Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Eylül benim...

Eylül benim...
 

Yine başladık; işler, güçler, okul, kayıtlar, kış hazırlıkları, gerekli gereksiz iş yükümüz…

Bu gün hepsini öteleyip Eylül ayının bu güzel gününü içime çekmek, doyasıya seyretmek, hatta dokunmak istiyorum. Değişim ve dönüşüm ayı, bu sefer bana hüznü değil de huzuru veriyor. Sararan, kurumuş yapraklar ve halen yemyeşil kalmaya direnen yapraklar hafif bir esintiyle sallanıyor dallarında. İşte birkaç tane yere düştü.

Kuşlar halen cıvıl cıvıl tıpkı ilkbaharın gelişi gibi şarkılarına devam ediyorlar.

Çam ağaçları yaz-kış yeşil kalmalarından taviz vermiyorlar.

Yazdan kışa geçişin yavaş yavaş başladığını söyledik. Tabi ki, hava koşulları psikolojimiz üzerinde etki yapabilir. Fakat şu kadarını söyleyebilirim, sizin “iç dinamikleriniz” nasılsa mevsimlerden de o denli az yada çok etkilenirsiniz.

Değişim ayı dedik. Peki, bir bakın bakalım. Hayatınızda her şey yolunda gidiyor mu?

Aynı sorunları tekrar tekrar mı yaşıyorsunuz?

İlişkilerinizde daha önce yaşadığınız türden sorunların devamını mı yaşıyorsunuz?

İş yerinizde yine aynı konular mı karşınıza çıkıyor?

Peki, böyle mi devam etmeyi düşünüyorsunuz?

Yoksa bir fikriniz mi var?

Sizi buradan duyabiliyorum. Doğru Belgin Hanım, yaşadığım sorunların ya aynılarını ya da benzerlerini yaşıyorum. Diyenler var.

Karşımızdaki insanları toptan değiştiremeyeceğimize göre kendimize bakıp neler yapabiliriz yönünde biraz düşünelim mi ne dersiniz?

Yupi… Hadi hep beraber düşünelim.

Diyelim ki, ilişkinizde/evliliğinizde sorunlar yaşıyorsunuz? Oturun bir kâğıt, kalem alın ve yazmaya başlayın. Diyelim ki, aldatılmaktan ödünüz patlıyor. Bingo. Yüzde doksandokuzbuçuk aldatılırsınız. İsterseniz deneyin. Denemesi bedava. Üzülmesi kaymaklı. Bu adam/bu kadın beni hep atlatıyor. Yeterince bana zaman ayırmıyor. Dediniz. İyi halt ettiniz. İşte tam da düşündüğünüz şeyleri az sonra birkaç gün veya bir yıl sonra yaşayacaksınız. Demedi demeyin. Peynir ekmek yiyebilirsiniz.

Tamam, artık şakalaşmaya bir son verin “ne yapalım” dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Demek ki, ne yapmamanız gerektiğini öğrendiniz. Negatif düşünceler yaymıyorsunuz enerjisel olarak.

Öncelikle sevgi enerjisine geçin. Evren de iki tür enerji vardır. Sevgi ve korku…

Korku enerjisinde olursanız ona benzer konuları çekersiniz. Şimdi hazırsanız sevgi enerjisine geçelim.

Hayata gülümseyerek biraz da mizah katarak bakın.

Ne güzelliğiniz, ne paranız, ne makamınız aslında hem sizin hem değil.

Yani kasmayın arkadaşlar ne oluyor size.

Değişin. Değişimden kastım enerjisel bir değişim. O adama güvenin. Çekip gidecekse de zaten gider yapacak bir şey yok.

İşinize karşı bakış açınızı değiştirin. Daha önce yaptıklarınızda başarılı olamadınız, artık yapmayın.

Bir kahveden, güzel bir sohbetten, güne başlamaktan, hayatın güzelliklerinden keyif alın.

Sonra bakın bakalım hayatınız ne yöne doğru akıyor?

Eylül ne kadar güzel bir aydır. Bütün karmaşasına bütün yoğunluğuna rağmen kendi içinde hep bir büyüsü vardır. Bir kır kahvesinde, bir dostla oturup çayları yudumlamak kadar güzel bir şey var mıdır bir sonbahar günü?

e-mail:belginturan@gmail.com

 

26/09/2012  

 
Toplam blog
: 439
: 512
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Lisansını Anadolu Üniversitesi/ İşletme Bölümü ve Anadolu Üniversitesi/ Sosyoloji Bölümlerinde “O..