- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
- Okunma Sayısı
- 430
Sistemin neresindesiniz?

Sistemin neresindesiniz?
İçinde misiniz?
Dışında mısınız?
Yoksa içinde fakat dışına çıkmak isteyenlerden misiniz?
Ramazan geldi, televizyonlardaki reklamları iyi seyredin. Yağ reklamları, yoğurt reklamları, içecek reklamları, bla bla bla reklamları.!
Her şey çok eskiye dayandırılarak yapılmış, eskinin güzel olduğu, herkesin mutlu olduğu günler hayal ettirilerek ürünler satılmaya çalışıyor.
Kim eskiyi hatırlatarak bize ürünlerini satmaya çalışanlar?
Eskiden mahallenizde süt satan Osman Amca'yı hijyen olmadığı için işinden eden, sonra fabrikasında gece bekçiliğine alıp çalıştıranlar mı? Yoksa mahallenizde doğal malzemelerle, yenilebilir kaymaklı yoğurt yapan Yaşar Amca'nızın yoğurduna uygunluk belgesi alması, dev bir tesis kurması gerektiğini yoksa dükkanını kapatıp artık kahvede oturmasını söyleyenler mi?
Kim bunlar sizce.!
Sanırım sistem şöyle işliyor. Önce eski zamanlara dönelim. O sıralar yediğimiz, içtiğimiz şeylerin daha iyisi sandığımız şeyleri teklif ediyorlar bize. Renkli paketlerde, orijinal kutularda. Hatta içindeki ürün bitince annemiz o kutuları çeşitli malzemeler saklamak için de kullanmaya başlıyor. Sonra çeşitler artıyor. Kaymaklı yoğurdumuzun yerine, kendinden sarımsaklısı, çileklisi, otlusu, püsürlüsü.
Toplum bu ürünlere yavaş yavaş alışırken, fiyatlara ambalaj giderleri, reklam giderleri binerek bir kilo ürün fiyatına yüz gram almaya başlıyoruz. Bu ürünler büyük bir şekilde artarken, Osman Amcalar, Yaşar Amcalarda tarihteki yerlerini alıyorlar. Sonra artık her ürünü alamayacak hale geliyoruz fiyatlardan dolayı. Bu kez ürünleri çıkartan firmalar bize iş teklifleriyle geliyorlar. Yani hem onlar için çalışıp üretiyoruz, bunun karşılığında cüzi bir para alıyoruz. Aldığımız bu parayı ürettiğimiz ürünleri tüketmek için yine bu firmalara veriyoruz. Yani bir çeşit zaruret zinciri kurulmuş durumda.
Ve bir gün, yani şimdi reklamlarda olduğu gibi. O eski günleri özlüyoruz. Osman Amcanın sütü, Yaşar Amcanın yoğurdu, Mehmet Efendinin dondurması gibi.
Açıyoruz televizyonu bir de ne görelim. Hani yıllar önce uygun olmadığı söylenen, gak edilen, guk edilen zinhar yenilmemesi gereken Yaşar Amcanın yoğurdu reklamlarda. Met ede ede bitiremiyorlar illa bunu yemelisiniz eski günlerdeki gibi. Reklam değişiyor inek görüntüleri Osman Amcanın sütü işte sağlık, ineklerin bazıları ekranda bazıları farklı yerlerde o başka mesele. Sonra bir reklam daha Maraş usulü dondurma. Ah be kardeşim ne oldu yıllarca yemeyin aman dediğiniz, bize jan janlı ambalaşlarla ürettiğiniz ürünlere rakip olarak eskiyi tavsiye ediyorsunuz.
İşte size sistem. Zaruret zinciriyle bağlanmış bir döngü. Sizdeki ucuza alınıyor, yenisi çok pahalıya satılıyor, bir süre sonra sizden alınan eskisi çok daha yüksek bir fiyata yine size satılıyor.
Eee yoğurdun halisi böyle yediriliyor işte.
Şimdi tekrar soruyorum .!,
Sistemin neresindesiniz?
Ben söyleyeyim. Tam ortasındasınız.!
Köyünden evini, tarlasını satıp büyük kent yaşamına dalan saf köylüye fabrikasında iş verip, büyük kent yaşamına önce alıştıran sonra tüm ihtiyacını giderip posasını çıkarttıktan sonra emekli eden. Ve emekli ikramiyesiyle artık çok çalıştın ve dinlenmeyi hak ediyorsun gel sana köyünden bir ev satalım diyen bir sistemin tam ortasındasınız.
Çözüm mü?
Sizsiniz.!
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

çözüm evet herkes. çözüm, daha adil, daha hakça paylaşım, daha özgür ve daha yaşanılabilinir bir ülke. çözüm öekine saygı duymayı bilmek. sevgi ve dostlukla.
Doğan Durgun 17.09.2007 19:51- Cevap :
- unutmadan ve ders alarakta sanırım. Yorumunuz için teşekkürler, sağlıcakla kalın. 18.09.2007 0:39
Sistemi ve sistemin "neleri nasıl öğüttüğünü" çok güzel yakalamışsınız. Hazır eliniz değmişken; bize süslü ambalajlarda sunulan GDO' lu ürünler hakkında da bir şeyler yazarsınız diye düşünüyorum. Şu anda gıda sektöründeki en önemli konulardan biri genetiği değiştirilmiş organizmaların bize sağlıklı gıda olarak yutturulmasıdır. Organik tarımla ilgilendiğiniz için bu konuda çok güzel bilgiler aktaracağınızı düşünüyorum. Saygılarımla.
Haluk Seki 16.09.2007 17:57- Cevap :
- Maalesef sağımız, solumuz GDO ile dolu. Nedeni biraz nüfus, biraz ticari aç gözlülük. Sistem şimdide ekolojik ürünlerden köşeyi dönmeye başladı ve fakat benim anlamadığım fabrikasyon ekoloji durumu. Bu konuya da blogumda yer vereceğim. Yorumunuz için teşekkürler, sağlıcakla kalın. 16.09.2007 18:08
Çok doğru yazmışsınız. Ceplerimizden daha fazla pay kapmak, bizi daha fazla harcamaya teşvik etmek yönünde dönüyor onca dolap. O da yetmiyor, yaşamımız, haftada 5 veya 6 günümüz de alınıyor elden. Kölelik gönüllü hale getiriliyor.
Arzu Pınar 16.09.2007 15:29- Cevap :
- Çok haklısınız Arzu hanım. Yorumunuz için teşekkürler, sağlıcakla kalın. 16.09.2007 20:01