Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '11

 
Kategori
Deneme
 

Ey niyet sahibi!

Ey niyet sahibi!
 

Bu akşam bir ilki daha yaşadım, müjdeler olsun!

Kırk beş yaşında, minicik bir tavşanın ağzından niyet çekmek de varmış kaderde. Güler misin ağlar mısın durumu yani.

Efendim, arkadaşım ve annesiyle akşam üzeri Salacak sahilinde güneşin batışını izlemeye gittik. Üsküdar'dan güneşin batışını izlemek harika olur, bilenler bilir. Tıpkı Yahya Kemal'in, Hayal Şehir şiirinde yazdığı gibi guruba karşı oturursunuz keyifle, yavaş yavaş alçalmakta olan güneşi seyre dalarsınız. Bir süre sonra güneşin battığı alanda müthiş bir kızıllık oluşur, doyamazsınız bakmaya.

İşte biz de doyamaya doyamaya bakıp durduk, deniz kenarındaki bankta kahvelerimizi höpürdettik.

Şansımıza, Karaköy limanındaki turist yolcu gemilerinden devasa Costa Favolosa'nın hareket saati gelmiş. O koca gemi, su üzerinde yüzen koca kale diye anılan Costa Favolosa bir manevra yaptı ki görülmeye değer. Sağından solundan geçen bizim Şehir Hatları vapurları oyuncak gibi kalıyor yanında. Bu fırsat kaçar mı? Hem gün batımı kızıllığı hem Kızkulesi hem de Costa! Üçü bir arada fotoğraflar çektik poz poz.

Dönüşte sahilde bir niyetçiye rastladık. Ben şaşkınlıkla: "Aaa, bu zamanda niyetçi mi var hâlâ?" der demez, arkadaşım "Hadi gel, çekelim bir tane" demez mi? Allah Allah... Eh, olsun bari, bunu da yapalım eğlence olur dedim.

Tavşandan bana çıkan niyet:

'Ey niyet sahibi! Serbestlik, hürriyet tek tutkunuzdur. Hayatın bütün zincirlerini koparıp dilediğiniz gibi yaşamak istersiniz. Her şeyi kaybetmek pahasına da olsa aklınıza koyduğunuz şeyi yaparsınız. Fakat kalp kırmakta da üstünüze yok.'

(!)

Asıl şimdi güler misin ağlar mısın durumu... Hayır, yok, ölür müsün öldürür müsün durumu bu...

Güldüm, en çok neye güldüm biliyor musunuz? Kazıklandığımıza! Niyetçiye sordum en başında kaç para diye, cevaplamadan hemen tavşanı aldı niyeti çektirdi, elimize tutuşturdu iyi mi? Sonra da üçer liraları tıkır tıkır ödedik adama. Bir yandan da söyleniyorum tabi, her zamanki gibi, ne işe yarayacaksa?

Hızımı alamadım, araştırdım; 1999 yılının temmuz ayında elli kuruşmuş bu niyet. (O zamanki parayla ellibin) Artışa bak sen.

Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nın köşesinde seksen beş yaşında olup kırk beş yıldır bu işi yapan Hüseyin dede ile ayaküstü konuşmuşlar. Onun yalancısıyım ben vallahi, elli kuruşa niyet çektiriyormuş.

Neyse canım,

Güzelim gün batımını keyifle seyre dalmanın da bir bedeli olacaktı elbet. Biz üçer lirayla kurtardık, daha ne istiyoruz değil mi? smiley

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..