- Kategori
- Siyaset
Evet ve Hayır'ın dansı

plussign
Bu günlerde Anayasa refarandumu üzerine televizyon kanallarında bol bol açık oturum panelleri izlemekteyiz. Farklı görüşlere mensup kişiler konuyu tartışarak izleyenlere bilgi veriyorlar.
Diğer konularda olduğu gibi katılımcıların büyük bir çoğunluğu hazırlıksız geldiklerinden izleyicilerin bildiklerinden öteye geçemeyerek, oylanacak Anayasa metinlerini yuvarlak sözlerle açıklamaya çalışıyorlar.
Panel veya açıkoturuma katılanlar, sanki bir saat öncesinden acele davet edilmiş ve hazırlıksız gelmişler gibi konunun inceliklerine inmekte güçlük çekiyorlar. Oysa konu yaşamsal öneme sahip. Üzerinde günlerce çalışılması, hazırlık yapılması gerekiyor. Çünkü, halk konu hakkında aydınlanmak istiyor.
Değiştirilen anayasa taslağının, TBMM'inde yangından mal kaçırır gibi hızlı bir şekilde kabul edilmesine benzer bir şekilde, tartışılması da bir kargaşa içinde geçeceğe benziyor.
Anayasa, her yurttaşın günlük yaşamı ile ilgili.
Siyasi iktidarlar gelip geçici. Liderler de öyle.
Dürüstlük, doğruluk ve iyi niyet kavramlarının kişiler üzerinde yasalarla bağlayıcılığı olmadığı , sadece sözlerde kaldığı sürece yaşamsal bir anlamının olmadığı açık. İktidarlar insiyatifine bırakılmış hak, adalet ve özgürlüklerin temelinin ne kadar sağlam olabileceği yaşanan deneyimler içinde görülmekte.
Doğruluğun, dürüstlüğün, milliyetçiliğin, toplumculuğun tanımlarına uygun olarak aynaya bir bakabilsek ve Avrupa tamam dedi, Amerika uygun dedi, beklenti ve sözlerinden vazgeçip kendimize dönebilsek o zaman evet ve hayırın dansını kavramış olacağız. Hüseyin Seyfi