Euro 2008’de en çok onlar kazandı…

Türkiye’nin de bulunduğu büyük futbol turnuvası Euro 2008’i büyük zevkle takip edenlerdenim. Ne yazık ki Fatih Hoca yönetimindeki Türk A Milli takımına umut bağlayamıyorum. Ama benim konum o değil.

Euro 2008 başlamadan önce herkes ‘getireceklerinden’ bahsetti.

Büyük araştırmalar yapıldı. Yok şu kadar Lcd TV, şu kadar Plazma TV, şu kadar çerez, şu kadar meze satılacak filan… Millet şöyle düşünmeye başladı:’TV satanlar köşeyi döndü!’ Elbette doğruluk payı var. Çünkü satışların azalacağını kimse iddia edemez. Tamamen ucu açık bir araştırmadır. Tamam, araştırmaların içeriğinde miktarlar da yazılı. Ancak bu tahmini de neye göre yapıyorlar bilemeyeceğim.

Bu makalemde farklı bir yöne çekeceğim, bu araştırmaları. Euro 2008’de en çok kazananlar televizyon satıcıları, üreticileri, kuruyemişçiler, kahvehaneler değil. En çok kazananlar Medya Şirketleri! Mutlaka siz de tahmin etmişsinizdir. Her firma, alanları ne olursa olsun ‘A Milli Takım’ ile ilgili tezahürat tarzı reklamlar hazırladı. Tüm kanallarda gösterilmeye devam ediliyorlar.

Şimdi sorarım size; en çok kazananlar onlar değil mi?

Reklam rakamlarını bilmiyorum. Ancak artık neredeyse normal reklam kalmadı. Her reklamın altında bir ‘Kırmızı-Beyaz’ sloganıyla karşılaşıyoruz. Bu güzel bir şey. Ancak bunun ‘Milliyetçilikle’ ilgisi olduğunu zannetmiyorum. Yani amaçlarının müşteri çekmek olduğunu savunanlardanım. Ancak ne olursa olsun, böyle reklamları görmek güzel.

Euro 2008’in getirdiklerine gelince; Medyasal Güç… Asıl ‘köşeyi dönenler’ medya patronları oldu. Sadece televizyon kanalları ve gazeteler değil, dergiler ve web siteler de reklamlarla dolup taştı. Bir de gruptan çıkarsa Türkiye, siz o zaman görün reklamları. Artık diziler de sezonu kapattı. Yazlık dizi yerine, reklam verirler.

Sanırım bize düşen, Medya Patronlarına: ‘bereket versin’ demek…

Başka bir makalemde görüşmek dileğiyle…

Saygılar, sevgiler…