- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
Fark var mı?
Gazetenin insan kaynakları sayfasını açtı, ilanların olduğu bölümü buldu. Sabahtan beri düşünüyordu, artık karar verme zamanı gelmişti. Önünde iki seçenek vardı:
İlki oldukça cazipti; öncelikle kendisiyle hatırı sayılır bir mazisi vardı ve aradan geçen zamandan sonra kaldığı yerden devam etme fikri onu hala heyecanlandırabiliyordu. Zaten ayrılırken de anlaşarak ayrılmışlardı. İki tarafı da yıpratacak türde olaylar yaşanmamıştı. Kısa sürede yerine başkalarının bulunmaya başladığını duysa da hepsiyle çok geçmeden yollarını ayırmışlardı. Bu durumda değerinin daha iyi anlaşılacağını umuyordu. Hem bilindik olanla daha kısa zamanda uyum sağlanabilirdi. Ancak kötü yanı, şehrin cehennem trafiğinde karşı tarafa gidip gelmek zorunda olmasıydı. Ayrıca kendinden çok o tarafa vakit ayırması gerekecekti. Evde olduğu zamanlarda da telefondan idare etmek durumundaydı. Yine de uzun vadede hayatını değiştirebileceği, gelecek vaadetmesi bu olumsuz etkileri bir nebze azaltıyordu. Öte yandan bir yere fazla bağlanmak da istemiyordu. Bu 'teslimiyet' olayı bu işin en tatsız kısmıydı.
İkinci seçenek nispeten daha rahat bir ortam vaat ediyordu. Ayrıca parasal yönden bir sıkıntı da çekmeyecekti, idaresi kolaydı. Ufak tefek aksaklıklar, hatalar sorun olmazdı. Dünkü görüşme de fena geçmemişti üstelik. "Basitliği derecesinde monotonlaşma riski olsa da istemezsem bırakırım" diye düşündü. "Yine dönmek istersem yine kabul olurum ne de olsa."
Böylece ikinci şıkta karar kıldı. Telefona uzandı ve gazetedeki iş ilanlarını daha sonra incelemeye karar vererek bir süredir görüştüğü kızı aramak için numarayı tuşladı.
"Uygun bir sevgili bulmak ne zor Allahım" diye mırıldandı karşı tarafın açmasını beklerken, "neredeyse uygun bir iş bulmak kadar zor..."