- Kategori
- İlişkiler
Evlilik...
Okul yaşamında sevdiğiniz arkadaşlarınızla tenefüsleri değerlendiriyosunuz, boş derslerinizde birlikte cafeler'e, bilardo salonlarına takılıyosunuz...
Arkadaşınıza güvendiğiniz için, birlikte asıyosunuz zaman zaman okulunuzu...
Biribirinizin sevgililerinizin ismini açıklıyosunuz ilk başlangıçta...
Sonra, sen o'na sevgilinden gelen sözleri aktarıyosun, o'da sana aktarıyor sevgilisinden gelen sözlerini...
Sonraları dayanışma doğuyor aranızda, güven duyduğunuz için birbirinize..
Birbirinizin önünü hiç kesmiyosunuz, "öncelikli sıra benimdir" diye...
Hep bir adım önünüze alıyosunuz o'nu, öncelikli sıralar hep o'nun oluyor...
Birlikte ağlıyosunz her hüzünlü ortamda...
Ama eğlenceli ortamda da, patlıyor kahkahalar..alabildiğinize coşuyosunuz beraber...
Kısaca herşeyinizdir sanki o...
Bir ara verdiğinizde istemeden de olsa arkadaşlığınıza... boşluğunu ne anne doldurabiliyor, ne baba nede kardeş...
Sanki onsuz yaşayamıyacakmış gibi bir his kaplıyor yüreğinize...
Anlaşamadığınız arkadaşlarınızla sadece okul arkadaşlığı sınırları içinde görüşüyosunuz... Hiçbir konuda güven duyduğunuz arkadaşınızdaki gibi özel duygularınızı açamıyosunuz, beraber ağlayamıyosunuz, gülemiyosunuz.
Tıpkı okul arkadaşınızla anlaştığınız gibidir sanırım evlilik.
Öncelikle güven duyulabilecek kişi olmalı, ömür boyu sizinle birlikte olabilecek insan.
Öncelikli sıralarınızı o'na verebilmelisiniz... verebilmeli...
Hüzünlerde birlikte, coşkuda da birlikte...
Kısa süreli zorunlu ayrılıklarda özlemeli... özlenmeli...
"Sizin dediğiniz aşk'tır... evlenince aşk diye birşey kalmıyor" dediğinizi duyar gibi oldum...
Cinsellik ve güzellik objelere dayalı evlilik tablolarında evet doğru olabilir... aşk diye birşey kalmıyor...
Ama güven'e dayalı evlilik tablolarında hep olumlu gelişmeler gözlemlenmekte ve aşk, zamanla daha güzel gelişmelere götürmektedir...
Burada ikinci önemli nokta, kişilerin kendileriyle barışıklıklarıdır... yani, her iki birey kendi iç dünyalarında barışık olmalılar...
Yaşam'ın güzelliklerini ikisi de farkına varmalılar... Zaman zaman kendileriyle alay etmelerini becerebilmelidirler...
Umursamazlık değil ama, hayat'ı de çok ciddiye almamasını öğrenmeliler ikiside...
Evlilik dediğimiz şey bu olsa gerek ha... nedersiniz.?
Sevgiler...