- Kategori
- Şiir
Eylül düşmeden yüreğime
Eşeledikçe zamanı
Toprak kokuyor ellerim.
İnsanoğlu topraktan yaratılınca,
Kolay mı ayakta durup
Yürüyüp koşmak.
Yazın güneşte
Kışın soğukta.
Yağan
Bahar yağmurlarında.
Kolay mı?
Şu yalan dünyada.
İnsanlık onuruyla yaşamak
Yoksullukta
Öptürürler insana,
El ayak.
Tutup sakladın mı?
Nefesini
Dudakların çatlayıp kanar.
Özledin mi?
Sevdiğin birisini
Dikilir gözler
Gündüz yola
Gece tavana.
Geçmek bilmez zaman.
Bekleyip de gelmezse
Sevdiğin
Uzunca bir zaman
Gözlerin donuklaşıp kalır.
Dikilir toprağa
Görmeyip kalırsan hasret
Gidersin
Düş kurusu hayallerinle
Kefensiz bir gün
Toprağa.
Gitmesen de
Çağırır toprak
Seni
Büyük bir özlemle
Kuru yaprak misali
Her eylülde
Yanına.
Yâr bakmazsa yüzüne.
Hasret gidersin
Sende
Yanan yârin yürek ateşinde,
Uçsuz bucaksız
Uzayıp giden
Mavi gökyüzündeki,
Mavi sonsuzluğa.
Öldükten sonra
Bir daha hayal bile edemezsin
Sevgilinin kollarına yatıp
Mavi gökyüzüne
Kanat çırpan kuşların
Özgür kanadında uçmayı
Ey sevgili,
Nerdesin?
Zaman varken,
Gel tut ellerimden,
Üşüyor yüreğim.
Eylül geldi.
Bekliyor kapımda
Düştü,
Düşecek yüreğime…
Ne olur
Gelsene
Eylül
Düşmeden yüreğime…
31.12.2011
Cahit KARAÇ