Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Kasım '08

 
Kategori
Haber
 

Evet, Atatürk yalnızdı...

Evet, Atatürk yalnızdı...
 

Yalnızlığın resmi


Mustafa filmi, belgeseli gerçekten çokses getirdi.

Mustafa filmi Atatürk üzerinden sürdürülen sömürünün, bağnazlığın turnusol kağıdı oldu.

Mustafa filmi iddiasız, Can Dündar’ın anladığı Atatürk’ü tarif ediyor. İnsan Atatürk’ü Can; gücünün yettiği kadar anlatıyor.

Beğenmezsin…

Bu ülkede herkes Atatürk'ü köşe yazarları gibianlamak zorunda değil.

Bu ülkede herkes Atatürk’ü Baykal gibi anlamak zorunda değil!

Bu ülkede herkes Atatürk’ü Film üzerinden Can Dündar’a saldıranlar gibi anlamak zorunda değil.

12 Eylül faşizminin belleklere kazıdığı Atatürk imgesi gibi anlamak zorunda değil.

Çoğaltabiliriz.

Ama Türk insanına yıllardır anlatılan, belletilen resmî Atatürk’ün insan yüzü beyaz perdeye yansıdı diye koparılan fırtına en başında Atatürk’e haksızlık.

Hiç kimse sormuyor Baykal Atatürk uzmanı mı diye!

Hiç kimse sormuyor eğitim bilimi bakımından bu filmi çocuklara izletirsek nasıl bir algı oluşur çocukların belleğinde diye.

Geçtim; birikimine güvendiğim insanlar bile saldırmıyor mu şaşıp kalıyorum.

Biraz önce Alevi yurttaşlarımızın Ankara Sıhhıye meydanında düzenlediği mitingden döndüm. Biliyorsunuz sanırım Kesk, Eğitim Sen, ÖDP, DSP, CHP, DTP’nin desteklediği Alevi Bektaşi Federasyonu’nun öncülüğünde Ankara’da düzenlenen “eşit yurttaşlık” mitingi büyük bir katılım ile gerçekleşti.

Ayrıntıları basından takip edersiniz. Ancak blog sayfasını açıp İbrahim Pekbay ağabeymizin Mustafa filmi ile ilgili blogunu görünce yine kendimi yazmak zorunda hissettim.

Sevgili İbrahim bey genel kanıdan yola çıkarak bir şeyler söylemek zorunda hissediyor kendini ve devamla diyor ki;”Tartışmalarda ortaya konulan belgesel içinde bir çok çarpıklıkların , ben sadece bir tanesini ele alacağım.”

Kısaca, Atatürk’e “yalnız adam” denilmesinden hoşnut değil.

“Etrafındaki sınırlı sayıda kişi ile bolca sigara ve içki içen , milletten kopuk “yalnız adam” görüntüsü..Yazıma bir fotoğraf ekledim yanındakiler kimler “diye soruyor.

Şimdi düşünüyorum ve anlıyorum ki yapılan tespitlere göre; ilk mecliste Atatürk’ün bir sonraki seçimde seçilmesini engellemek isteyenler aslında ve her halde katıksız birer “cumhuriyet” taraftarıydılar.Hatta halk , millet meclisin kapısında “Cumhuriyet isterük” diye demokratik taleplerini tıpkı bu gün Sıhhıye’de olduğu gibi meclise duyurmaya çalışıyorlardı. Atatürk’te halkın, milletin bu haklı taleplerini kırmayıp akşam Çankaya’ya çevresindekileri toplayıp “Halk cumhuriyet istiyor, İsmet yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”diyordu.

Atatürk yalnızdı, tıpkı “ben size doğmaları değil bilimin aydınlığını bırakıyorum” derken olduğu gibi.

Yalnızdı.Boğazı sandal ile geçerken yanındaki gazetecinin sorusuna karşılık “Geldikleri gibi giderler.” derken olduğu gibi.

Yalnızdı …

İçki içerdi.

Sigarayı çok içerdi, her halde bu günlerde yaşanacak tartışmaların anlamsızlığından olsa gerek.

Kısaca.

Hepimiz gibi insandı.

Pes artık.

Eleştirilerde el insaf !

Can Dündar’ı tanımam ancak sarıksız Fettullahçılığından, satılmışlığına uzanan çamur atma ritüeline ( biat kültürü ile artık öyle bir durum oluştu..) sonuna kadar karşı çıkmayı sorumluluk olarak görüyorum.

Bu ülkede köşe başlarını tutmuş Atatürk adına ahkam kesenlerin tarifine bi bakıma itiraz olarak gündeme düşen Mustafa belgeseli ezberleri bozmuştur.

İyi ki Can’ın Mustafa’sı var, ezber bozdu.

Cami ile Cemevi arasına sıkışmış halkımızla bu gün bile Cumhuriyet ilan edilemezdi.

Atatürk yalnız kalırdı.

Yalnızdı.

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara