Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '10

 
Kategori
Tenis
 

Federer'e ne oluyor?

Federer'e ne oluyor?
 

FEDERER


Güney Afrika’da halen devam etmekte olan Dünya futbol şampiyonası nedeniyle bu yıl iyice karambole gelen Wimbledon Tenis şampiyonasında sessiz sedasız büyük bir sürpriz gerçekleşti. Erkekler 1 nolu seri başı İsviçre’li Roger Federer’in, çeyrek finalde Çek rakibi Tomas Berdych’e 3-1 yenilerek elenmesi , imkansızın gerçekleşmesi gibi bir şey.

Şaşırdım ve üzüldüm.. Memlekette onca sorun varken, bu spordan trilyoner olmuş bir İsviçre’li için üzülmeye değer mi? Diye soracak olan olursa, aynı üzüntüyü G.Afrka’da çeyrek finale kalma mücadelesini atamadığı tek penaltıyla kaybeden Japonlar için de yaşamıştım. Onlar da babamın oğlu değil ama bu fiziki yapıları sanki futbol gibi ağır bir spora aykırı bir ırkın çocuklarının sahada verdiği olağanüstü mücadele hoşuma gidiyordu. Buraya gelmeleri bile başarıyken, kendilerinden asla daha fazla hak etmeyen bir Paraguay takımını eleyip, bence son durakları olan çeyrek finale kalamamaları ancak bir şanssızlıktı.

Sporun bazı branşlarında bize o sporu sevdiren etkenler vardır. Tabii ki bunların başında, kütle sporlarında olsun, bireysel sporlarda olsun, başarılı ve sevilen sporcular gelir. Siz Katherina Witt’ten sonra buz dansında kimseyi hatırlıyor musunuz?. Ya da Nadya Comanaci’den sonra jimnastik seyrettiniz mi?. Galatasaray’a Hagi’den daha çok sevilen bir futbolcu geldi mi?. Bunlar bir örnek. Bunları yıllarca zevkle seyrettik ve bulundukları mücadeleleri hep zevkle seyretmedik mi?.

Tenis sporunda bayanlarda Serena Williams son yılların en başarılısı ve 1. numarası. Buna karşılık rakiplerine karşı kas ve adale gücü ile büyük üstünlük sağlayan bu sporcuyu izlemek bana zevk vermiyor. O gücü sayesinde zaten maçları da servisleriyle çevirebiliyor, ikide bir bazen üst üste, grand slamları kazanıp duruyor. Bu yıl da, geçen yıl ki gibi, Wimbledon’ı kazanabilir. İzlemekten zevk aldığım, stil ve zerafetleriyle Sharapova ve Federer var, onlar da başarısızlıkta birbirleriyle yarışır oldular.

Haydi Sharapova’nın gücü belli, Federer’e ne oluyor?.

Yarıştıkları piste göre başarılı olan veya olamayan atlar gibi, Federer için çimi eksik diyebilir miyiz?. Arkadaş kariyerinde 6 sı Wimbledon olmak üzere 26 Grand Slam şampiyonu. Kaldı ki bundan önce de çeyrek finalde elendiği Fransa Açık’ta kord kum idi. Üstelik yenildiği rakibini daha önce defalarca yenmiş ve o Çek tenisci çeyrek finale çıkmaktan da ileri hiç gidememiş. Boksta ağır siklet bir şampiyonun, hafif siklet bir sıradan boksöre yenilmesi gibi bir olay.

Tenis sporu ile ilgilenenler bilirler. Gerçi bütün sporlarda başlangıç için küçük yaş önemlidir ama mesela son Fransa Açık Şampiyonu Nadal’ı aynı antrenör 6 yaşından beri çalıştırıyormuş. Diyorum ki acaba R.Federer 29 yaşında. Bu spordaki büyük başarılar için yaşlanmış olabilir mi?. Bu yaş ileri bir yaş mıdır?. Bireysel sporlarda farklılar arasında bu kadar büyük sürprizler üst üste gelmeye başlayınca, böyle düşünmeye mecbur kalıyorsunuz.

Federer’in, 25 yaşındaki rakibine karşı kaybettiği , son maçtaki grafikler de bunu doğrular gibi üstelik. Zaten maç esnasında mağlup durumda iken psikolojisinin bozulduğunu hissediyorsunuz. Öne geçtiği zaman farklı oynuyor ama bu maçta o şansı bile bulamıyor.

Aslında rakibine göre daha çok ace atmış, daha az çift hata yapmış, daha az basit hata yapmış!. Peki nasıl kaybetmiş?. Çünkü 8 kez kazandığı servis kırma fırsatını yalnızca 1 kez değerlendirmiş, rakibi ise 6 fırsatın 4 ünü değerlendirmiş. Böyle bir tecrübeye yakışmayan berbat bir maç. Sonuçta hak eden kazanmış.

Sporda, her efsanenin günün birinde bittiğini biliriz. Kimler geldi, kimler geçti. Federer de sinyali veriyor gibi. Yarı finallere bile çıkamaz oldu. Toparlanıp, kendisini iki Grand Slam’da evire çevire yenen gençleri tekrar tepelemeye yaşı müsaade eder mi bilinmez.

Bana bu sporu keyifle izletenlerden biri olduğu için üzüldüm. Yoksa, Allah başka keder vermesin.

Neyse ki Nadal devam ediyor da, bizim Wimbloden keyfimiz sürüyor.

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..