- Kategori
- Anılar
Evimin kadını çocuklarımın anası olacaksın!
Bazı kelimeler yada cümleler vardır,canımız çeker söylemek isteriz ama bir türlü o ortam oluşmadığı için dağarcığımız da bir yerlerde tozlanır kalır.
Ben bugün bayram temizliği yaparken onları da çıkarıp havalandırdım. Hazır tozu alınmışken de şöylee bir söyliyeyeyim de hafta sonu için bir hoşluk olsun değil mi ama. keseden yiyelim bugün.) bakın geliyorlar dizi dizi...
Öndeki aracı takip et. (heyyy o yanda ki değil şu jaguar markayı. bari hiç olmaz sa havamız olsun değil mi?)
Sizi bana sayı ile mi verdiler ülennnn! (yine hoş bir sesleniş gerçi hanımlara pek yakışmaz ama, biz de kıkırdayarak söyleriz)
(parmakla tehdit isaretiyle birlikte) hey sen... cek o pis ellerini o kizin uzerinden...
"güzel olduğunuz kadar küstasınız da..." Güzeller ne yapsın güzel olsalar suç, olmasalar küstahlar.
Ve Münir Özkul çalıştığı fabrikanın sahibinin yanına gider, oğlu Tarık Akan(adı Tarık değil aman deyim yalnış anlaşılmasın fabrikatörün kızı ile kaçarak evlenmiştir, bunu duyan baba intikamını almakta gecikmez ipotekli evlerini satın alır ve onları sokağa koyar buda yetmez gibi işten de kovar. Gelin şimdi tarihi repliği dinleyelim)
"Bak beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın. paran var, pulun var, herşeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak, yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak ama nasıl yakışmaz?
Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saaddeti çok gören. anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor, ama ben boşuna konuşuyorum. Sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. hıh. sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi Saim bey; sen mi büyüksün? hayır ben büyüğüm, ben, Yaşar usta. sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç. gözümde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiç birşey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?
Dokunma artık aileme. dokunma çocuklarıma, dokunma oğluma, dokunma gelinime.
Eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, Yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni. anlıyor musun. vururum ve dönüp arkama bakmam bile." der. Helal be Yaşar ustam.
Her şeyi açıklayabbilirim hayatım! Bekliyoruz.
Nöbetçiler yakalayın!
"sizi tanımıyorum beyfendi, hediyenizi kabul edemem"
Ağacın altına oturmuş, Meksikalılar gibi şapka altında uyuklarken, bir parkı, binayı, yeri, muhallebiciyi, otu çöpü sorana kafayı kaldırmadan sadece işaret parmağı ile yönü göstermek, giderken de:
-hey yabancı, oraya giden kimse... bir daha geri dönmedi.... demek
''beş dakika icinde cıkmazsam polisi ara'' ve final... yorgunum dostlar uyku kardeş geldi de...
Evimin kadını, çocuklarımın anası olacaksın..evleneceksin benimle!...The end