Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

14 Ağustos '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'nin oynadığı futbol ve sorunları

Süper Kupa'daki Galatasaray yenilgisi ve sahaya konan futbolun ardından yine orta sahaya transfer tartışmaları yaşanıyor Fenerbahçe'de. Peki sorun bir transferle çözülebilir mi? Bütün mesele, orta sahaya bir oyuncu alınıp alınmaması mı? Baroni'nin yetersiz kalması mı?

Bence hayır. Mesele‚ oyun anlayışıda. Elbette top kendisine geldiğinde hızlı düşünen ve düşündüğünü de hızlı uygulayabilen bir oyuncu takımın genel performansına etki edecektir. Ancak bütün sıkıntılar biter‚ tam bir takım oluruz hayalciliğine kapılmamak lazım. Çünkü‚ Aykut Kocaman´ın istediği oyunu oynama becerisine sahip kadroda sadece 2‚5 isim var. Kuyt‚ Alex. Buçuğu ise Krasiç. Onu da değerlendirmek için beklemek gerek çünkü mevcut değerlendirmem 2010-11 sezonundaki performansına dayalı. Böyle bir ortamda en akılcı iş‚ oyun anlayışını farklılaştırmak. İşe‚ durağanlıktan kurtulmakla başlamak lazım. Ligin en durağan takımı Fenerbahçe. Bu şekilde oynadığı her maçta rakiplerin Fenerbahçe'den daha fazla koşmasına bakarak bu konudaki sıkıntıyı anlayabilirsiniz. "Biz büyük takımız‚ tabi rakipler daha çok koşacak " diyenlere‚ koşu mesafelerimiz Barça‚ Real‚ Manu gibi devlerle kıyaslamalarını şiddetle öneririm. Artık durarak futbol oynanmıyor. Top rakipteyken kaleci hariç en az 8-9 oyuncunuz‚ top size geçtiğinde ise kaleci dahil tüm oyuncularınız hareketli olmalı ve her an kendisine pas verilmesimümkün olacak şekilde hareketlenmeli. Bunu yapmazsanız‚ pas alternatifiniz olmaz. Bu da top kaybını‚ dolayısyla da kalenize tehlikeli atağı getirir. Bizim sorunumuz en temelinde bu var. 5´e 2 top kapma çalışmasında ortada top kapmak için koşanlar ve etrafına dizili 5 tane de topu çeviren oyuncu görürsünüz. Bu çalışma gruplara ayrılarak yapılır ve topu kaptırmamaya çalışanlar fazla hareketlenmez. Ama maçta da aynı şekilde top çevireceğinizi zannederseniz‚ rakibinizin 5´e 2 değil‚ 11´e 11 top kapmaya çalıştığını atlarsanız‚ bizim oynadığımızı zannettiğimiz şey çıkar ortaya. 

Fenerbahçe'nin bir diğer sorunu ise‚ kaptırılan topu‚ mümkün olan en kısa sürede ve kaptırdığı noktadan fazla uzaklaşmadan‚ oyunun yönü rakip tarafından değiştirilmeden kapmaya çalışmamaktır. Bunu yapmak sizin gereksiz koşmanızı önleyecek‚ enerjinizi daha verimli kullanma şansı verecektir. Ancak Fenerbahçeli oyuncular rakip topu kaptıktan sonra‚ rakibin topla hareketlenen oyuncularına kendi kale önlerine gelene kadar eskortluk yapmaktalar. Takımda nerede ve nasıl basacağını da‚ ne zaman‚ nerede ve nasıl faul yapacağını da bilen oyuncu sayısı maalesef çok az. Ya da bir başka ifadeyle, bunu uygulayan oyuncu sayısı çok az. Belki biliyorlar ancak uygulama noktasında bunu göremiyoruz. Bu da rakibe geçen hemen her topun‚ yeni bir atak olarak Fenerbahçe kalesine gelmesine neden oluyor. Rakipler topla az ama herhangi bir dirençle karşılamadıkları için de öz oynuyorlar. Yıpranmadan kale önüne kadar gelen rakibin orta saha ve hücum adamları‚ bu bölgede de diledikleri rahatlıkta top çevirme ve pozisyon arama imkanı buluyorlar. 

Bir başka sorun ise‚ oyunun 3 bölgesinde görev paylaşımı yapan oyuncuların, birbirlerinin görev yerlerini doldurma konusunda herhangi bir sorumluluk almamalarıdır. Şöyle ki‚ her oyuncu sahada tek bir görevi yerine getirmeye‚ yani oyunun sadece bir yönünü (savunma veya hücum) oynamaya çalışmaktadır. Çünkü‚ örneğin orta sahada göbekte görev alan Mehmet Topal‚ hücum bölgesine maç içerisinde hiç denecek kadar az yönelmektedir. Bunun nedeni‚ öncelikli olarak kendisine savunma görevi verilmesidir. Ya da Hasan Ali‚ kendisine verilen sol çizgiyi kontrol görevi nedeniyle‚ topla içeriye katetme gibi bir eyleme kalkışmamakta‚ topu aldığında da‚ topsuz çıktığında da‚ çizgiye yapışık oynamaktadır. Keza‚ kanat adamları da benzer davranışta oldukları için‚ ters kanattan gelen ataklarda‚ arka direkte hiçbir zaman Fenerbahçeli bir oyuncu rakip defansı tehdit eder bir pozisyonda olmamaktadır. Dün 10 kişi oynadığı dönemde‚ Galatasaraylı Aydın‚ soldan gelen atakta‚ sağ kale direği dibinde Volkan´ın burnunun dibinden gol kaçırmıştır. Ancak sağda oynadığı süreçte Mehmet Topuz‚ sonrasında ise Krasiç Aydın´ın pozisyon bulduğu yerlerde olamamışlardır. Benzer şekilde de Caner‚ oynadığı maçlarda Stoch´un‚ bu şekilde pozisyon bulamadıkları aşikardır. Sadece Caner´in Vaslui maçında bu şekilde gol attığını gördük. Dün de soldan gelişen atakta‚ topu Kuyt'a vermiş‚ aslında verkaçla almak amacıyla içeri hareketlenmiş‚ Kuyt önü kapandığı için topu paralel sürüp Hasan Ali´ye aktarmış‚ onun ortasında Caner kafa vurmuştur. Bunun dışında‚ sağdan gelişen ataklarda‚ Caner ceza alanı dışında‚ Hasan Ali ise‚ savunmadaki görev yerinde beklemekte‚ bu da ceza alanında pas alacak oyuncu alternatifini Alex ve Kuyt ile sınırlamaktadır. 

Bir diğer önemli sorun ise‚ rakibe uzak oyun anlayışıdır. Topu ayağına alan rakip oyuncu‚ her zaman topu düzeltmek ve pas verecek arkadaşını taramak için fazla fazla zamana sahip olmaktadır. Çünkü Fenerbahçe ceza sahası dışında‚ herhangi bir baskı ile karşılaşmamaktadır. 

Sorunlardan bir diğeri ise‚ hücumda doğru şekilde çoğalamaktır. Hücuma ender hızlı çıkılan anlarda‚ çizgiye yaklaşan Fenerbahçeli kanat oyuncusu kafasını kaldırdığında‚ ceza alanında kimseyi göremediği için mutlaka geri dönmek ya da topa basıp beklemek zorunda kalmaktadır. Bu da‚ futbolda hızlı atağın getirisi olan "tehlkeli pozisyon" üretme imkanını ortadan kaldırmaktadır. 

Başka bir sorun ise‚ rakip hücum oyuncularına‚ Fenerbahçe yarı sahasına gelen uzun toplarda da‚ kısa paslaşmalarda da rahat top alma şansı verilmesidir. Fenerbahçe savunmacılırı, hücumdaki arkadaşlarına topu uzun kullandıklarında, Fenerbahçe hücumcuları rakip savunma tarafından şarjla‚ baksla karşılaşmakta‚ bu da topu rahat kontrol etme ve takım arkadaşına kazandırma‚ takımına öne çıkma şansı yaratma imkanını ortadan kaldırmaktadır. Tam tersi şekilde‚ rakipleri bu anlamda sıkıntı çekmediği için‚ kolaylıkla Fenerbahçe ceza sahası ve çevresinde çoğalabilmekte ve pozisyon üretebilmektedir. Dün‚ Emre Çolak dahi‚ kendisine uzun atılan topu rahatça kontrol etmiş‚ topa basıp takımının öne çıkmasını ve oyun merkezinin orta sahaya taşınmasını sağlamış‚ bunu diğer hücumda top atılan oyuncular da tekrarlamıştır. Oysa Fenerbahçe yıllardır arkası dönük oynayan‚ top saklayan fizikli forvet aramaktadır. Sizce Emre Çolak bu tarife uygun mu? Dünkü maçta bunu yapabildi. Çünkü‚ bunu yapmasına engel olmaya çalışan kimse yoktu. 


Bir başka basit gibi görünen ama önemli sorun ise‚ Elmander´in Volkan sakatlanmadan önceki periyotta 2 kez topa Fenerbahçe altıpasında ve hemen yakınında kafa vururken‚ kendisini savunan ismin Hasan Ali olmasıdır. Bu‚ hızlı gelişen bir kontra atakta bir kere kabul edilebilir ama arka arkaya 2 kere yaşanıyorsa‚ defansınızın ceza alanı içinde yerleşiminde ve adam paylaşımında sorun var demektir. 

Fenerbahçe'nin en temel ancak bugün ortaya koyduğu silik futbolun nedeni sorunları bunlar. Bunları çözecek teknik ve taktik üretilmeden, bir oyuncu transferiyle tüm bu sorunların ortadan kalkmasını beklemek hayalcilik olacaktır. Ve bu sorunlar Aykut Kocaman yönetiminde büyüyerek 3 senesine girmiş, devam etmektedir. Oyun anlayışının Fenerbahçe'ye uygun bir anlayış olmaması da bu sorunları sürekli kılmaktadır. Bu konuda da yarın daha farklı ve detaylı bir analiz yapmaya çalışacağım..

 
Toplam blog
: 14
: 1911
Kayıt tarihi
: 14.05.12
 
 

Dünyanın 7 harikası var diyorlar. Oysa benim sadece 2 tane kızım var. Nerden çıkarıyorlar 7 taney..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara