- Kategori
- Futbol
Fatih Terim'in Galatasaray'ı!

Ben bu adamı son 10 yıldır sevemedim!
Çekirge zıplamadı.
“Teknik ekip, her maçta şanslı olamayacağını iyi bilmeli.” demiştik. Bunu galip gelinen maçlarda da gördük, görmesi gerekenler görmedi.
Antalya’daki maçtan ders almak yerine, 90 dakika yapmadıklarını 3 dakikada yapabilecekmiş gibi topun oyunda kaldığı süreyi sorun eden Terim, sezon başındaki endişelerimizi haklı çıkarmaya başlıyor maalesef.
Önemli olan skor olarak gerideyken sportmen olabilmektir.
İlk haftalarda kart görmeyen Galatasaray, nihayet kendine geldi ve sürekli kart görmeye başladı. İşler iyi giderken kart görmeyen takım değil, işler kötü giderken centilmen olmayı başarabilen takım olmalıdır Galatasaray. Bu agresifliğin süreceğini tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Fatih Terim’in çalıştırdığı takımların ortak özelliğidir bu.
Agresif, sinirli, oyun planı sadece deli gibi savaşmaya dayanan, organizasyonsuz, sert oynayan...
Takım gibi oynayamadığından dolayı oyunu rakip alanda tutamayan, kontrollü oyunu beceremeyen ve net galibiyet alamayan..
Özgüveni zayıf olduğundan özellikle geriye düştüğünde daha da agresifleşen takımlar…
Kimse hakemi bahane etmesin!
Hakem yanlış bir kararla atmış olabilir. Ama aleyhine hatalı karar verilen ilk takım Galatasaray değildi. Başta Fatih Terim olmak üzere birileri bu takıma psikoloji dersi vermeli. Herkes itirazdan sarı kart görüyor.
Daha maç başlar başlamaz anlaşılmaz bir sinir gördük. Hakemi dövmeye giden, itip-kakan futbolcular da kart görmeliydi.
Peki hakem iyi miydi? Hayır... Yıllardır bu kadar rezil bir yönetim gösteren hakem görmedim, o ayrı konu.
Riera hakkında bir cümle:
Ben bundan daha iyi oynarım. Bu adamı transfer ettiklerinde Olimpiyakos taraftarlarının sevinci Beşiktaşlıların Gökhan Zan sevincine benzer miydi acaba? Kim aldıysa yazıklar olsun!
-----------------------
NOT: Bu yazının başlık dahil tamamı 27 Ekim 2011 tarihinde yazdığım yazıdan alıntı yapılarak, bir kelime dahi ilave etmeden hazırlanmıştır. Batı cephesinde değişen bir şey yok!