Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '08

 
Kategori
Tiyatro
 

Evlilikte ufak tefek cinayetler

Evlilikte ufak tefek cinayetler
 

iyi bir oyun


Benim için cumartesi günü( yani dün) sürpriz oldu.

Tiyatroya gittik annem ve arkadaşlarıyla…Oyunun adı ‘’evlilikte ufak tefek cinayetler’’. Başrollerinde Haluk Bilginer ve vahide gördüm var. ‘’Vahide gördüm’’ adını duyunca heveslendim; çünkü çok güzel bir bayan. Ben bayanlara kadın diye hitab etmem. Biraz kaba kaçar. Oyundan önce salondaki bay ve bayanlar bizi uyarmıştı cep telefonunuzu kapalı tutun diye. Ama oyunun esnasında hiç te şaşırmadığım bir şey oldu ve birisinin telefonu çaldı. İnsanlarımız anlamıyorlar ya da hiçbir zaman anlamayacaklar medeniyetin ne olduğunu?.Neyse bu konuya daha sonra gireriz. Oyunun konusu bir bayan ve kocasının evlilik hayatını anlatıyor. Bay( haluk Bilginer) hafızasını kaybetmiş. Eşi de onu eski haline getirmek için çırpınıyor. Sonradan ortaya çıkıyorki: eşi(vahide gördüm) onun kafasına vurmuş ve öyle bayılmış. Gerisini anlatmayayım gidin ve görün. Hoş sonunu söyledim ama oyunun asıl çarpıcı yanı ortasında.

Ben yıllar önce Uğur Mumcu kültür merekezinde tiyatroya gitmiştim. Don kişotu oynuyorduk. Hocamın adı: Hayrettin Filizdi. Mükemmel bir oyun yazmıştı. Benim rolüm don kişota doğru yolu gösteren ay şovalyesiydi. Evlilikte ufak tefek cinayetler oyununu seyrettikten sonra akılma o yıllarım geldi. Oynadığımız oyun seyirci rekoru kırmıştı. 2000 kişi mi ne gelmişti. Bazen tatsız olaylar oldu oynarken. Biz iki gruba ayrılmıştık. Birinci gruptaki olan don kişot ve diğer oyuncular, ikinci gruptaki don kişot ve diğer oyuncular.. İkinci grup oyununu oynarken o civardaki çoçuklar oyunun içine girip ağaçlardan kopardıları bir maddeye sahneye attılar. Bu Tiyatroya yapılan bir saygısızlıktı. Yazımın başlangıcında bir telefon olayından bahsettim. Oyun devam ederken telefon çaldı. Halbuki oyundan önce birkaç kere söylediler kapatın diye . Tam çaldığında önde oturanlardan tepki geldi. Biz balkon bölümünde oturuyorduk. Hani nasıl tiyatroya bir şeyler atılması ayıpsa onun telefonu açık bırakması ayıptır ve rezilliktir.

Tiyatroya gittiğim sene hocamız bize şunu söylemişti. Belki iyi bir tiyatrocu olamayacaksınız ama iyi bir tiyatro izleyici olacaksınız. Şimdi baktığımızda yaşadığımız dünkü olay asında onun söylediklerini bir bir anlatıyor.

Benim gözümde tiyatro eğlenceli hoş bir şeydir ama tek kötü yönü vardır. O da rol ezberlemek. Rolü ezberlediğinde unuttuğunda ise tam bir profosyenel gibi davranamıyorsun.;çünkü sen bir profosyonel değilsin.

Tiyatro seyrederken ya da bir skeç seyrederken bir şey yedikten sonra o yediğin şeyin kağıdını koltukların arasına atmaktansa o tiyatroya ayak basmam daha iyi. Çünkü kendi kendime saygızlık etmiş olurum. Şimdi bu nerden çıktı diyeceksiniz.

İstanbulda Ali poyrazoğlunun skecine gitmiştik annemle ve kuzenle.. En önde oturuyorduk . Torpilliydik biraz da…. İsmini vermek istemediğim bir yazar yediği bir şeyin kağıdını koltukalın arasına attı.

Tabi kendi köşesinde ahkam kesmek kolay. İnsan biraz da kendisine baksa..

Mardinli ergin

 
Toplam blog
: 386
: 739
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

Eskiden Ergin (yengeç dansı) rumuzuyla yazardım. . Doğruyum, çalışkanım Fenerliyim.   @Ergin Fene..