- Kategori
- Aşk - Evlilik
Evlendim...

alıntı
Uzun nişanlılık yılları, sancılı bekleyişler, uykusuz geceler, unutulmaz mutluluklar, güzel heyecanlar derken sonunda büyük gün geldi ve evlendik...
Evlendik, üstelik bir ayı bile geride bıraktık.
Düğündü, kınaydı,ev dizmeydi derken zaman nasıl geçti bilemediğimden uzunca ayrı kaldım yazı yazmaktan.
Tatlı koşuşturmanın yanı sıra yaşadığımız bir yığın aksiliği de düşününce geçirdiğimiz süreç herkesinkinden daha da zorluydu.
Memleketimin dışında bir evlilik gerçekleştirdim. Koca şehir İstanbul'u bir nüfus da ben gelerek kalabalıklaştırdım. Bilmediğim bir şehir, bambaşka bir düzen, aileden uzaklaşma evlilik stresi derken çıkan aksilikler de gözümüzde dağ oldu. Belki bir çoğumuz yaşamışızdır ama bizimki daha da yorucuydu galiba.
Ev aradık bütçemize uygun eli yüzü düzgün evi bulmamız haftalar sürdü, antepte düğün telaşına girmeden işler halledilsin dedikçe herşey birbirine girdi.
Çok az zamanımız kalasıya evi tuttuk ama bu sefer de ne mobilyacı sözünde durdu ne de beyaz eşyamızı alıcak insanlar. Çeyizi antepten taşıdık yıktık evin bir köşesine, döndük düğününümüzü derneğimizi yaptık ama ne cepte kaldı ne avuçta.
Balayı yapalım isterken cepte para kalmadı ki ona sıra gelsin, aman elzemler yetişsin diye bekledik balayı son güne kalıyor diye vazgeçmiştik ki, bu kadar şanssızlıkta şans yüzümüze güldü, bir turizim firmasından tatil kazandık, nasıl gideriz diye düşünürken saolsun ailem destekledi. Evleri hazır olamadı bari balayına gidip moral bulsunlar diye düşünmüş canım babam... Ne çok dua ettik balayında kendisine...
Sonunda tatil bitti eve döndük ama ne evde içecek su ne kurulu düzen vardı. Herşey üzerimize geliyor gibi hissediyorduk ama birlikteydik sonunda, ele ele verince herşeyi aşardık artık.
Evet evimizi evlendikten sonra düzebildik, evet balayımızı hayallerimizdeki gibi değil babama mahçup ola ola onun desteğiyle yaptık, mobilya gelmedi, beyaz eşya yoktu, evimizde yiyecek lokmamız yanımızda yardımcı olup teselli verecek, omzuna baş koyacağımız bir büyüğümüz yoktu... Düğünümüzde verilen sözlerin yerine gelmeyişinin utancı ve kırgınlığı çoktu, güle oynaya değil, hem ağlarım hem giderim nazıyla değil, canımızın acısından kalbimin kırılmışlığından hıçkıra hıçkıra döktüm gözyaşlarımı ama hepsi geçti...
Belki denildiği gibi henüz düşünüp gülemiyorum yaşadıklarıma ama geçti işte. Ne geçmiş geri gelir kırılan kalplar düzelip birşeyler değişir; ne de o güne yakınmak geleceği mahvetmeye değebilir.
Adı üstünde geçmiş, geçti ve gitti...
Bütün zorluklarına rağmen evliyiz artık, aynı yastığa baş koyuyoruz, aynı güneşe uyanıyoruz aynı geceye kavuşuyoruz.
Hayal ettiğimiz gibi diz dize başbaşa izliyoruz televizyonumuzu, hayal ettiğimiz gibi ellerimle yediriyorum sevdiğime meyvesini, ben yemek yapıyorum o ellerine sağlık hatunum ne de güzel olmuş diyor... Ben kötü de yapsam beğeniyor güzel de yapsam,o yanlış da söylese inanıyorum doğru da söylese...
Herkes evlen de anla anyayı konyayı demişti. Evlendim ve şimdi bana o akıl verenlere öyle kızıyorum ki ben henüz bir ayını yaşadığımdan değil güzelliği, bence evliliği hep kötüymüş gibi anlatanların hayata bakışından zor şeymiş evlilik.
Sorumluluk paylaşıyoruz, düşünmediğimiz şeyleri düşünüyoruz, kira veriyoruz, yağ eksiliyor, deterjan bitiyor, ekmek paramız kalmıyor, aynı kanalı izleyemiyoruz, yatakta yorgan paylaşamıyoruz, ellerimizi yıkayınca kurulamamaya sinir oluyoruz vs.vs...
Biz de evlenince birbirimize nişanlıykenki kadar tahammül edemediğimizi gördük ama yine de sabır ve anlayışla, uyarı ve dikkatlerle yürümeye çalışıyoruz.
Karı koca olmak birbirnin sınırlarını bilmemek demek değilmiş, sınırlarımızı çizip saygımız ile adım attıkça biryerlere varmak hiç de imkansız olmaz gibi.
Şimdilik taze evliyiz ama temeline saygı yerleştirme gayretindeyiz, işte belki de bu yüzden herkesin kötülediği gibi görmüyoruz evliliği.
Uzun lafın kısası evli, mutlu ve huzurluyuz maaşallah!....
Herşeye rağmen evlenmek güzel...