Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Sistemin neresindesiniz?

Sistemin neresindesiniz?
 

Sistemin neresindesiniz?

İçinde misiniz?

Dışında mısınız?

Yoksa içinde fakat dışına çıkmak isteyenlerden misiniz?

Ramazan geldi, televizyonlardaki reklamları iyi seyredin. Yağ reklamları, yoğurt reklamları, içecek reklamları, bla bla bla reklamları.!

Her şey çok eskiye dayandırılarak yapılmış, eskinin güzel olduğu, herkesin mutlu olduğu günler hayal ettirilerek ürünler satılmaya çalışıyor.

Kim eskiyi hatırlatarak bize ürünlerini satmaya çalışanlar?

Eskiden mahallenizde süt satan Osman Amca'yı hijyen olmadığı için işinden eden, sonra fabrikasında gece bekçiliğine alıp çalıştıranlar mı? Yoksa mahallenizde doğal malzemelerle, yenilebilir kaymaklı yoğurt yapan Yaşar Amca'nızın yoğurduna uygunluk belgesi alması, dev bir tesis kurması gerektiğini yoksa dükkanını kapatıp artık kahvede oturmasını söyleyenler mi?

Kim bunlar sizce.!

Sanırım sistem şöyle işliyor. Önce eski zamanlara dönelim. O sıralar yediğimiz, içtiğimiz şeylerin daha iyisi sandığımız şeyleri teklif ediyorlar bize. Renkli paketlerde, orijinal kutularda. Hatta içindeki ürün bitince annemiz o kutuları çeşitli malzemeler saklamak için de kullanmaya başlıyor. Sonra çeşitler artıyor. Kaymaklı yoğurdumuzun yerine, kendinden sarımsaklısı, çileklisi, otlusu, püsürlüsü.

Toplum bu ürünlere yavaş yavaş alışırken, fiyatlara ambalaj giderleri, reklam giderleri binerek bir kilo ürün fiyatına yüz gram almaya başlıyoruz. Bu ürünler büyük bir şekilde artarken, Osman Amcalar, Yaşar Amcalarda tarihteki yerlerini alıyorlar. Sonra artık her ürünü alamayacak hale geliyoruz fiyatlardan dolayı. Bu kez ürünleri çıkartan firmalar bize iş teklifleriyle geliyorlar. Yani hem onlar için çalışıp üretiyoruz, bunun karşılığında cüzi bir para alıyoruz. Aldığımız bu parayı ürettiğimiz ürünleri tüketmek için yine bu firmalara veriyoruz. Yani bir çeşit zaruret zinciri kurulmuş durumda.

Ve bir gün, yani şimdi reklamlarda olduğu gibi. O eski günleri özlüyoruz. Osman Amcanın sütü, Yaşar Amcanın yoğurdu, Mehmet Efendinin dondurması gibi.

Açıyoruz televizyonu bir de ne görelim. Hani yıllar önce uygun olmadığı söylenen, gak edilen, guk edilen zinhar yenilmemesi gereken Yaşar Amcanın yoğurdu reklamlarda. Met ede ede bitiremiyorlar illa bunu yemelisiniz eski günlerdeki gibi. Reklam değişiyor inek görüntüleri Osman Amcanın sütü işte sağlık, ineklerin bazıları ekranda bazıları farklı yerlerde o başka mesele. Sonra bir reklam daha Maraş usulü dondurma. Ah be kardeşim ne oldu yıllarca yemeyin aman dediğiniz, bize jan janlı ambalaşlarla ürettiğiniz ürünlere rakip olarak eskiyi tavsiye ediyorsunuz.

İşte size sistem. Zaruret zinciriyle bağlanmış bir döngü. Sizdeki ucuza alınıyor, yenisi çok pahalıya satılıyor, bir süre sonra sizden alınan eskisi çok daha yüksek bir fiyata yine size satılıyor.

Eee yoğurdun halisi böyle yediriliyor işte.

Şimdi tekrar soruyorum .!,

Sistemin neresindesiniz?

Ben söyleyeyim. Tam ortasındasınız.!

Köyünden evini, tarlasını satıp büyük kent yaşamına dalan saf köylüye fabrikasında iş verip, büyük kent yaşamına önce alıştıran sonra tüm ihtiyacını giderip posasını çıkarttıktan sonra emekli eden. Ve emekli ikramiyesiyle artık çok çalıştın ve dinlenmeyi hak ediyorsun gel sana köyünden bir ev satalım diyen bir sistemin tam ortasındasınız.

Çözüm mü?

Sizsiniz.!

 
Toplam blog
: 99
: 2370
Kayıt tarihi
: 25.03.07
 
 

1977 yılında İstanbul'da doğdu, zamanının getirdiği bir çok avantajı değerlendirdi. Sokakta oynad..