- Kategori
- Gündelik Yaşam
Feministmişim!!!

Yıllar önce okuduğum bir kitapta geçen Latin şair Lucian'ın sözü olan ''aylaklık, zihni her yöne dağıtıyor''cümlesi o günlerden beri hafızama kazınmış en etkili cümledir.
Kendi hayatımdan yola çıkarak yapacağım yorumla çokta hak verdiğim bir cümle. Aylaklık hiç sevmediğim ama kısa bir boyutta yaşadığımdaysa tadına doyamadığım bir haldir.
Kişi amiyane bir tabirle aylak olduğu zamanlarda kimsenin veremiyeceği kadar zarar veriyor kendine. Sebepsiz yere oluşan kuruntular, üzerine vazife olmayan hadiselerle ilgilenmeler hatta aylak bir beynin etkisiyle yaratılan korkunç canavarlara bile şahit olmuşluğum var.
Ben beynimdeki aylaklığı keşfettiğimde, içine düştüğü tuhaflıkları ve saçmalıkları incelemek, zamanla onu tanıyıp hatta belki de utandırmak için yazmaya başladım. Tabii yazdıran etkenleri ve kişileri asla es geçemem.
Yazma konusunda çok büyük hedeflerim yok. Benim için bu dönemde( yanlız altını çizerek söylüyorum bu dönemlerde) yazmak sadece beynimi aylaklıktan kurtaran, ruhumu dinlendiren, iç hesaplaşmalarımı, dış dünyada ve kişilerde gözlemlediklerimi, beni güldüren ve de ağlatan şeyleri kusmak. İçimdeki bu bulantı veren hissi keşfettirene sonsuz teşekkür ederim. Zira tüm bu dolmuşlukla beynimin aylaklığı arasında sıkışmışken tam bir terapi etkisi yarattı.
Yalnız tek bir sorun var...
İstediğim kadar özgürce yazamamak. Kısıtlanmış kelimeler, hayal gücümden çıkan hikayelerin üzerime yaşanmışcasına etiketlenebileceği korkusuyla dar kalıplara sıkıştırmak zorunda olmam ve seçici davranma zorunluluğu hevesimi azaltmakta.
Yazılarımda zamanla özgürleşeceğim sanırım.
Şimdi durduk yere bunları niye mi anlattım? Bazı yazım üzerine bana feministlik etiketi yapıştıranlara sesleniyorum!
Eğer sadece kadın olduğum için yaşadığım toplumda bazı kurallar benim üzerimde kısıtlama yapıyorsa, şu yazıyı yazan bir erkek olduğunda belden aşağı yada yukarı şeklinde seçmeden her cümleyi rahatça kullanabiliyorsa, benim hayal gücümden çıkacak olmasına rağmen sahip çıkamadığım hikayelere, bir erkek yaşadığı halde sahip çıkabilip göğsünü gere gere anlatabiliyorsa evet şu dakikadan itibaren femistliğim konusunda sanırım haklısınız.
Şunu da söylemeden geçemiyeceğim istediğim sadece bir erkeğin en azından yarısı kadar bişeyleri rahatça dile getirebilmek. İstediğimin çok fazla olduğunu düşünmüyorum!
Zira benim yol ortasında avuçladığım biryerlerimi çekinmeden kaşımak, etraftakileri umursamadan kendimi rahatlatmak adına ağzıma geleni küfür babında söylemek hatta duvara işemek suretiyle yazı yazmak gibi bir talebim yok....!
Kendi hayatımdan yola çıkarak yapacağım yorumla çokta hak verdiğim bir cümle. Aylaklık hiç sevmediğim ama kısa bir boyutta yaşadığımdaysa tadına doyamadığım bir haldir.
Kişi amiyane bir tabirle aylak olduğu zamanlarda kimsenin veremiyeceği kadar zarar veriyor kendine. Sebepsiz yere oluşan kuruntular, üzerine vazife olmayan hadiselerle ilgilenmeler hatta aylak bir beynin etkisiyle yaratılan korkunç canavarlara bile şahit olmuşluğum var.
Ben beynimdeki aylaklığı keşfettiğimde, içine düştüğü tuhaflıkları ve saçmalıkları incelemek, zamanla onu tanıyıp hatta belki de utandırmak için yazmaya başladım. Tabii yazdıran etkenleri ve kişileri asla es geçemem.
Yazma konusunda çok büyük hedeflerim yok. Benim için bu dönemde( yanlız altını çizerek söylüyorum bu dönemlerde) yazmak sadece beynimi aylaklıktan kurtaran, ruhumu dinlendiren, iç hesaplaşmalarımı, dış dünyada ve kişilerde gözlemlediklerimi, beni güldüren ve de ağlatan şeyleri kusmak. İçimdeki bu bulantı veren hissi keşfettirene sonsuz teşekkür ederim. Zira tüm bu dolmuşlukla beynimin aylaklığı arasında sıkışmışken tam bir terapi etkisi yarattı.
Yalnız tek bir sorun var...
İstediğim kadar özgürce yazamamak. Kısıtlanmış kelimeler, hayal gücümden çıkan hikayelerin üzerime yaşanmışcasına etiketlenebileceği korkusuyla dar kalıplara sıkıştırmak zorunda olmam ve seçici davranma zorunluluğu hevesimi azaltmakta.
Yazılarımda zamanla özgürleşeceğim sanırım.
Şimdi durduk yere bunları niye mi anlattım? Bazı yazım üzerine bana feministlik etiketi yapıştıranlara sesleniyorum!
Eğer sadece kadın olduğum için yaşadığım toplumda bazı kurallar benim üzerimde kısıtlama yapıyorsa, şu yazıyı yazan bir erkek olduğunda belden aşağı yada yukarı şeklinde seçmeden her cümleyi rahatça kullanabiliyorsa, benim hayal gücümden çıkacak olmasına rağmen sahip çıkamadığım hikayelere, bir erkek yaşadığı halde sahip çıkabilip göğsünü gere gere anlatabiliyorsa evet şu dakikadan itibaren femistliğim konusunda sanırım haklısınız.
Şunu da söylemeden geçemiyeceğim istediğim sadece bir erkeğin en azından yarısı kadar bişeyleri rahatça dile getirebilmek. İstediğimin çok fazla olduğunu düşünmüyorum!
Zira benim yol ortasında avuçladığım biryerlerimi çekinmeden kaşımak, etraftakileri umursamadan kendimi rahatlatmak adına ağzıma geleni küfür babında söylemek hatta duvara işemek suretiyle yazı yazmak gibi bir talebim yok....!