- Kategori
- Futbol
Fenerbahçe mi, Galatasaray mı?

Bugün itibarıyla elimizde iki adet veri var. Şimdi dün yaptığımız değerlendirme daha sağlam bir yere oturabilecek.
Rıdvan Dilmen Galatasaray'ı incelemiş. Biz onun yorumlarını okuyup verileri kendimiz değerlendirmeye çalışalım şimdi.
Fenerbahçe'nin genel istatistikleri ile bitirmiştik dünkü yazımızı. Galatasaray'ın verileri Fenerbahçe'nin Galatasaray'a oranla çok daha başarılı bir ilk yarı geçirmiş olduğunu söylüyor.
Fenerbahçe bir gol fazla atmış. Fark bu değil elbette. Asist sayısında Fenerbahçe'nin 21 sayısına karşılık Galatasaray'ın 15 asistini okuyoruz. İsabetli şutta aradaki fark sadece 3. İsabetli pasta ise büyük fark var.
Fenerbahçe: 6348 - Galatasaray: 5630
Bu zaten Fenerbahçe'nin orta saha üstünlüğünü ortaya koyan bir veri. Yarınki Beşiktaş değerlendirmesinde de benzer bir fark bekliyorum.
Burada çok özel bir parantez açmak gerekiyor; Sevgili Hıncal Uluç sık sık Aurelio'yu adamdan saymayan açıklamalarda bulunuyor. Aurelio'nun isabetli par sayısının dün yazmıştık; 703, Galatasaray'da bu sayıya yakın ilk adamın Uğur Uçar olduğunu görüyoruz; 488, sonra da Servet Çetin geliyor 481. Demek ki Galatasaray geriden gelen ve zaten isabetli pas vermek zorunda olan adamlarla oyun kurmaya çalışıyor. Uğur Uçar Galatasaray'da en yüksek asist yapan oyuncu aynı zamanda; 4.
Galatasaray'ın kendi içindeki futbolcular arasında da bir karşılaştırma yapacak sivrilikte bir veri bulmakta güçlük çekiyoruz. Türkiye'nin en güçlü forvet hattına sahip olduğu bilinen sarı kırmızılarda gol ayaklarının suskunluğu dikkat çekici.
Top kazanma istatistiğinde çok ilginç bir sayı var. Görmeden geçemiyoruz, Servet Çetin 409 topu rakibin ayağından almış. Fenerbahçe'de Edu 249 top çalma ile Servet'in epeyce gerisinde kalmış. Song'un sayısının da 311 olduğunu görerek Galatasaray'ın gerisindeki tandemin çok iyi çalıştığını, Servet'in Fenerbahçe'de oynadığı topun çok üzerinde bir başarı yakaladığını söyleyebiliyoruz. Bu da Galatasaray'ı ligin en az gol yiyen takımı haline getiriyor kuşkusuz.
İstatistik verilerden Hasan Şaş'ın eski Hasan olamadığını görüyoruz.
Fenerbahçe'de ileri uçta Kezman hariç tüm gol ayaklarının birbirleriyle çok iyi paslaştığını hatta Semih''in bunun başını çektiğini yazmıştık. Galatasaray'da Nonda'yı tek görüyoruz bu konuda.
Bir kaç hafta önce oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçında yukarıda saydığımız noktaların maçın sonucuna etki ettiğini görmüştük. Üstelik bu maçta Galatasaray'ın güçlü defansının büyük çaıklar vermiş olduğunu da.
Galatasaray'da üç futbolcunun performansını tam ölçememiş olduğumuzu görüyoruz. Ayhan Akman, Linderoth ve Lincoln. Lincoln uzun zaman oynamış olsa da bize bir fikir vermiyor. Onu ancak ikinci yarı gözlemleyebileceğiz.
İstatistikler birşey söylemez diyenler için aslında iyi bir tablo ortaya koymuş Milliyet Gazetesi. Yarın Beşiktaş'ı inceleyelim...
http://www.milliyet.com.tr/2007/12/29/spor/aspo.html
Rıdvan Dilmen Galatasaray'ı incelemiş. Biz onun yorumlarını okuyup verileri kendimiz değerlendirmeye çalışalım şimdi.
Fenerbahçe'nin genel istatistikleri ile bitirmiştik dünkü yazımızı. Galatasaray'ın verileri Fenerbahçe'nin Galatasaray'a oranla çok daha başarılı bir ilk yarı geçirmiş olduğunu söylüyor.
Fenerbahçe bir gol fazla atmış. Fark bu değil elbette. Asist sayısında Fenerbahçe'nin 21 sayısına karşılık Galatasaray'ın 15 asistini okuyoruz. İsabetli şutta aradaki fark sadece 3. İsabetli pasta ise büyük fark var.
Fenerbahçe: 6348 - Galatasaray: 5630
Bu zaten Fenerbahçe'nin orta saha üstünlüğünü ortaya koyan bir veri. Yarınki Beşiktaş değerlendirmesinde de benzer bir fark bekliyorum.
Burada çok özel bir parantez açmak gerekiyor; Sevgili Hıncal Uluç sık sık Aurelio'yu adamdan saymayan açıklamalarda bulunuyor. Aurelio'nun isabetli par sayısının dün yazmıştık; 703, Galatasaray'da bu sayıya yakın ilk adamın Uğur Uçar olduğunu görüyoruz; 488, sonra da Servet Çetin geliyor 481. Demek ki Galatasaray geriden gelen ve zaten isabetli pas vermek zorunda olan adamlarla oyun kurmaya çalışıyor. Uğur Uçar Galatasaray'da en yüksek asist yapan oyuncu aynı zamanda; 4.
Galatasaray'ın kendi içindeki futbolcular arasında da bir karşılaştırma yapacak sivrilikte bir veri bulmakta güçlük çekiyoruz. Türkiye'nin en güçlü forvet hattına sahip olduğu bilinen sarı kırmızılarda gol ayaklarının suskunluğu dikkat çekici.
Top kazanma istatistiğinde çok ilginç bir sayı var. Görmeden geçemiyoruz, Servet Çetin 409 topu rakibin ayağından almış. Fenerbahçe'de Edu 249 top çalma ile Servet'in epeyce gerisinde kalmış. Song'un sayısının da 311 olduğunu görerek Galatasaray'ın gerisindeki tandemin çok iyi çalıştığını, Servet'in Fenerbahçe'de oynadığı topun çok üzerinde bir başarı yakaladığını söyleyebiliyoruz. Bu da Galatasaray'ı ligin en az gol yiyen takımı haline getiriyor kuşkusuz.
İstatistik verilerden Hasan Şaş'ın eski Hasan olamadığını görüyoruz.
Fenerbahçe'de ileri uçta Kezman hariç tüm gol ayaklarının birbirleriyle çok iyi paslaştığını hatta Semih''in bunun başını çektiğini yazmıştık. Galatasaray'da Nonda'yı tek görüyoruz bu konuda.
Bir kaç hafta önce oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçında yukarıda saydığımız noktaların maçın sonucuna etki ettiğini görmüştük. Üstelik bu maçta Galatasaray'ın güçlü defansının büyük çaıklar vermiş olduğunu da.
Galatasaray'da üç futbolcunun performansını tam ölçememiş olduğumuzu görüyoruz. Ayhan Akman, Linderoth ve Lincoln. Lincoln uzun zaman oynamış olsa da bize bir fikir vermiyor. Onu ancak ikinci yarı gözlemleyebileceğiz.
İstatistikler birşey söylemez diyenler için aslında iyi bir tablo ortaya koymuş Milliyet Gazetesi. Yarın Beşiktaş'ı inceleyelim...
http://www.milliyet.com.tr/2007/12/29/spor/aspo.html