Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Ey Türk Gençliği; Hatırla!

Ey Türk Gençliği; Hatırla!
 

Ne vasiyet etmişti sana ATA’n?

<ı>“Ey Türk gençliği!

<ı>Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Nedendir bu vasiyet sana?

<ı>“Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.

<ı>Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.”

Çünkü; istikbalde (gelecekte), mevcudiyetinin tehlikeye düşebileceğini görmüştü:

<ı>“İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.

Çünkü; bir gün istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa etmek zorunda kalabileceğini, cumhuriyeti ve kendi mevcudiyetini koruyabilmek için çeşitli sıkıntılara ve imkânsızlıklara düşebileceğini görmüştü. Seni o günlerden bu güne hazırlamış ve “içinde bulunduğun olumsuz şartları düşünmeden; korkmadan, yılmadan, inançla ve sevgiyle atılacaksın, unutma; vatanı sen koruyacaksın” demişti.

<ı>“Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. “

Çünkü; emperyalizmin gücünü biliyordu. Emperyalizme ilk tekmeyi kendisi atmıştı ama bu gücün gelecekte devleşerek; AB, ABD, IMF, Dünya Bankası ve benzeri isimler altında senin karşına yine çıkabileceklerinden emindi. İçerideki yandaşları ile ülkenin her köşesine girebileceklerini, Sevr’i yeniden hortlatmak için bütün ihanet ve terör odaklarını harekete geçirebileceklerini, ülken üzerindeki emellerinden asla vazgeçmeyeceklerini hesaba katmıştı.

<ı>“İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.”

Çünkü; küresel emperyalizmden daha da elîm ve vahîm durumun; halkın türlü vaatlerle ve sadaka siyasetleriyle kandırılacağını, yanlış iktidarları ülke başına getirebileceğini, Cumhuriyetin, laikliğin ve devrimlerin tehlikeye düşebileceğini biliyordu. Bunun bilmesi için çok eskilere gitmesine gerek yoktu. Osmanlı’nın son yıllarını, teslimiyetçi ve mandacı padişahları, mütareke basınını, İngiliz, Fransız, Alman sempatizanlarının (yakınlık duyanların) o inanılmaz ihanetlerini bizzat görmüş ve o günleri yaşamıştı. Elbette ATA’n, tarihin bir gün tekerrür edebileceğini de görebiliyordu…

<ı>“Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler.”

Çünkü; temellerini attığı iktisadî ve sosyal devrimlerin, bir gün bir kenara itilebileceğini, iktidar partilerinin izleyeceği basîretsiz iç ve dış politikalar nedeniyle halkın sefalete ve cehalete terk edilebileceğini, kara çarşafa dolanabileceğini, millî tesislerin ve toprakların yabancılara satılabileceğini, kısaca bugünlerin geleceğini daha o günlerden görmüştü.

<ı>“Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.”

Ve… Ey Türk Gençliği; unuttuysan, unutturdularsa hatırla! ATA’n senden ne istiyor?

<ı>“Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!”

Çünkü;

<ı>“Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!”

<ı>K. ATATÜRK 20 Ekim 1927.

<ı>***

Ve de dinle NAZIM’dan;

<ı>“Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

<ı>Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

<ı>BU MEMLEKET BİZİM!”

Haydi, UĞUR’lar olsun!

Tülay Hergünlü

05.10.2009

 
Toplam blog
: 516
: 1080
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1955 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İstanbul'da uzun yıllar..