzanmaktadır. Bu durumda yapıların bir bölümünün onun denetimi altında öğrencileri yada ona bağlı mimarlarca gerçekleştirildiği sanılmaktadır. Baş mimar olmadan önceki yapıları arasında Üçbaş mescidi ve medresesi (1530/1531), Muhsine hatun Mescidi (1532/1533), Kasımpaşa Camii (1533/1534) belirtilebilir. İstanbul’daki Haseki Külliyesi baş mimar olarak gerçekleştirdiği ilk eseridir. (1538–1539). Beş yıl sonra bitirdiği ve ilk önemli eseri olan Şehzade Külliyesi’ni (1543–1548) çıraklık dönemi eseri olarak nitelendirir. Bu yapıda Sinan, dört ayağa oturan ve dört yarım küreyle desteklenmiş merkezi kubbe şemasını uygulamıştır. Bunun ardından Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camisinde ise yarım kubbelerin sayısı üçe indirilmiştir. Kendisinin kalfalık eseri olduğunu belirttiği Süleymaniye Külliyesi (1550–1557) yapılarının yerleştirilişindeki ustalık ve düzenin yanında, ekonomik ve kültürel işleviyle de klasik dönemin simgesi olmuştur. Camide dört ayağa oturan kubbeyi giriş ve mihrap yönlerinden yarım kubbelerle desteklenmiş, diğer cephelere üçer kubbeli mekanlar ekleyerek daha ferah ve aydınlık bir iç görünüm sağlamıştır.

Taşıyıcı ve örtü düzenine ilişkin denemelerini, kubbeyi altıgen bir plana oturttuğu Sinan Paşa, ana mekanı tek bir kubbeyle örttüğü Edirnekapı Mihrimah Sultan, çok ayaklı, çok kubbeli ulu camiler planındaki Piyale Paşa camilerinde de sürdürmüştür. Klasik Osmanlı mimarisinin en büyük eseri olan ve Sinan’ın ustalık eseri olarak nitelendirdiği Selimiye Camiinde (1569–1575) daha önce Rüstem Paşa Camiinde uyguladığı, kubbeyi sekizgen plana oturtma düşüncesini geliştirdi; taşıyıcı ayakları ince tutup çapı 31metreyi aşan kubbeyi (en büyük kubbesi) daha belirgin biçimde öne çıkardı. Onun denemelerinin sonucu, merkezi plan Osmanlı mimarisinin ana şeması oldu, kubbe tarihi yapıyı biçimlendiren temel öğe durumuna geldi. Sinan’ın önemli denemelerine sahne olan bir başka yapı türü de türbelerdir. Şehzade Mehmet’in türbesi aşırı süslemeli cephe düzenlemesi ve dilimli kubbesiyle dikkati çekerken, Kanuni Sultan Süleyman’ın olgun görünümlü türbesinde, Türk mimarisinde çok az kullanılan çift yüzlü kubbeyi deneyerek, iç kubbeyi ayaklara, dış kubbeyi ise dış duvarlara oturttu. Sultan II. Selim’in türbesinde ise, geleneksel altı yada sekiz köşeli şema yerine, köşeleri pahlanmış kare planı uygulandı. Taşıyıcı öğelerinin ve temellerinin sağlamlığıyla dikkati çeken ve günümüzde de ayakta duran anıtsal yapıları mimarinin yanı sıra mühendislik açısından da önem taşır. Bu yüzden kendisi, <ı>”ser mimaran-ı cihan ve mühendisan-ı devran” olarak anılmıştır. Yani mühendislerin ve mimarların en büyüğüdür.

Selimiye Camiinde denediği olabildiğince büyük bir mekanı kubbeyle örtmek ve üç şerefeli bir minarede her şerefeye birbirini görmeyen ayrı basamaklarla çıkabilmek, onun mühendislik anlayışının çarpıcı örnekleridir. Mühendislik alanında dikkati çeken öteki eserleri arasında, İstanbul’un su sorununu çözümlemeye çalıştığı Kırkçeşme su yapıları ve Mağlova kemeriyle, dört bölümden meydana gelen 635.5 m. uzunluğundaki Büyükçekmece köprüsü özellikle belirtilebilir. Mimar Sinan Süleymaniye Külliyesi içindeki türbesinde gömülüdür. Mimar Koca Sinan’ı rahmetle anarken bugün mesleğe, tekniğe ve sanata ne kadar değer verildiğini hatırlatmak istiyorum. Bugün meslek lisesi mezunlarına mimar ve mühendislik fakültelerini tercih edemezsin edersen puanını düşürürüm diyen bir uygulama ile karşı karşıyayız. Bugün 1937 yılında Atatürk’ün talimatı ile kurulan eski adıyla Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu, şimdiki adı ile Teknik Eğitim Fakültesi veya Teknoloji Fakültesi mezunlarını teknik eleman görmeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Ülkemizde meslek liselerinden, Meslek Yüksek Okullarından ve Teknik Eğitim Fakültelerinden yılda 500.000 civarında kişi mezun olmaktadır. Bu rakam 18 yılda 9.000.000 kişi eder. Bugün biz, 3795 sayılı kanun gereği yetki ve sorumluk yönetmeliğini 18 yıldır çıkarmayan bir zihniyetle karşı karşıyız. Bugün biz mesleğin, tekniğin ve sanatın önüne Çin setti gibi engel çıkaran atanmışlarla karşı karşıyayız. Ölümünün 422’nci yılında Mimar Koca Sinan’ı rahmetle anıyor ve arıyoruz. Saygılarımla.

 
Toplam blog
: 27
: 2227
Kayıt tarihi
: 30.09.09
 
 

1948 Isparta-Senirkent doğumluyum. Teknik Öğretmenim. Uzun yıllar öğretmenlik, idarecilik yaptım. Ba..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara