Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Eylemlerimizin zihin boyutu

Eylemlerimizin zihin boyutu
 

Herhangi bir iş için eyleme geçmeden evvel, bunu zihnimizde tasarlarız. Yani her eylemin bir düşünce boyutu vardır. İç temsillerimiz, düşüncelerimiz, fikir kalıplarımız, aldığımız eğitimler fizyolojik davranışlarımıza yansır. Ne türde bir zihinsel dünyamız varsa davranışlarımız da ona göre şekillenir. Bir konuda beceriksizsek, zaten o konuyla ilgili olumlu bir düşüncemiz yoktur. Yapacağına inanmayan, beynini, zihnini ve ruhunu başarıya inandıramamış kimselerin eylemleri de başarısızlık yönünde olacaktır. Üstelik bu tür kişiler çok çalıştıklarını, çok yorulduklarını ifade etseler bile başarısızlardır. Boşa kürek çekme tabiri tam da bu kişiler içindir. Bu arada bilinçaltını unutmamalıyız. Küçük yaşlardan itibaren gördüğümüz aile, çevre, okul eğitimleri, yaşadığımız olaylar, gelenekler, görenekler, örf ve adetler zihinlerimizde belli düşünce kalıpları oluşturur. Bu düşünce kalıplarımıza göre olayları yorumlar, çözümler ve değerlendiririz ve bu değerlendirmelere göre davranışlarımız şekil alır.

Bir eyleme girişmeden önce onun senaryosunu zihnimizde oluştururuz. Bunu yaparken yapacağımız işi tüm ayrıntılarıyla, sanki yapıyormuşçasına zihnimizde canlandırırız. Bu şekilde aslında beynimizi çalıştırarak nöronlarımız arası iletişimi kuvvetlendirmekteyiz; farkında olsak ta olmasak ta…

Uzman Psikolog Zafer Akıncı’nın “Hafıza Teknikleri” seminerinde izlemiş olduğum filimde, sporcu kız gösteriye çıkmadan evvel yaptığı antrenmanlarda başarılı olmak için bedenini eğitmekteydi. Ancak yapacağı her hareketten önce bir süre düşünüyordu. Ben, konsantre olmaya çalıştığını düşünüyordum. Her düşünüşünde, zihninde, yapacağı hareketleri başarılı bir şekilde yapmış olduğunu en ince ayrıntısına kadar tasarlıyordu. Bu sırada beynindeki nöronlar sinaptik bağlar aracılığıyla elektrik atlamalarına sebep oluyor ve kız, yapacağı gösteriyi başarılı bir şekilde beyninde canlandırıyordu. Her denemesinde bir adım daha öne gidiyor ve en son gösterisini kusursuz bir şekilde tamamlıyordu. Akıncı, zekâyı “nöronlar arasında başarılı bağlantılar sağlayabilme yeteneği” olarak tarif etti bize… Nasıl düşünüyorsak öyle yaşarız ifadesini desteklemektedir verdiğimiz örnek… Otomobil sürmeyi öğrenirken, direksiyona geçmeden evvel kaç kere zihnimizde canlandırmalar yaptık değil mi?

Zihnimizin görevi, kendisine verdiğimiz talimatları yerine getirmektir. Hangi mesajları gönderirsek ona göre davranır. Kendimizle ilgili pozitif sonuçlar almaya yönelik sinyaller gönderirsek, zihnimizde öyle çalışır ve bu çalışmalara yaşam şeklimize yansır.” NLP ile Coşkulu Yaşam” isimli kitabında Cemal Kondu şöyle diyor :” Nörolinguistik Programlamanın (NLP’nin) temel varsayımlarından birisi şudur: Zihin ve beden aynı sibernetik sistemin ayrılmaz parçalarıdır ve birbirlerini etkilerler. İnsanlar kendileri ile iç iletişim halindeyken kendileri hakkında ne söylüyorlarsa, kendilerini nasıl görüyorlarsa ya da hissediyorlarsa bunu yaşarlar.”

Bakın, Mevlana bize bu konuda nasıl sesleniyor:

Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,

Geriye kalan et ve kemiksin,

Gül düşünürsün gülistan olursun,

Diken düşünürsün dikenlik olursun…

Dale Carnegie’nin şu sözü okumaya değer:

“Dünyada herkes mutlu olmak ister. Fakat sizi mutlu eden şey ne olduğunuz ve ne yaptığınız değil, sizin görüş ve duyuşunuzdur.”

 
Toplam blog
: 63
: 1536
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

1968 yılında Üsküdar'da doğdum.İlk-Orta öğrenimimi Almanya'nın Hof/Saale kentinde tamamladım.Lise ve..