Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '09

 
Kategori
Yurtdışından Bildiriyorum
 

Evlatlık

Evlatlık
 

Bu o çocuk değil...


Geçen gün günlük gazetemde okuduğum bir evlat edinme konusunu sizlerle paylaşmak istedim. Amerikalı evli olmayan bir kadın iki Çinli çocuğu evlat edinir. Erkek olanı sekiz yaşında iken ülkesinden ayrılıp yeni ailesi ile birlikte yaşamaya başlar. Küçüklüğüne ait anılar siliktir belleğinde kalan bir iki küçük anı dışında.

On yedi yaşındaki çocuk yeni ülkesine alışmıştır. Ama yüreğinin bir köşesinde kendi öz anne babasını bulma isteğini gizleyemez annesinden. Annesi olumlu bir yaklaşımla onu Çin'e götürür. Kendisi bulur aileyi. Çalışan ana babanın ikinci çocuğudur.

TEK ÇOCUK prensibinin uygulandığı söylenen Çin de ikinci çocuk ailelerce cezalandırılma korkusu ile sokağa terkediliyormuş ya da uzakta kırsal alanda yaşayan akrabalarının yanına yollanıyormuş. O akraba kendi çocuğu gibi büyütülürmüş.

Sözünü ettiğim çocukta sağlık sektöründe çalışan ve aslında ikinci çocuğu büyütebilecek durumda olan ana baba tarafından kırsal alanda yasayan amcasının yanına yollanmış. Okul çağına gelince ana baba evine dönmüş. Babası ile alışverişe gittiği bir gün kaybolur çocuk. Babanın arama çalışması boşunadır . Sokakta tek başına dolaşırken bulunur ve ana babası olmayan çocukların olduğu yurda yerleştirilir. Amerikalı kadın onu evlat edinene kadar orada yaşar bir süre ve sonra yaşamını bir Amerikalı gibi sürdürür adı bile o ülkenin dilinden seçilir. Büyüdükçe kendi ana babasını bilmek ister.

Araştırma yapıp kendi ana babasının yaşadığı yeri bulur ve kendini büyüten annesi ile onları görmeye gider. İlk karşılaşmada babanın dizlerinin bağı çözülür yere yığılır. Ana elleri ile yüzünü kapar gözyaşlarını göstermemek amacıyla . 1, 80 yaklaşan boyu ve kıllı bacaklarıyla kendilerinden farklı bir çocuk bulurlar karşılarında . Genç çocuk kimsenin betimleyemeceği bir yüzle donuk donuk şok olmuş gibi bakar onlara. Amerikalı annesinin "iyi misin ? " sorusuna başını sallayıp yanıt verir sessizce. Eski Türk filimlerinde çocuk bu durumlarda hemen öz annesine gözyaşları ile sarılırdı , değil mi ?

Genç çocuk kendi ana babasını değil ama onu bir süre büyüten amcasını hayal meyal hatırlar . Ailesi ona ilk karşılaşmalarında onun çocukken sevdiği şekerlemeyi ve arıtmetık öğrendiği ABACUS ü verirler. Öz ailesi onun bir Amerikalı gibi büyüdüğün bilincindedir . Onu görmekten mutludurlar ama kökleri burada ama geleceği Amerika da derler . Onu kendilerine dönmeye zorlamayacaklarını ama bağlantıyı koparmayıp haberleşmeyi sürdürmeyi dilediklerini iletirler ona .

Şimdiki ailesi tarafından ne kadar sevilirse sevilsin kanımca CHINESE AMERICAN olarak görülecek ve özgürlükler ülkesi olarak bilinen Amerika da dışlandığı zamanlar da olacaktır.

Bir anlamda üzgünüm onun için. Kendi ülkesine dönse orada da farklı görülecek dışlanacaktır .

Umarım o ve onun gibi sayıları 1990larda 75, 000 olan Çin doğumlu evlatlıklar sağlıklı mutlu bir yaşam sürdürürler, kötü yollar düşmeden .

 
Toplam blog
: 397
: 1111
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1955 Niğde doğumluyum. Ancak Japonya'ya gelene kadar yaşantımın büyük bir bölümü Ankara'da geçti. Ka..