Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Mayıs '11

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe Ülker 5'te 5 için finalde

Fenerbahçe Ülker 5'te 5 için finalde
 

Türkiye’de yıllardır basketbol denilince akla gelen iki ekibin soluk soluğa final mücadelesini Fenerbahçe Ülker’in kazanması kendileri için bir avantaj mı oldu yoksa dezavantaj mı bunu finalde izleyeceğiz.

Fenerbahçe Ülker’in 21-4’lük serisi ile başlayan karşılaşma her iki ekip için de sürprizdi. Zaten farkın açılmasına neden olan şey oyundan çok Marko Tomas’ın yakaladığı üç sayılık isabet yüzdesiydi. Ekstra bir katkıydı bu, maç boyunca bir daha tekrarlanmadı.

Efes Pilsen serinin son maçı olmasının can havliyle yaptığı baskılı alan savunmasının karşılığını koç Spahija’nın alışılmış ilk periyot beş tercihini değiştirip Jasikevicius ve May’i sokmasıyla, bu oyuncuların yaptıkları üst üste hatalar sonucu çok erken aldı. 17 sayı öne geçen Fenerbahçe Ülker periyodu bir sayı farkla kapatabildi.

Efes Pilsen yaptığı müthiş savunmayla Fenerbahçe Ülker’e maç boyunca çok basit hatalar ve top kayıpları yaptırdı. Ancak savunmadaki başarısını oyun kurmada gösteremeyince hücum organizasyonlarında aksadı ve yapabildiği tek şey aradaki farkın açılmaması oldu.

Sinan Güler ve Kerem Tunçeri beklentilerin çok uzağında kalırken iki sene önce şampiyonluğu getiren mücadelenin içindeki kahraman Sinan’ın bu maçta kritik anlarda yaptığı hatalar takımının direncini düşürdü. Kuşkusuz bu fazla motivasyondan kaynaklanan gerilimin sonucuydu.

Rakoçeviç’in erkenden sakatlanıp oyundan çıkması Efes Pilsen’i çok eksik bıraktı.

Fenerbahçe Ülker’i ilk maçta sezon içindeki performansının fazlasıyla uzağında olduğunu yazmış; Bunun nedenlerini de Euroleague’den elenmesinden sonraki süreçte fırsat buldukça paylaşmıştık. Açıkçası kadro bakımından Fenerbahçe Ülker ligin diğer takımlarının açık ara uzağında olmasın karşın oyuncuların form düzeyindeki dalgalanmalar takımın maçlarda ortaya koyduğu oyunun kalitesine direkt olarak etkide bulunuyor.

Euroleague maçlarında gösterdiği başarılı grafiği anlatırken takım oyunundan, doğru rotasyondan ve oyuncuların eşit sürelerde görev almasından söz ediyorduk. Oysa dünkü maça baktığımızda Ukiç’in 34.24, Oğuz Savaş’ın 35.22, Tomas’ın 36.09, Ömer Onan’ın 31.20 dakika oyun içinde kaldığını görüyoruz ki bütün maç neredeyse bu dört oyuncunun üzerine yıkılmışa benziyor. Üstelik bu oyuncuların dışında zaman alanların takımın en kötüleri olmaları Fenerbahçe Ülker’in en büyük sorunu olarak ortaya çıkıyor.

Mirsad’ın sakatlanması sonrasında bu takımda ribaunt alan oyuncu sıkıntısı var. Efes Pilsen’in 33 ribaunduna karşın Fenerbahçe Ülker’in 24’te kalması çok önemli bir istatistik veridir.

Üstelik Fenerbahçe Ülker’in daha fazla süre boyunca kısa oyuncu ile oynuyor olması hem savunmada hem de hücumdaki pota altı ve boyalı alan üstünlüğünü sınırlandırmaya devam ediyor.

Bu nedenle de üç sayı atış tercihi artıyor. Bu maçta Tomas ve Ömer Onan çok yüksek yüzde ile oynadılar. Ancak Fenerbahçe Ülker basketbolun bütün oyunlarını eşit şekilde sahaya yansıtabildiği için bu çizgilere ulaşmıştı. Şimdi tek yönlü mücadele içinde olursa kuşkusuz final serisinde işi zorlaşabilir.

Bütün bunlara rağmen Efes Pilsen Fenerbahçe Ülker’i yenebilecek bir düzeye hiçbir maçta gelemedi dün de sadece direndi. Bu Efes’in en kötü sezonlarından biri olarak yazılmalıdır.

Fenerbahçe Ülker’de Kinsey’in yokluğu çok derinden hissediliyor.

Jasikevicius ise saatli bomba gibi dolanıyor. Final serisi eğer Galatasaray ile oynanırsa gerilimin en üst düzeyde olacağını hesaba katarsak Jasikevicius’un görüntüsü bunun altından kalkamayacağını yönündedir. Her şeyiyle bitmiş bir kariyer portresi çiziyor.

Oğuz Savaş attığı kritik sayılar ve aldığı ribauntlarla maçın önemli oyuncularından biri oldu. Efes’te Kerem Gönlüm’ün yüksek mücadele gücü maçı çevirmeye yetmedi.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara