Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '07

 
Kategori
Halkla İlişkiler
 

Felaket tellalının görevi

Felaket tellalının görevi
 

Adamın birisi çocuğunu yanına almış tutmuş eşeğinin yularından gidiyormuş.

Yolda onu böyle görenler sizin hiç aklınız yok mu binsenize merkebe demişler.

Adam ve çocuğu merkebe binmiş.

Biraz ileri bir toplulukla karşılaşmışlar. Onlar merkebin üzerinde iki kişiyi görünce yazık demişler.

Zavallı merkebe öyle iki kişi binilir mi? Adamcağız çaresiz inmiş. Öyle devam etmişler yollarına.

Yine bir toplulukla karşılaşmışlar. Onlarda şimdilerde büyüğe karşı hiç saygı kalmamış. Çocuk merkebin üzerinde baba yerde. Olur mu böyle demişler.

Bu defa adamcağız çocuğunu indirip kendisi binmiş. Az ileride bir gurupla daha karşılaşmışlar. O guruptan sesler yükselmiş. Merhametsizliğin ancak bu kadarı olur. Zavallı çocuk yerde baba merkep üstünde yazık demişler.

Adam ne yapacağını şaşırmış. Uzunca bir sırık bulmuş. Merkebi dört ayağından bağladığı gibi almışlar omuzlarına böylece devam etmişler yollarına”

***

Bu bir hikâye fakat. hayatımızda sürekli karşılaştığımız olayları anlatıyor bize.

Yorumlara bakınız.
Yazılanlara çizilenlere…

Üç aşağı beş yukarı hepsi aynıdır.

Kimseye bir şeyi beğendiremezsiniz.

Bütün dertleri engel olmaktır.
Beğenmemektir.
Karıştırmaktır.
Tıkamaya çalışmaktır.
Bunlarda felaket tellalının görevidir.
***

Ziya Paşa bir şiirinde "Onlar ki laf ile verirler âleme nizamat, hâlbuki bin bir türlü teseyyüp bulunur hanelerinde"

Diyerek adeta dert yanar, şikâyet eder.

***

Bizim oralarda elli koyun verseniz güdemeyen insan boyundan büyük işlere karışıyor diye misal verirler.

Yalan da değil.

***

Nasreddin Hoca ev yaptıracak. Başlamış evin duvarlarını ördürmeye. Bakmaya gelenler akıl veriyorlarmış. Birisi mutfak şuraya yapılsaydı iyi olurdu demiş. Hoca planı bozdurup onun dediğine göre devam etmiş. Ardından bir başkası gelmiş. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu demiş. Hoca planda bir değişiklik yaparak onun dediğini de yabana atmamış. Bakmış gelen gidenin sayısı bitmiyor. Hepsi de akıl veriyor. O zamana kadar yapılanları bir güzel yıktırmış. Sonra da vatandaşı toplamış köy meydanına; Ey ahali demiş bir ev yaptırıyorum. Ne diyecekseniz bir an evvel söyleyin de ben de şu evi yaptırayım. Hep birlikte karar verin artık demiş”

***

Ya bugün yapılanlara bir bakınız.

Bilende konuşuyor bilmeyen de.

Eğer istedikleri olmazsa felaket tellallığına başlıyorlar.

Elden gidiyor edebiyatıyla yaygarayı kopartıyorlar.
Anlıyor muyuz şimdi neden bir arpa boyu yol alamadığımızı.

Bir kez de insan çıkar şurada da doğru şeyler oldu der.

Hep kara edebiyat yapmaz ya.

Amaçları üzüm yemek değil bunları bağcıyı dövmek.

Bağcısız üzüm yetişmeyeceğini bunlarda biliyor.

Bunlara kalsa bağdanda üzümden de olacağız.
Ülkemizin gerilemesine sebep olan bu zihniyettir.
Tehlike tehlike diyorlar ya.
İşte asıl tehlike Demokrasiye engel olmak, halkın iradesini hiçe saymak, vatandaşı dışlamaya kalkışmaktır.

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..