Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Eylül '09

 
Kategori
Futbol
 

Türkiye'nin Son Kozları

Türkiye'nin Son Kozları
 

Türkiye:4 - Estonya: 2


Açıkçası bu maça çıkmadan evvel Milli Takım'dan çok ümitli değildim. Zira gruptan çıkabilmek adeta "ölme eşeğim ölme" moduna girmiş durumda. Evet, öyle. Çünkü Bosna Hersek maçı da dahil bundan sonraki tüm maçlarımızı kazansak dahi Bosna'nın puan kaybetmesini bekleyeceğiz. Bu açıdan bugün Bosna Hersek'in oynayacağı maçtan çok ümitliydi herkes. Ama beklenen daha doğrusu ümit edilen olmadı ve Bosna Hersek puan kaybetmedi. Deplasmanda Ermenistan'ı 2-0 yenerek gruptan çıkma iddiasını daha da güçlendirdi. O nedenle bugünkü maça oyuncularımızın şevki kırılmış bir halde çıkacağından korkmuyor değildim. Nitekim oyunun başlarında sani böylesine bir burukluk var gibiydi. Kimbilir belki de maçın doğal havasındandı...

Maça gelince, beklendiği gibi kolay bir maç olmadı. Estonya'yı hafife almamak gerektiği zaten ilk maçta taramıza verilmiş pahalı bir dersti. O yüzden bu maçta daha dikkatli olmak gerektiğini top toplayıcı çocuklar dahi biliyordur diye düşünürken bizimkilerin bilmediğini gördük. Ansızın kalemizde gördüğümüz gol soğuk duş aldırdı... Elbette takımımız oldukça kaliteli oyunculardan müteşekkildi ve ilerleyen dakikalrda bu telafi edilecekti. Öyle de oldu. Ancak ilk yarı bittiğinde kafamızdaki "acaba"lar devam ediyordu.

Nitekim ikinci yarıda kontrollü oynamaya çalışırken beraberlik golünü yedik ve kendimize geldik. Durum 2-2 olduktan sonra öyle bir Türkiye fırtınası esti ki karşıdaki takım kim olursa olsun buna dayanamazdı bir kaç gol yerdi. Estonya da öyle yaptı zaten. 2 gol yiyiverdi, afiyetle...

Maçı televizyondan yorumlayan Ömer Üründül'e takıldım o sıralarda... Sürekli "Estonya gibi zor gol yiyen takımlara üstelik dezavantajlı durumda iken gol atmak büyük başarıdır", "Estonya zor gol yiyen bir ekip, 4 gol atmak büyük başarı", "Bu takım Brezilya'dan bile 1 gol yedi, zaten maçlarda 1 gol yiyor" gibi çeşitli yorumlarda blundu. Kısaca söylemek istediği şey: Estonya karşısında 1-0 yenik durumdan 4-2 galip duruma geldik, Estonya zor gol yer, o zaman bu büyük başarıdır... Pardon, Ömer bey, grup puan durumuna baktınız mı acaba? Bu Estonya 5 maçta 15 gol yemiş. Yani maç başına gol ortalaması 3 gol. Bizim bu takıma kendi sahamızda 4 gol atmamız büyük başarı mıdır???

Milli takımımızın Estonya gibi sıradan takımları yenmesi gayet normaldir. Değilse hiç dünya kupasıdır, Avrupa kupasıdır, gidelim diye uğraşmayalım zaten. Kendi liglerimizle avunalım. Bu grupta İspanya birinci oluyorsa bizim en azından ikinci olmamız lazımdı. Hatta zorlasak İspanya'yı bile geçebiliriz. O kadar kaliteli ayaklarımız var. Gel gör ki yanlış stratejiler ve yanlış taktikler nedeniyle Bosna'nın kaybedeceği puanlardan medet umar hale gelmişiz. Şimdi Çarşamba Bosna Hersek'i yensek bile onların 1 puan altında kalıyoruz. Yani puan kaybetmedikleri sürece bizden avantajlılar... Ne dersin Fatih hocam? Biz kimiz???

Tekra maça dönelim :) Maçın ikinci yarısında özellikle de 60. dakikadan sonra gerçek Milli Takım hüvyetinde ve kalitesinde bir oyun izledik. Oyuncularımız aşırı efor sarfettiler. Heyecan, tempo, aksiyon, atraksiyon had safhadaydı. Ve oynun karşılığı goller de geldi. Maçı kazandık.

Maçın Üçlüsü: Arda - Tuncay - Emre
Maçın Sürç'lüsü: Ömer Üründül
Maçın Burçlusu: Fatih hocam (iyi ki doğdun:))


Murat HACIOĞLU
5 Eylül 2009 Cumartesi

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara