- Kategori
- Kent Tarihi
Fatih'in vakayinüvisi!
Geçen gün tarihçi geçinen bir blogdaşımızın yazısını okurken katıla katıla güldüm! (yazısına katılmadım tabi ki!)
Fatih’in, gemilerini yağlanmış yollardan, bayırlardan Haliç’e indirdiğini ballandıra ballandıra anlatıyordu! (yağa bal eklemiş!)
Tarih uydurmalara müsait bir bilgi koludur arkadaşlar! Kafana estiği gibi uydurur uydurur yazarsın! Kimse de aksini ispat edemeyeceği için inanmak mecburiyetindedir!
Bir kişi müstesna!
Bendeniz inanmam!
Araştırmalarıma göre, gemilerin karadan yüzdürülmesi olayı bir mizansen! Evet, böyle bir dedikodu sarayda yayılmış! Ama bilinçli olarak yayılmış! Bizans’ın Bursa Büyükelçisine saray içindeki soysuzlar tarafından yetiştirilmiş bu haber!
Büyükelçi de yememiş içmemiş doğru Bizans kralına yetiştirmiş bu haberi!
“Fatih, gemilerini karayolundan Haliç’e indirecek! Yolları yağlayın!” (tuzlayın demiyor da!)
Hesabı, yollar yağlanırsa leventler kayıp düşecekler, gemileri çekemeyecekler! Ama düşünmemiş ki yollar yağlandı mı gemiler daha kolay kayar! Tuzlasalar bu olmaz! (Kömür de olur!)
Fatih’in hesabı şu!
O günlerde lodos bekleniyor! Bu lodosta güney tarafından bir harekât olmaz rahatlığında olurlar. Balat ve Eyüp cephesine ağırlık verirler. Sahte bir karadan gemi geçirme gösterişi yaparız ve tüm gücümüzle Yedikule ile Cankurtaran arasındaki kumsala kapağı atarız! ( o zamanlar tren yok!)
Plan başarılı oluyor!
Kırk gün kırk gecelik bir muhasaradan sonra Bizans düşüyor! (kırk gün kırk gece düğün lafı buradan gelir! Türkler savaşa düğüne gider gibi giderler biliyorsunuz!)
Haftada bir Laleliye giderdim! Yıl 1978. Eleman gönderiyoruz Irak’a. Otobüsle gidiyorlar. Mardinli Tüfekçioğlu firmasından ayarlıyoruz otobüsü.
Bir akşam otuz beş kişi göndereceğiz. Gittim otobüsü almaya. Bekliyorum yazıhanede. Elemanlar da ofiste bekliyorlar. Gece dokuz oldu hâlâ haber yok otobüsten. Görevli garajı arıyor durmadan. Sonunda bana baktı.
“Otobüs bakımda Ahmet!”
“ Ne olacak şimdi Osman Bey?”
“Ancak yarın öğleye doğru çıkar!”
“Adamlar ofiste bekliyor!”
“Ne yapayım?”
Hemen ofisi aradım!
“Abi otobüs bakımdaymış. Yarın çıkar diyorlar!”
“Başka otobüs yok mu?”
“Yokmuş Abi!”
“Kal orada bu gece, sabah erkenden yazıhanede ol! Eve gelirsen sabah yetişemezsin oraya!”
“Abi burada nerede kalacağım?”
“Bilmem; nerede kalırsan kal!”
Korkuyor ki uyanamam, geç kalırım! Ofise geç giderdim çoğu zaman!
Bindim Mardin’e giden otobüse, geldim eve!
Annem erkenden kaldırdı beni. Laleliye gittiğimde saat dokuz vardı ancak. Öğleden sonra üçte geldi otobüs.
Fatih İstanbul’u aldı ama biz de sıkıntı çektik yani!