Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '07

 
Kategori
Mizah
 

Eyvaaaaah! İşsizliğe geç kaldım!

Eyvaaaaah! İşsizliğe geç kaldım!
 

Çalar saat bozulmuştu. Yataktan fırladığımda saat tam dokuzdu. " Eyvaaah! " dedim. " İşsizliğe geç kaldım. " Ne kadar feci bir şeydir bu bilir misiniz? Bunu sadece yaşayanlar bilir. Hele hele benim gibi her şeyden nem kapan bir annesi olanlar işsizliğe geç kalmanın nasıl bir kabus olduğunu iyi bilirler.

Efendim ben zaman zaman çalışırım. Yani televizyondaki reklamlar gibi düşünün. Programların arasına reklamlar girer ya. Benim işsizliğimin arasına da zaman zaman işler girer. İşsizliğe kısa bır ara yani... İktidar ve muhalefetin Türkiye'deki işsiz sayısı konusunda anlaşamamalarının nedeni benim. İstatistikleri sürekli değiştiriyorum. Annem beni her zaman çalışıyor olarak bilir. Çünkü işsiz kaldığımı anladığında konuşmaya başlar. Konuşması elbette demokratik hakkıdır ama kendisi susmaz. Bu nedenle ben ne zaman işsiz kalsam durumu anneme çaktırmam. Çalışıyormuş gibi sabah erkenden kalkar işsizliğime giderim. Sabah kahvaltısında annemin, "Aman işine iyi sarıl. Ortalığı görüyorsun" gibi lafları işin dramatik sonuçlarından sadece biridir.

İşin bir başka garip yanı da ben işe girdiğim zaman annem işten çıktığımı düşünür. Örneğin geçenlerde öğleden sonraları çalışacağım part time bir iş buldum. İş bulmanın rahatlığı ile öğleye kadar uyudum. Annem ağlayarak uyandırdı beni. "Ne oldu yavrum? Gene işten çıkardılar değil mi? Malum olmuştu bana. Ne güzel çalışıyordun. Allah bildiği gibi yapsın onları."

İşsizlik ülkemizin çok popüler bir sorunu olmasına rağmen ben işsizliği biraz farklı yaşadığımı, işsizliğimin hakkını verdiğimi düşünüyorum. Yani , "İşini adam gibi yapacaksın" derler ya. Ben de işsizliğimi hakkını vererek yaşıyorum. Bu konuda mütevazı olmayacağım. Kusursuz bir işsizim ben. Günümün önemli bir bölümünü kaldırımlarda geçiriyorum ki, kaldırımlar işsizin er meydanıdır. İyi bir işsiz kaldırımda yürümesinden, simitçilerin mevzilerini iyi tesbit etmiş olmasından ve toplu taşım araçlarında başkasının elindeki gazeteyi okumadaki ustalığından kendini belli eder. Ben yanımdaki ya da önümdeki bir gerçek gazete okurunun elindeki gazetenin tüm köşe yazılarını rahatlıkla okurum. Bu adamın gazetenin sayfalarını açış hızına göre şekil alma ustalığıdır. İnanın bazen gazeteyi bitiriyorum ve kurbanımın el falına bile bakıyorum çaktırmadan.

Sonra iyi bir işsiz mutlaka her gün bir kaç vatandaşla kapışır. Tartışır. Çünkü işsiz adından da anlaşılacağı gibi işi gücü olmadığı için cemiyet içinde daha bir duyarlı ve dikkatlidir. Çöp kutusu dururken yere boş sigara paketi atan adamın yakasına yapışmak işsizin en öncelikli görevlerinden biridir. Yere çöp atan adamlar da helal olsun sizi anında çözerek "Kardeşim git işine. İşin gücün yok mu senin? " diye tepki gösterirler.

Geçenlerde işsizliğimden zirve yapmış olan toplumsal duyarlılığım az daha ceset edecekti beni. Katil edecekti diyemiyorum çünkü tabancayı çeken karşı taraftı. Efendim kahvehanede otururken bir adamın sürekli olarak sigara içtiğini tesbit ettim. Birini söndürüyor diğerini yakıyor. Müdahale ettim tabii. "Beyefendi" dedim. "Bakın kendinize acımıyorsanız bizlere acıyın. Siz biliyor musunuz yılda kaç pasif içicinin akciğer kanseri olduğunu" dedim. Aldırış etmedi, tekrarladım. "Beyefendi siz yılda kaç pasif içicinin akciğer kanseri olduğunu biliyor musunuz? " Bilmiyormuş adam. Ya da dediğimi eksik anladı. Çünkü ayağa fırlayıp bana sadece, "Senin ciğerini" ile başlayan cümleler sarfetti. En azından mesajımın ciğer kısmı geçmiş adama. Çekti silahı. Sonrasını merak ediyorsanız ben de bilmiyorum. Çünkü kaçtım.

Efendim işsizliğin önemli sorumluluklarından biri de elbette politika yapmaktır. Bu nedenle burada politikacılara da dokundurmadan olmaz. Politikacılarımız her ağızlarını açtıklarında, "Türkiye'nin en büyük sorunu işsizlik" falan gibi laflar ederler ama işsizliği önlemek için de bir halt yapmazlar. Çünkü sekiz milyar maaşla TBMM'ye kapağı atmış ve kendilerine kıyak bir iş edinmişlerdir.

Anneme işsiz olduğumu söylemeyin. O beni Devlet İstatistik Enstitüsü'nde memur sanıyor. Oysa ben orada sadece bir "istatistik"im...

 
Toplam blog
: 179
: 2576
Kayıt tarihi
: 21.01.07
 
 

Barışa ve kardeşliğe inanıyorum. Türkiye'nin yaşadığı tüm sorunların kardeşlikle çözümlenebileceğ..