Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Evrensel hafıza

Evrensel hafıza
 

tablolarımdan...


Duymuş ya da okumuşsunuzdur, Hindistan'ın ünlü “Palmiye Yaprağı Kütüphanesi” asırların bilgeliğini barındırıyor. Kütüphaneyi ziyaret etmiş ve edecek olan herkesin yazgısı kuru bir palmiye yaprağında yazılıymış. Kütüphaneyi ziyaret etmeyi düşünmeyenlerin ve etmeyeceklerin yazgısı ise kütüphanede mevcut değilmiş. Bu, normal bir insanın hayal gücünün sınırlarını aşıyor, değil mi?  

Günümüzde internetin, dijital bir dünya kütüphanesi durumunda olmasından çok daha farklı olan Palmiye Yaprağı Kütüphanesi'nde zaman-mekan kavramları, bilinenin dışında paralel bir dimenziyonun yasalarını gösteriyor.  

Beş ya da yedi bin yıl önce “Bhrigu” adlı bir bilge tarafından astrolojik yasalara göre palmiye yapraklarına yazılmış olan bilgiler, spiritüel dünyanın kanıtları olabilir mi?  

Bir insanın doğum tarihini, ana baba adını, eğitim-öğrenim durumunu, mesleğini, gelecekte yaşayacağı olayları, medeni halini ve hatta ölüm tarihini palmiye yapraklarından okumak mümkünmüş. Ama işin özünü, kişinin dünyadaki spiritüel görevini açıklamak oluşturuyormuş.  

Bu bağlamda insan yazgısının önceden belirlenmiş ve değiştirelemeyecek olduğu tezi çıkıyor karşımıza ama elde edilen bilgi, hayattaki bazı olayların daha iyi anlaşılmasını sağlayacağından hayatta istenilen birtakım değişiklikler yapmak mümkün.  

Kütüphane ziyaretçileri palmiye yapraklarından öğrendikleri kehanetlerin hayatlarında aynen yerine geldiğini bildiriyorlar. Psikolojik yönden hassas insanların kütüphane ziyaretinden kaçınılması öneriliyor.  

Eski dilde yazılmış olan bilgilerin kütüphanede okunması, işin kutsallığına inanan rahipler tarafından ücretsiz yapılıyormuş. Tercüman tutmaksa yazgısını öğrenmek isteyenin kendi işi.  

Kimbilir belki de zaman kavramının henüz bilmediğimiz yanları var. Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek aslında oldukları gibi her zaman varlar ve var olmaya devam edecekler. Bu şekilde hatıralarımızı ve bilgilerimizi evrensel bir hafızaya kaydetmek, insan beyninin gelişen kapasitesiyle istediğimiz her an bu hafızadan, -her hangi bir cihaz kullanmaya gerek olmadan-, yararlanabilmek mümkün.  

Ben şuna inanıyorum ki, ayrıntılarıyla ve belirgin bir şekilde düşleyebildiğimiz herşey gittikçe gerçekliğe yakınlaşır ve bu düşlere harcadığımız düşünce enerjisi ne kadar çoksa, hayalin materyelleşme olasılığı da o kadar artar. Hayalini kuramadığımız şeylerse, gerçekleşmek için enerjiyle beslenemediklerinden uzak bir ihtimal olarak kalırlar.  

Dünyadaki bütün yeni buluşlar, materyal dünyaya geçmeden önce düşlenme evresi geçirmişlerdir. Aslında herşey evren hafızasında ya da kütüphanesinde kayıtlıdır ve yeterince düşünülüp, yeterli enerji aldıklarında dimenziyon değiştireceklerdir. Albert Einstein'nın “hiçbirşeyin yoktan varolamayacağı ve vardan yok olamayacağı” sözünü hatırlamak bu bağlamda yerindedir. 

 

Handan Koçak  

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 26
: 723
Kayıt tarihi
: 15.06.10
 
 

Antalya doğumluyum. Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü mezunuyum. ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara