Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '15

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe, Kadıköy’de ‘mirasyedi’den farksız!..

Fenerbahçe, Kadıköy’de ‘mirasyedi’den farksız!..
 

Fenerbahçe için ilk ve son söylenecek:

Haftaya başlarken liderin bir puan gerisinde olmak, hafta biterken, yeni liderin iki puan gerisinde kalmak...

Oysa bir puan farkla “iki günlük lider”in yerinde olma olasılığı vardı, yüksekti de...

Olasılık işte, tersten işleyince, birincilik beklerken üçüncü oluyorsun.

Bahara doğru gidiyoruz, havalar ısınacak... Futbol da öyle...

İlk üçte yer alandan ikisi haftayı puansız kapatınca, ilk üçün mücadelesi renklenecek...

*****

Akhisar’a yenilen Fenerbahçe için söylenecek çok:

Fenerbahçe, eski yerine gelemedi, zaten taraftar da gelmiyor!

Dün, inilen “koltuk”, aynı yerde çıkılan olamadı. “Aynı yer”, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı... Taraftarın gelmediği “eski yer” de orası...

Orası, hele havası farklı maçlarda dolar taşardı. Oysa şimdi, “Gel, gel...” çağrılarına karşın o kadar gelen giden yok.

Oraya asıl gelenler,  “gol fırsatı” olarak geliyor. Passolig gerektirmeyen “fırsat”lar...

Gel gör ki, gol atacakların ayakları birbirine  dolanınca, onlar da, “Kaçan balık büyük olur” misali, gerçekten büyük oluyor.

Akhisar maçında da öyle oldu.

Neler kaçtı neler.

Niye?

Bir telaş, bir telaş...

Ders çalışıyorum diye masa başında uğunan, zamanı boşa harcayan, kendi kendini yoran, sonuçta “O kadar da çalıştım...” gibisinden yakınan öğrenciden farksız bir Fenerbahçe vardı sahada. Bu yöntemin verimsizliğini gören/ göremeyen öğretmen, sonuca gitmek için yöntemi değiştireceğine, bir “mucize” bekliyor. “Kanlıca’nın ihtiyarları” misali, geçmişi bir bir anımsıyor:

Son anda Emenike vurmuştu!
Son anda hakem “Düüütt!” demişti!

“Vurmuştu”, demişti”, "olmuştu”....

Emenike de vuramadı, başkaları da vuramadı. Zaten hakemin, sarı kartı olan rakipten futbolculara ikincisi için “Düüütt” demeyeceği, diyemeyeceği belli olmuştu.

*****

Atamayana atarlar!.

Akhisar’a son dakikada 3 puanı getiren ikinci gol için söylenecek, “kalıplaşmış söz”lerden biri bu!.

“Biri” derken, başka “biri”leri de akla geliyor.

Emenike’nin iki adımdan topu havaya dikmesi... Gökhan Gönül'ün ayağına gelen, gol olma olasılığı çok yüksek durumlarda, topa abanması...

Daha yüksekten, daha hızlı giden topun kaleye girmesi, sanki “basket” sayısının getirdiğini getirecekti... Oysa dokunulsa, yerden yuvarlansa... Gol olacak pozisyonlarda fırsatlar, böyle, mirasyedi niyetine gidiyor.

Olması gerekenler neler?

Emenike, kale boş da olsa gol atmaya yeltenmemeli, gol pası vermeli!. Çünkü atılması gerekeni iki adımdan, savunmacı misali havaya dikti, dışarı attı; ama gol atılması için de güzel paslar verdi.

Ya Diego?

Oyuna yeni girmiş, diri olması gerekir. Ya akını kesecek ya da akını sürdüreni... Alacaksan al kırmızıyı, zaten maç bitmek üzere. Hiç değilse, bir puan cepte kalır/dı.

*****

Hakemin adı Özgür Yankaya...

Hakem, adı gibi “özgür”dü. Öyle “özgür”dü ki, bunun adına “keyfilik” demek, en hafif deyiştir. Kart gerektiren faullerde göstermediği kartlar, Fenerbahçeli futbolcuları daha telaşlı yaptı. Özgür Yankaya, bir kusur işleyecekmiş gibi, Akhisarlı futbolculara ikinci sarı kartı gösterme gereğini duymadı. Böyle olunca, Akhisarlı futbolcular bundan cesaret alarak, yıldırmada, akınları kesmede hiç tereddüt etmediler.

Niye etsinler ki?

Karşılığı, sadece düdük, ilk sarı!..

Özgür Yankaya’nın, kaleciyle karşı karşıya kalınan pozisyonun öncesi için, akını kesip faul vermesi, öne geçme olasılığını ortadan kaldırdı. Bu olasılık da, öbürleri gibi “boş” olabilirdi. Ama “avantaj” kuralını inatla yok saymakta nasıl bir “niyet” aranmalı?

(“Maçın 49. dakikasında, 27 numarayı, 4. hakem 3-4 defa ‘At, at...’ demesine rağmen atmadı. Devamında Emenike'nin avantajı varken, hem pozisyonu kesti, hem de kart vermedi. Bu, bana biraz düşündürücü geldi.” İsmail Kartal)

*****

Mirasyedi, eline geçeni hoyratça harcar!.

Futbolda da, gol fırsatlarını mirasyedi misali harcayanın sonu da hüsrandır.

Eski yerine çıkma, yerleşme olasılığı varken üçüncü sırada kalmanın verdiği moralsizlik çabuk atlatılır mı?

İsmail Kartal için diyecekleri dedik, son olarak ne demeli?

“Gol atacak hali yoktu ya..”


Son söz:

Oynanmamış maçları oynanmış gibi kendine yontmak, ona göre hesaplar, değerlendirmeler yapmak, sonra da gevşemek, gün gelir, adamı damdan düşmüşten kötü yapar!.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..