- Kategori
- Futbol
Fenerbahçe'de Planlama Hatası Yok, Plansızlık Var

- Neresinden bakarsak bakalım, Türkiye’de hemen hiçbir şey belli bir plan, belli bir organizasyon ve geleceği öngörebilen taktik-stratejilerle yürümüyor.
- Bunun en bariz örneklerinden birisi Fenerbahçe…
- Her sene lig başlamadan önce patlatılan transfer bombaları… İkinci sınıf düzeydeki futbolculara sayılan milyonlarca dolarlar… Sonuç ise adeta bir plansızlık göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Yani anlayacağınız tam bir üst yapısal sorun…
- Bu durum da olan sadece Fenerbahçe değil pek tabii ki… Galatasaray’da böyle, diğer birçok kulüpte bu durumda…
- Kulüplerin vaziyeti böylede, Türkiye’de şirketlerin durumu, siyasal partilerin durumu farklı mı? Hepsinde tuhaf bir keşmekeş, günü kurtarmaya yönelik tuhaf çalışmalar ve en nihayetinde belirsiz hedeflere doğru, akıntıya kürek çekmeler söz konusu…
- Bu plansızlık çerçevesinde Fenerbahçe’nin son durumunu ele almak sanırım doğru olur.
- Fenerbahçe sezona başlamadan önce şampiyonlar ligine gidebilmek için iki ön eleme maçı oynayacaktı. Elindeki en güçlü kozu olan Emre Belözoğlu’yla sözleşme yenilemedi. Sol bek mevkiinde yeterince iyi bir performans ortaya koyan Reto Ziegler’le yollarını ayırdı ve yabancı kontenjanı açabilmek adına Hasan Ali Kaldırım’ı, Reto Ziegler’in yerine Kayserispor’dan transfer etti. Ne var ki sözleşme yenilemediği ve takımın beyni olan Emre Belözoğlu’nun yerine her hangi bir futbolcu da almadı. Valencia’dan Mehmet Topal’ı almasına aldı ama, Mehmet Topal asla bir Emre Belözoğlu değildi. Her ikisi de farklı tipte oyuncular olmasına karşın, performans ve kalite açısından, Emre’nin, Mehmet Topal’dan kat be kat iyi bir futbolcu olduğu malumunuzdur.
- Fenerbahçe orta sahaya bir başka oyuncu daha aldı. İngiltere liginin elit takımlarından Liverpool’ın sağ kanat oyuncusu Dirk Kuyt…
- Fenerbahçe’nin sezona başlamadan önce yaptığı bu transferlerden hangisinin belli bir plan dahilinde yapıldığını söyleyebiliriz ki? Sol beke transfer edilen bir Hasan Ali’nin, Ziegler ölçeğinde olmadığı, Mehmet Topal’ın bir Emre ayarında olmadığı, Dirk Kuyt ise ihtiyaç duyulmayan bir bölge için alınmış fazladan bir futbolcu olduğu ortadayken belli bir planlamanının yapıldığını söyleyebilir miyiz? Oysa Fenerbahçe’nin orta sahasına iki güçlü ve oyunu her iki yönü ile oynayabilen oyuncu gerekirken, orta sahanın merkezi beyni Selçuk Şahin ve Mehmet Topal’a teslim edildi. Tuhaflık tamda bu noktada başlıyor. Bu iki oyuncunun da performansları bilinmekte… Bu iki oyuncuya takımın merkezinde beyin görevi verirseniz, mağlubiyetler kaçınılmaz, galibiyetler ise sürpriz olur. Nitekim Fenerbahçe kaç maçtır kazanamıyor. Sadece orta sahadan kaynaklı nedenlerden dolayı Fenerbahçe maç kazanamıyor değil tabii ki… Aynı zamanda teknik yönetim anlamında da sorun üreten bir yapısı var Fenerbahçe’nin. Hiç gereği yokken neden Alex krizi çıkartıldı? Bu futbolcu takımın uzun süreden beri oynayan bir futbolcusu, bir planınız varsa takımın kaptanı olan bu futbolcuyla paylaşır, planın gereklerini yerine getirisiniz. Ne var ki Fenerbahçe teknik kadrosu ve yönetiminin geleceğe ilişkin her hangi bir planının olmadığı Alex kriziyle ayan beyan ortaya çıktı.
- Peki ya diğer sorunlar…
- Alex’i takımdan kesmeye çalışan bir teknik direktör, neyi hedefliyor acaba diye insan düşünmeden edemiyor. Böyle bir hedef varsa, Alex yavaş ve koşmayan bir futbol oynuyorsa, takımda Alex’ten daha kötü durumda olan futbolcular da var. Onlar neden takımda direk oynuyor da, oyunun kaderini çizme becerisi olan bir Alex ille de hedef tahtasına oturtuluyor?
- Bunlar bir yana da, plansızlığın buram buram koktuğu bir diğer olay ise, Krasiç transferi… Madem futbolcu alacaksınız, neden ön eleme maçları başlamadan hamleler yapıp, takımın ihtiyaç duyulan bölgelerine transferler gerçekleştirilmez? Ön eleme maçları kaybediliyor, kulüp kasasına girecek olan maddi payı kaybediyor ve hemen ardından bir başka transfer daha yapıyor. Hem de acilen… Hem de hiçbir plana dayanmaksızın.
- Bir tarafta kaybedilen para, diğer taraftan yapılan plansız transfer… Hadi transferi yapacaksın, neden ön eleme maçı öncesi değil de elendikten sonra? Kulübün kasasından iki kat para çıkmasına neden oluyor teknik ekip ve yönetim kurulu. Bunun adına yönetim planlaması denmez. Bunun adına başka bir şey denir ama denilmeyecek tek şey planlamadır…
- Bu zihin dünyasının Fenerbahçe’ye verebilecek fazlaca bir şeyi olmadığı bu hamlelerden ötürü fazlasıyla sırıtmış durumda. Hem kulüp alabildiğine zarara uğratılıyor, hem de yönetim ve teknik ekip beceriksizliği ayyuka çıkıyor.
- “Bunca yanlıştan sonra Fenerbahçe UEFA kupasından var olabilir, mesafe kat edebilir mi?” diye kendi kendime soruyorum ama Aykut Kocaman yönetimindeki bir takımdan fazla bir verim alabileceğimizi sanmıyorum. Aykut Kocaman’ın teknik direktörlük performansında gördüğüm en yalın gerçek, sorun üreten bir kimliğinin olması. Oyunu doğru okumaktan uzak, yıldız futbolculara karşı tahammülsüz, iddiasını kaybetmiş oyunculara karşı ise fazlasıyla hoş görülü...