Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '08

 
Kategori
Sinema
 

Ey Issız Adam, donmak üzeresin!

Ey Issız Adam, donmak üzeresin!
 

www.issizadam.com


(Filmin akışına ilişkin ipuçları verilmektedir!)

Burjuva aşklarında yaşanan kavuşamama tragedyalarına son örnek de böylece Çağan Irmak'tan çıktı. Doygun renkler, atmosferi sıcak tutan yalın dekorlar, masal kostümleri, 45'lik plaklar ile iki mutfak! Biri Issız Adam'ın çalıştırdığı lokantasında, diğeri de evinde. İlk sahnelerde, Scott Hicks'in No Reservations -2007- (Aşk Tarifi)'ına gitti aklım ama neyse ki Issız Adam'da Alper karakteri lokanta müşterisinden öfkesini çıkarmıyor, ucuna kanlı biftek takılı servis çatalını masasına saplamıyor; tam tersi şef garsonunun amorsundan müşterinin ilk lokmasında yüzünün aldığı biçimi izleyip mutlu oluyor, hatır sorup fazladan ikramlarla masasını donatıyor.

Tatlı sert bir disiplin altında çalıştırılan lokanta personeli, patronlarına korkuyla karışık bir saygı duymaktadır. Alper'in (henüz tanısı konamamış ama), 'salt mutsuzluk' olgusuna benzer semptomlarıyla ortalıkta acıklı acıklı dolanması saygı ve anlayışla karşılanmaktadır. Ada ona 'Mavi Telaş' adını takmıştır. Adamın solgun ışığı aurasından değil, Ada'nın benzettiği ölü kefal bakışlı gözlerinden yayılmaktadır. Tarsus'tan, bir düğün için çıkagelen annesi de sevgisini, ilgisini esirgememekte ancak oğlunun yapısını bildiğinden, neredeyse yazgısını sezip, alanına kibarca bile sızamadığından, derin bir kaygı ile beklemekte, yeni kız arkadaş Ada'dan 'medet' ummaktadır.

Ne yazık ki bunalımlı erkek arkadaşın bir gün karnı ağrıyıverir. Ayrılmak isteyip ''Sen daha iyilerine layıksın, ben seni hak etmedim.'' deyiverir. Gözyaşları içindeki Ada'nın bu 'Issız Adam'a son sözleri ''Biriniz de başka bir şey söyleyin be! Karda donmak üzeresin, uyumak tatlı geliyor ama sen öldüğünün farkında değilsin!'' olur. Ada, adamın annesini görmeye gider, Alper'in ıssız odasını inceler, oradan anı olarak Arda Kardeş'in 'Oy Anam Oy' 45'liğini alır. Onun bir saç tokası da Alper'de kalmıştır.

Issız Adam onu, kendisinin 'Issız Ada'sı yapmaya kıyamamıştır (yüksek olasılıkla). Eski kitapçıda ne aradığını bilmeden gezindiğini sandığımız Ada, kitapların sayfalarını hızla çevirerek tozlarını savurtur ve Çılgın Kalabalıktan Uzak kitabıyla ortaya yaptığı bir göndermeye tutunuruz; biz, izleyici olarak... Alper'inse içi içine sığmayarak, ikinci el Thomas Hardy kitabı esprisine tutunacağını kıvrak zekâsıyla 'çaktığı' an, homo erectus'tan homo sapiens'e geçişine tanık oluruz; yine biz, izleyici olarak... Ah Ada! Filmin çatışma noktasında bize haykıracaksın, aynı duygu hortumuna bizi de alıp döndüre döndüre toz duman savuracaksın ama bile bile, bu adamın flörtçü davranışlarındaki çocuksuluğa annece gülümsemek ve onu hoş görmekten başka bir şey yapamayacaksın; moda deyimle, canın yeniden yanacak!

Kapitalizmin dayatması dogmasına sığındığımız bu ilişkilerdeki kısır döngü öykülerinden birini Çağan Irmak bize 113 dakikada yaşattı. Braveheart çalımlı metroseksüel seri üretim beylerin, kendilerince 'geleneksel erkek' rollerinden çoktan sıyırılıp, yerleştiğini varsaydıkları şu ekonomik ve sosyal eşitlik(!) ortamından kaptıkları özgüvenle beslenerek yaşamlarını sürdürmelerine karşın, ilk eril yaratık güdülerine gem vuramadıklarının 'son' bir balköpüğü sakallı resmini görmüş olduk bu seansta. Ümit Ünal'ın Ara'sı gibi, yapılması gerekli bir filmdi. Buna 12 Eylül sonrası sendromu filmi pek denemez ama pek çok konuya emek vermeye üşenen (çağımızın) beyaz Türk erkeği filmi denebilir. Bayanlardan çok, hatta Alper'den de çok, izleyen beylerin sinemadan ağlayarak çıkması beklenmektedir!

Dün Bugün Yarın Orkestrası, Semiramis Pekkan, Hümeyra, Ayla Dikmen, Nil Burak 45'likleri filmi ışıtırken Ada'nın evcimenliği, Müzeyyen Hanım'a sıcak, konuksever ve insancıl yaklaşımı yadırgamadığınız edimlerdendir. Ama Ada'ya anne izlenimini oturtmak için inci kolye takmasaydık, bu filmin bir tek arka planında bile Apple dizüstü kullanmasaydık olmaz mıydı?.. Yıldız Kültür'ün ustalığı, Cemal Hünal ile Melis Birkan'ın aldıkları eğitimi yadsıtmayan başarılı oyunculukları uzun zaman konuşulacak.

Ben de salon balkon benzeri duygularla, sulu sepken çıktım sinemadan ama doğrusu, konusundan değil; melodram etkisine biraz kapıldım. Çağan Irmak'ın en iyi filmi mi Issız Adam?.. Çağan Irmak hayranlarının beklentisini karşıladı mı bu film?.. Zoe R. Cassavetes'in 2007 yapımı Broken English'i, Türkiye'de Aşkın İngilizcesi olarak gösterime girmişti. Bence Çağan Irmak da aşkın Türkçesini yaptı, gündemden yıllarca düşmeyecek; çünkü (-örneğin- bugün Desem Sinematek'te izlediğim) William Wyler yapımı, Audrey Hepburn ile Gregory Peck'in 55 yıl önce oynadıkları Roman Holiday (Roma Tatili) filmindeki arı ve soylu duygularla yaşanan aşklar artık kalmadı. Bakalım bundan 55 yıl sonra Issız Adam modeli aşklara ne olacak...

 
Toplam blog
: 101
: 2403
Kayıt tarihi
: 18.11.07
 
 

İzmir'den merhaba! İzmir'de, Göcek'te, Marmaris'te, Milas'ta, Söke'de, Bodrum'da sonra yine İzmir..