Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '08

 
Kategori
Öykü
 

Fatma Teyze'nin elleri

Fatma Teyze...
Antalya'nın en merkezi mahallelerinden birisindeki gecekondusunda yaşıyordu.
Eşi Ali Haydar amca uzun zaman önce ölmüştü. Ölürken de Fatma Teyze'ye sadece Bağkur maaşını bırakmıştı. Çünkü Ali Haydar Amca ayakkabı tamir ederek hayatını kazandığı için, mecburen Bağkurlu olmuştu. Oturdukları evi hiç almayı düşünmemişlerdi. Düşünseler bile alacak paraları hiç olmamıştı. Bir oğulları olmuştu. Adını babasının ön isminden alarak Ali koymuşlardı. O da biraz büyüyünce ailesinden utanmaya başlamış ve evi terk ederek gitmişti. Gidiş o gidiş, bir daha ailesini hiç aramamıştı. Nerde olduğu, ne iş yaptığı, evlimi, bekarmı hiç bilinmiyordu. O nedenle Fatma Teyze Ali Haydar amca ölünce tamamen yalnız kalmıştı. Komşuları rahmetli İbrahim dayının tek oğlu Mesut, hem kendi annesine, hemde Fatma Teyzeye göz kulak oluyor, rahatsızlandığında doktora götürüp, ilaçlarını alıyordu.


Fatma Teyzede her türlü hastalım mevcuttu. Yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, şeker, vs...
Fatma Teyze Bağkur dan aldığı 400YTL maaşla geçinmeye çalışıyordu. Ev kirası olarak 150YTL veriyordu. Elektirik, su ve telefon gideri olarakda 50YTL gidiyordu. Geriye kalanı ile de ilaçlarının %20 sini verip, yaşamaya çalışıyordu.
Fatma Teyzeyi bir gün pazar yerinde, birden bire yere yığıldığı ortamda tanıma imkanı buldum. Şekerinin düştüğünü anlayıp, yakından şekerli su getirterek içirdim. Biraz kendine gelince bir sandalye bulup oturmasını ve istirahat etmesini sağladım. İstirahat ederken, bir taraftanda sohbet etmeye başladık. İşte öyle bir anda tanıdım Fatma Teyzeyi. Fatma Teyze, o gün rahatsız olduğu için pazara erken gelmiş(!) Yoksa normalde akşam karanlığı gelir, pazarcıların attığını toplar, onunla yaşamaya çalışırmış. Zavallı Fatma Teyzem yaşadığı bunca zorluğu hiç utanmadan anlattı. (Hem niye utansın ki. Onu bu hale getiren toplumu yönettiğini zannedenler utansın değil mi)


Fatma Teyzeme, bundan böyle pazara erken gelmesini, pazar ihtiyacı için kendisine bir miktar para vereceğimi kimseye duyurmadan söyledim. O da kabul etti. Pazarın her kurulduğu gün Fatma Teyzem ile buluşuyorduk ve kendisine bir miktar pazar harçlığı veriyordum. Bir pazar Fatma Teyzem gelmedi. Merakla bekledim. Yoktu(!)


Evinin yerini tarif etmişti. Tarif üzerine oturduğu sokağa doğru gittim. Anlattığı kadarıyla, evi uzaktan bile belli oluyordu. Çünkü evin duvarının çevresine ve sundurmasına naylon çekilmişti. Eve vardığımda bir kalabalık vardı. Ne olduğunu sorduğumda? Fatma Teyzenin o gece hakkın rahmetine kavuştuğunu söylediler. O esnada tanıdığım komşularının oğlu Mesut ile birlikte Fatma Teyze'nin cenazesini kaldırdık. Mevlütünü okuttuk.


Hayatta hiç gün yüzü görmeden, gelip geçen nice Fatma, Ayşe, Elif teyzeler var. Toplum olarak Fatma Teyzelere yardım elimizi uzatalım. Yardımlarımız ile birilerini gazete, televizyon sahibi yapmıyalım! Yardımlarımızın nereye gittiğini bilelim. Fatma Teyze gibilerine kömür, fasulye, nohut yardımı yapılmıyor(!)
Fatma Teyzeme Allah gani gani rahmet eylesin.

Mekanı cennet olsun.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..