Fasıl, yani nasıl?

Bendeniz, fasılı çok severim.Kelime anlamı; zamandır, devredir.
"Geçti baharın faslı zemanı" falan gibi.Benim dediğim; tamburla,yayla, kemanla icra edilen fasıldır. Fasıl, çok iyi bir şeydir. Hastalıktır, virüstür; sardı mı bedeninizi, yandım allah kurtulamazsınız! Her gün, fasıl istersiniz.Fasıl bulamazsanız, fasulye yersiniz! Tabii ki, fasıldan fasıla fark vardır. Bazıları, fasıl fasıl dayaktan hoşlanır. Bazıları da olmadık yerde uyku faslına geçer! Bazısına da"fasıl" dersin, "nasıl" der.Velhasıl, "fasıl" hassas bir mevzudur! İncedir biraz,kırılr!

Eskiden, gazinoya giderdim...İlk rakı kadehiyle birlikte fasıl başlardı. En az, yarım saat sürerdi,vallahi kendimden geçerdim. Şimdi, Nerdeeee...Varsa yoksa,;laylaylom, hoptirinam! Ona da ben gelemem! Zaten, param da yok, istesem de gidemem!

Ne güzeldi yahu gazino adabı; garson, hemen masamı süslerdi.Fiat belliydi, kazık yemeyeceğimi bilirdim. Varsa param, giderdim. Keyfimi yapardım. Nerede o günler?.. Geberdi! O gazinolardan eser kalmadı... Garsonlar da nereye gitti? Kim bilir!

Şimdi,bazen televizyonda tesadüfen bir fasıla rastlarsam; hep, gözlerimden iki damla yaş gelir. Mutlaka gelir! Kemal Gürses gelir, Müzeyyen ablam gelir.Güngör'ün darbukayı patlatması gelir.

Bir de meydan faslı vardır. Onu da sonra konuşuruz!