Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

29 Ocak '07

 
Kategori
Mizah
 

Ölüyü canlandırdım

Ölüyü canlandırdım
 

Evet. Şaka yapmıyorum. Ben bir ölüyü canlandırdım. İnsan işsiz olunca başına ne zaman ne geleceği belli olmuyor. Gece yarısı telefonum çaldı. Arayan yönetmen Settar ağabeyimizdi. Nihayet keşfedilmiştim. Demekki kendisine bıraktığım senaryoyu okumuş ve heyecandan sabahı bekleyememiş gece yarısı aramıştı.

Keşfedilmiştim. Heyacanla konuştum. "Settar abi merak etme senaryoyu kimseye vermedim. Sabah sözleşmeyi yaparız abi" dedim. Settar abim bağırdı, "Ne senaryosu oğlum. Unut o senaryoyu. Şehirler yıkılıyor, gökdelenler devriliyor. Ulan ben elimdeki bütçeyle masa deviremem deli misin sen?" Israr ettim tabii, "Abi felaket senaryosu bu." Settar abim yine bağırdı, "Oğlum felaketim olacaksın benim bak. Sen bırak senaryo yazmayı." Kırıldım. "Abi" dedim. "Sen şimdi geceyarısı beni bunu için mi aradın?"

Settar abim sakinleşti. "Elbette hayır. Sana bir teklifte bulunacağım." Teklif deyince kafam karıştı. Evlenme teklif etmeyecekti herhalde. Birkere ikimizde erkektik. Gerçi Settar abinin cinsel tercihini bilmiyordum ama. Settar abim teklifini yaptı. "Benim filmimde oynar mısın?" O an apışıp kaldım. "Abi ben oyuncu değilim ki" Settar abim sinirlendi. "Oğlum ben de yönetmen değilim. Ama bak on yıldır film çekiyorum" dedi. Ve ekledi, "Paraya ihtiyacın yok mu senin?" Güzel soruydu. Düşündüm. Günlerdir ev sahibine yakalanmamak için karartma uyguluyordum. Bu arada mahalle bakkalı da ev sahibimin av malzemeleri satan dükkandan pompalı tüfek aldığı istihbaratını vermişti bana.

Settar abime hemen cevap verdim, "Oynarım abi. Rolüm ne olacak abi?" Settar abim sakindi. "Ölüyü canlandıracaksın." Şaşırdım, "Nasıl?" Settar abim, "Sabah sete gel. Uzatma" dedi ve kapattı.

Sabah sete gittim. Settar abim bayağı kanlı bir film çekiyordu. Senaristim ya hemen oracakta senaryoyu okudum. Kahramanımız Bekir filmde kendisi hariç herkesi öldürüyordu. Finalde de intihar ediyordu. Ben de Bekir'in son öldürdüğü adam olacaktım. Olmak zorundaydım. Çünkü film icabı Bekir'in son öldürdüğü adam olmazsam ev sahibimin ilk öldürdüğü adam olacaktım.

Neyse benim sıram geldi. Settar abim işinde titiz. Çekim öncesi motive ediyor beni. "Rolünü hisset. Ölüsün. Yakın gireceğim sana. Yüzünü göreceğim. Ölüsün bunu hissetmeni istiyorum." "Abi iyi de" dedim. "Neyi hissedeceğim. Ben daha önce hiç ölmedim ki. Hem ölü değil miyim abi. Ölüler hisseder mi?"

Settar abim verdiğim cevabı beğenmemiş olacak rolümü değiştirdi. Beni son öldürülen adam yerine ilk öldürülen adam yaptı. İlk öldürülen adam filmin başında Bekir'den bir araba sopa yedikten sonra öldürülüyordu.

Akşam eve döndüğümde her yerim ağrıyordu. Neyseki Settar abimden aldığım parayla üst kata çıkıp ev sahibime kirayı vermiştim. Ev sahibim parayı sayarken duvardaki tüfeği göstererek, "Yeni aldım" dedi. Aklı sıra bana mesaj veriyordu. "Ulan biz sinema yoluyla topluma mesaj vermeye çalışırken millet ferdi mesaj peşinde bu ne iştir" diye kızdım. İçimden tabii.

Sonra eve döndüm. Uzandım yatağa. Bütün kaburgalarım ağrıyordu. Son 24 saati ringde Mike Tyson'la geçirmiş gibiydim. Uyuyakalmışım. Rüyamda bir yapımcıyla tanıştım. Bir bavul dolusu para veriyordu bana, "Al senaryonu çek" diyordu. Sabah kapıcı uyandırdı. TEDAŞ'tan elektriğimi kesmeye gelmişlerdi. Mum ışığında şiir yazarım diye düşündüm. Polyanna'nın kulakları çınlasın.

 
Toplam blog
: 179
: 2576
Kayıt tarihi
: 21.01.07
 
 

Barışa ve kardeşliğe inanıyorum. Türkiye'nin yaşadığı tüm sorunların kardeşlikle çözümlenebileceğ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara