Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Ekim '08

 
Kategori
Futbol
 

Fener rekor peşinde

Fener rekor peşinde
 

Yerlerde sürünüyoruz...


Fenerbahçe’nin 5 lig maçında 3 mağlubiyetle ayrılması ve Kiev’e de puan bırakması sonrası evinde karşılaşacağı Kayseri maçına, son maçlarda Fenerbahçe’nin tamamı sayılan kaptan Alex’in de yokluğuyla çıkması takıma olan inancı ciddi anlamda zedelemişti.

Üstelik birde Başkan ile bir grup taraftar arasında yaşanan gerginliklerin hafta boyu sürmesi maça olan konsantrasyonu düşük seviyede tutmuştu. Üzerine kahpe kurşunlara kurban verdiğimiz şehitlerimizin de acısı ile farklı bir ortam doğdu Saraçoğlunda. Maç öncesi konuştuğumuz temel konu futboldan ziyade bir “olay” yaşanıp yaşanmayacağı idi. Zira futbolu unutalı çok zaman olmuştu Aragones’in Fener’inde...

Fakat sahaya, ayyıldızlı kırmızı bayrak tişörtlerle çıkan Fenerbahçe’li futbolcular sağduyulu taraftarının desteğiyle maça başladı. Üstelik bu destek şartlar ne olursa olsun 4.gole kadar da süregeldi. 6.lig maçında 4.mağlubiyetini alan ve sahasında tarihi bir skor alan takıma bir iki ufak tefek protestonun dışında beklentilerin aksine ciddi bir tepki gelişmedi. Aşırı tepkinin Fenerbahçe’yi 90’lı yıllardaki karanlık kuyuya indireceğini sağduyulu tüm taraftarlar biliyor. Bu nedenle medyada yaratılan ve medet umulan “tepki” şimdilik yok.

Saha dışından geçip, içine baktığımızda ise değişen hiçbirşey yoktu Fenerbahçe’de. Aragones’le ilgili eleştirilerimiz devam ediyor. Geçen yazılarımızda bahsettiğimiz gibi Selçuk ve Maldonado’lu orta saha birde Alex gibi top yapabilen bir ustadan yoksun kalınca yaratıcılığından da iyice uzaklaşmış oldu. Tüm bu görüntü içinde La Liga gol kralı ise üvey evlat görüntüsünde uzaklarda yalnız bir adamdı... Defans’da ise Babacan Volkan’ın tekrar kendisine bıraktığı kalede küçülen dev cüsseli Volkan ile dönem dönem kaleleri şaşıran veya rakibe asist yapan Edu ile karşılaştığı rakibi yıldız yapan Yasin vardı. Bir takımın üzerine çöken bunca sakatlık lanetinden sonra takımda lider olması sanılan ve Başkan’dan başka kimsenin kendisine inanmadığı Emre ve ha düzeldi ha düzelecek denilen Gökhan’ın da oyun içinde sakatlanması ile birlikte daha 45.dakika da Fenerbahçe zorunlu 2 değişiklik yapmak zorunda kaldı.

Oysa Aragones futbolcuları denemeye ve tanımaya halen devam ediyordu. Kadıköy’de kazanması gereken bir maça üstelik rakibi Paris’den Perşembe günü yorgun gelmesine rağmen çift forvetle sahaya çıkmışken, Luis tek forvet’le başlamış ve oyun 0-2’ye dönünce ancak yanındaki santrafor İlhan Parlak’ı oyuna almak aklına gelmişti. Dede tecrübeliyim diyor ama panik halde 45. dakikada yaptığı üçüncü değişikliği hangi ruh halinde yaptığını da anlayamadık.

Dede hala takımı tanımaya çalışıyor dedik. Dedik ama, o tanımaya çalıştıkça ve hatalarında ısrar ettikçe de puan kayıpları peşpeşe geliyordu.

Önder’i keşfetmesi kaç maç sürdü Dede’nin ? Dün oyuna giren Deniz o skor ve kaos ortamında dahi Maldonado’dan çok daha enerjik ve efektif olduğunu gösterdi. Oysa bizi Deniz’den de mahrum bırakan yine Aragones’tir. Semihsiz oyunlarında İlhan’la oynaması gerektiğini bir türlü bulamadı. Oysa ilk maçlarda Guiza ve Semih ikilisini tercih etmiyormuydu ? Bu takımda olgun ve tecrübeli ve en azından bu kadar yokluk içinde bir Tümer’in varlığını keşfetmesi daha ne kadar sürecek Dede’nin bilmiyoruz. Karanlık günlere dönmek istemiyoruz ama Başkan’ın Azizsilinleri yetmezse kangren olan kol kesilmek zorunda kalacak.

Artık ne yazsak boş. Bir musibet bin nasihatten evladır derler büyüklerimiz ve herşeyde bir hayır vardır. Lige birkez daha ara verilecek ve yaraları sarmak ve şapkayı önümüze alıp düşünmek için vakit olacak. Zararın neresinden dönersek kardır.

Aksi takdirde 6 maçta 4 mağlubiyet alan takım bir rekor kırabilir.

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

05 Ekim 2008

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara