Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

Fener-Porto maçı üzerinden Türk futbolunun geleceği.

Fener-Porto maçı üzerinden Türk futbolunun geleceği.
 

Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'ne veda etti. Çok değil, bir yıl önce, aynı kupada çeyrek final görmüştü.

Oynanacak bir maç daha var. Ancak ve ancak galibiyetin UEFA kapısını açacağı bir maç. O maç da, soğuk ve sert Kiev deplasmanında. Yani kaf dağının ardında...

Başkan Yıldırım, Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğu başarısını kendisine göre haklı nedenlerle "küçümserken", istikrardan, sürdürülebilir başarıdan dem vuruyordu...

Sonra ne yaptı? İstikrarı yakalayan hocayı, ligde şampiyonluğu ezeli rakibine kaptrıdı diye, kapıya koydu. Sanki ligde şampiyon olmak, derbileri kazanmak herşeymiş gibi...

Sürdürülebilir başarının temelinde altyapı, modern bir stadyum, yüksek gelirler vs. var. Üstelik, bunların hepsi birden, Fenerbahçe'de fazlasıyla var. Olmayan ise istikrar...

Yanlış anlaşılmasın, yönetim çok istikrarlı. Yıllardır aynı başkan, isimleri değişse de, rolleri "aynı" olan bir kaç "farklı" adamla, "istikrarlı" bir biçimde hoca değiştirmeye devam ediyorlar.

Arsen Wenger, tam on üç senedir Arsenal'in başındaymş. Arsenal'in bu geçen 13 yılda kaç şampiyonluğu var? Sadece iki. Biri 97-98, diğeri de 2001-2002 sezonlarında kazanılan iki şampiyonluk.

Bu istatistiklerle Arsen Wenger'in Fenerbahçe'yi yönetmesi mümkün mü? Kulübün kapısından giremez!

Birileri bizi fena kandırmış. Yıllardır uyanamıyoruz. Her sene ligde şampiyonluk, Avrupa da en az çeyrek final, diyerek sezona başlıyoruz. Sonunda geldiğimiz nokta, Fenerbahçe'nin Denizli'de kaybettiği şampiyonluk, Galatasaray'ın "hocasız" kazandığı şampiyonluk, Beşiktaş'ın en son yüzüncü yılında kazandığı şampiyonluk gibi, "yerel" mevzularda tıkanıp kalıyor.

Artık sadece teknik adamlardan medet ummaktan, başarısızlık anında da onların ipini çekmekten vazgeçmeli. Takımın iyi oyununa, gelecek vaad eden yapısına, mantıklı ve aşama aşama ulaşılacak hedeflere odaklanmalı.

Bu yıl Türk futbolu için milat olabilecek kadar önemli bir sene. Avrupa'da ve Süper Lig'de başarısızlık büyüklerin yakasını bırakmıyor. Temelinde istikrarsızlığın olduğu bir başarızılık. Ders çıkarmak gerek!

Bakın üç büyüklerin haline. Ne ligde ne de Avrupa'da tutunamıyorlar. Beşiktaş daha işin başında havluyu attı, Galatasaray UEFA'ya kalarak çapını küçülttü. Fenerbahçe son maçını alarak, Galatasaray'ın UEFA finali rüyasına ortak olmak istiyor. Avrupa'da durum bu iken, Süper Lig'in üçte biri bitmiş, hala debelenmeye devam ediyorlar.

Büyük takımları yönetenlerin, medyanın ve biz taraftarın da, en büyük dersi almamız için, Avrupa'daki hayal kırıklıklarının ardından sığınılan limanın da yanmış olması lazım. Türk futbolunun selameti açısından, bir Anadolu takımının acilen şampiyon olması gerek.

Avrupa'da her türlü kaybeden büyükler, kolayca kazanılacak bir lig şapiyonlunu dahi bulamadıklarında bazı kafalar değişmeye başlayacaktır. Lig sonunda Galatasaray ya da Fenerbahçe'den birinin kazanacağı şampiyonluğun istatistikler dışında hiç bir şeyi değiştirmeyeceği aşikardır.
 
Toplam blog
: 47
: 991
Kayıt tarihi
: 10.10.08
 
 

1980 İstanbul doğumluyum. Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe ardından Yıldız Teknik Üniversitesi'nde ..