- Kategori
- Aile
Evlat yetiştiriyoruz, sebze değil!!!

Evlenirken; herşeyimizde ortak olacağımız bir geleceğe imza atarız. Evlendiğimiz kişiyi herşeyimiz olarak kabul ederiz. Bu kurumun olmazsa olmazı, sevgi, saygı ve güvendir.Yuvanızda, bu üç unsur olduğu sürece, temelleriniz sağlam kalır.Ortaklığa başlandıktan sonra eğer bir kişi, bu unsurları bilerek veya bilmeyerek çiğnerse, yuvanızın temeli sarsılır. İki kişi olarak başladığınız ortaklığınız, 3, 4, 5 kişi olarak devam eder. Çünkü ortaklığa aldığınız çocuklarınız vardır. Onlar, siz istediğiniz için bu ortaklığa dahil edilmişlerdir. Sizin sorumluluğunuz altında yaşamaya mahkumdurlar, kendi ayakları üzerinde duran'a dek. Anne, Baba olarak, onlara karşı görevlerimiz vardır.Bunlar sadece karnını doyurmak, üstünü giydirmek değil, iyi bir birey olarak yetiştirmek, yarınlarını güvence altına almaktır. Onlara, maddiyat dışında, manevi değerleride aşılamamız gerektiğini düşünüyorum.
Çocuklarımız manevi değerleri, doğruları anlatsanızda, anne ve babanın davranışlarını model alarak öğrenir. Düşünsenize;evde saygı, sevgi, güven ve dürüstlük yok, birde oturup onlardan bu değerleri uygulamalarını bekliyelim. Ne ektik'ki, ne biçelim? Unuttuğumuz şu;anne, baba olduğumuzu unutuyoruz, hayatımızı, kendimize özgü yaşamaya devam ediyoruz. Onların bizi izlediğini görmezden geliyoruz. İşimize öyle geliyor. Çocuklar, kendilerinden beklenen davranışları, anne ve babanın davranışlarını kopyalayarak hayata uyguluyorlar, farkına varmıyoruz.
Kendi ailemden örnek vereceğim, üç tane çocuğumuz var, onları, olabilecekleri en iyi insan olmaları için uğraşıyoruz. Evde yaşanan olumlu yada olumsuz çatışmalar onları etkiliyor.Olumlu olanlarda, çocukların davranışı iyi, olumsuzlarda'ki davranışları, kötü olarak bize yansıyor. Büyük oğlum, şu an tam ergenlik döneminde, kendi kişiliğini oturtmaya, Kendini ispatlamaya çalışıyor. Sevgiyi ve saygıyı verebildiğimizi düşünüyorum, ama dürüstlüğü, doğruluğu tam veremediğimizi görüyorum.Ufak tefek yalanlarını yakalıyorum, ikaz ediyorum. ''Yalanın iyisi kötüsü olmaz yalan yalandır, her zaman dürüst ol, hatalı olsan bile dürüst davrandığın için affedebiliriz''diyorum.
Anne, Baba olmak kolay değilmiş, annem rahmetli, ''anne olunca anlarsınız beni derdi.'' doğruymuş, şimdi anlıyorum. Evlat yetiştirmek kolay değil, hele günümüzde hiç değil. Eskiden büyüklere, eşe, dost'a saygı vardı.Şu an, yok olmanın pençesinde kıvranıyor. Toplum olarak birşeyler kaybettik, farkında değiliz, şuan yaşadıklarımızı, eğrisiyle ve doğrusuyla, yuvarlanıp çocuklarımızın kişiliğine cuk diye oturtuyoruz. Bizlere düşen görev yavrularımız'a iyi birer model olmak, doğruları yaşayarak onların doğruyu görmesini sağlamak. Atacağımız her yanlış adım, onları insanlık olarak kaybetmemiz demek.
Sayın anne ve babalar, kendi isteğimizle ortaklığa aldığımız bu minik insanları, harcamayalım. Zaten düzen bozulmuş, deyip düzene ayak uydurmak yerine, doğrularımızı yaşayalım, birilerinin yaptığı yanlışları benimseyip, doğrularımızdan taviz vermeyelim. Dejenere olmuş, değerlerimizi kurtarmaya çalışalım.İşimize geldiği için, bu düzene ayak uydurup, ahlaki değerlerimizden taviz vermiyelim. Çünkü bu verdiğimiz tavizleri, ileride evlatlarımız, faiziyle birlikte, biz model anne ve babalara geri ödeyecekler.Unutmayalımki ektiğimizi biçeceğiz.
Çocuklarımız manevi değerleri, doğruları anlatsanızda, anne ve babanın davranışlarını model alarak öğrenir. Düşünsenize;evde saygı, sevgi, güven ve dürüstlük yok, birde oturup onlardan bu değerleri uygulamalarını bekliyelim. Ne ektik'ki, ne biçelim? Unuttuğumuz şu;anne, baba olduğumuzu unutuyoruz, hayatımızı, kendimize özgü yaşamaya devam ediyoruz. Onların bizi izlediğini görmezden geliyoruz. İşimize öyle geliyor. Çocuklar, kendilerinden beklenen davranışları, anne ve babanın davranışlarını kopyalayarak hayata uyguluyorlar, farkına varmıyoruz.
Kendi ailemden örnek vereceğim, üç tane çocuğumuz var, onları, olabilecekleri en iyi insan olmaları için uğraşıyoruz. Evde yaşanan olumlu yada olumsuz çatışmalar onları etkiliyor.Olumlu olanlarda, çocukların davranışı iyi, olumsuzlarda'ki davranışları, kötü olarak bize yansıyor. Büyük oğlum, şu an tam ergenlik döneminde, kendi kişiliğini oturtmaya, Kendini ispatlamaya çalışıyor. Sevgiyi ve saygıyı verebildiğimizi düşünüyorum, ama dürüstlüğü, doğruluğu tam veremediğimizi görüyorum.Ufak tefek yalanlarını yakalıyorum, ikaz ediyorum. ''Yalanın iyisi kötüsü olmaz yalan yalandır, her zaman dürüst ol, hatalı olsan bile dürüst davrandığın için affedebiliriz''diyorum.
Anne, Baba olmak kolay değilmiş, annem rahmetli, ''anne olunca anlarsınız beni derdi.'' doğruymuş, şimdi anlıyorum. Evlat yetiştirmek kolay değil, hele günümüzde hiç değil. Eskiden büyüklere, eşe, dost'a saygı vardı.Şu an, yok olmanın pençesinde kıvranıyor. Toplum olarak birşeyler kaybettik, farkında değiliz, şuan yaşadıklarımızı, eğrisiyle ve doğrusuyla, yuvarlanıp çocuklarımızın kişiliğine cuk diye oturtuyoruz. Bizlere düşen görev yavrularımız'a iyi birer model olmak, doğruları yaşayarak onların doğruyu görmesini sağlamak. Atacağımız her yanlış adım, onları insanlık olarak kaybetmemiz demek.
Sayın anne ve babalar, kendi isteğimizle ortaklığa aldığımız bu minik insanları, harcamayalım. Zaten düzen bozulmuş, deyip düzene ayak uydurmak yerine, doğrularımızı yaşayalım, birilerinin yaptığı yanlışları benimseyip, doğrularımızdan taviz vermeyelim. Dejenere olmuş, değerlerimizi kurtarmaya çalışalım.İşimize geldiği için, bu düzene ayak uydurup, ahlaki değerlerimizden taviz vermiyelim. Çünkü bu verdiğimiz tavizleri, ileride evlatlarımız, faiziyle birlikte, biz model anne ve babalara geri ödeyecekler.Unutmayalımki ektiğimizi biçeceğiz.