Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Nisan '15

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe’ye Yapılan Saldırı Çerçevesinde Şiddet Kültürümüz

Fenerbahçe’ye Yapılan Saldırı Çerçevesinde Şiddet Kültürümüz
 

 

Bildiğiniz gibi Fenerbahçe takımı Rize deplasmanı dönüşünde silahlı saldırıya uğradı ve olay bir anda ülke gündeminin zirvesine yerleşti.

Açık söylemek gerekirse yaşanan bu olaya hiç şaşırmadım. Çünkü futbolumuzdaki nefretin geldiği boyutu gayet iyi biliyorum. Bu konuda yıllardır yazdım, yazdık. Uyardım, uyardık. Fakat herkes ateşe körükle gitmeye devam etti. Sonuçta da olay bu raddeye kadar geldi.

Fenerbahçe kafilesine yapılan saldırı futbolumuzda nefretin geldiği boyutu gayet net bir şekilde göstermektedir. Gözü dönmüş caniler doğrudan şoförü hedef alarak otobüsün uçuruma yuvarlanmasını hedeflemiş gözüküyorlar. Bu saldırı kesinlikle planlanmış bir işe benziyor. Saldırının yapıldığı yer ve zaman bunu açık bir şekilde gösteriyor.

Elbette burada çok açık bir şekilde Valiliğin ve emniyetin güvenlik zafiyeti var. Fenerbahçe, yakın geçmişte yine Trabzon civarında buna benzer bir olay yaşamıştı. O nedenle çok dikkatli olunması gerekiyordu. Fakat gereken önlemlerin alınmadığı anlaşılıyor. Fenerbahçe’nin Trabzon güzergahına gideceği ve o bölgede sarı- lacivertlilere olan kızgınlık herkes tarafından bilinirken Fenerbahçe kafilesinin zırhlı araçla taşınması gerekirdi. Ayrıca o karanlık viyadüklerde gerekli önlemlerin alınması gerekiyordu.  Fakat bu insanlar geldiler ve iki ekip otosu arasındaki otobüse rahatça birkaç el ateş edip ortadan kayboldular. Sonuç olarak Valiliğin ve emniyetin güvenlik zafiyeti çok net bir şekilde kendisini gösteriyor. Valiler, öğretmenlerin kıyafetleriyle uğraşacaklarına daha ciddi konularla ilgilenmeliler. Sivil Toplum Örgütleri’nin masum basın açıklamalarına otobüsler dolusu polisi yığıp, orantısız şiddet uygulatıyorlar. Ama böyle hayati olaylarda kimseyi ortalıkta göremiyoruz. Polise asıl böyle zamanlarda ihtiyacımız var.

Bu arada Trabzon Valisi’nin havaalanında ekranlara yansıyan açıklamaları tam bir skandaldır. Vali’nin açıklamaları modern devletimizin olayın üzerinden saatler geçmesine rağmen saldırının taşla mı, silahla mı olduğunu çözemediğini gösterdi. Aslında her şey ortadaydı ama Valinin açıklamaları benim kafamda soru işaretleri yarattı. Acaba yüksek devlet ricalimiz, olayı taşlı saldırı şeklinde geçiştirmeyi mi düşündü? Böyle bir senaryo mu yazıldı? Valinin ısrarla olay taşlı saldırıya benziyor diye diretmesi kafamda bu soruları uyandırdı. Ancak başaramadılar. Özellikle şoförün ekranlara yansıyan görüntüsünden sonra olayı kapatamadılar.

Yukarıda da belirttiğim gibi, artık bu tür olaylara maalesef şaşırmıyoruz. Çünkü şiddet, toplumumuzun her yanını sardı. Günlük söylemlerimiz bile şiddet içeriyor. Yönetim organizasyonunun en tepesindeki insan bile sürekli sert söylemlerde bulunuyor. Hatta ölmüş bir çocukla bile uğraşmaya devam ediyor. Yine en son Yalova’da yaşanan dram hepimizin hatıralarında. Bir Vali, dolaylı da olsa bir öğretmenin ölümünde etkili oldu.

Kadına ve çocuğa şiddette dünya lideriyiz. Üniversiteler kaynıyor. Taleplerini dile getirmek için sokağa inen insanlara insafsızca şiddet uygulanıyor. Sınırlarımızın dibinde İŞİD denilen vahşi örgütün elemanları kafa kesiyorlar ve maalesef ülkemizde bu vahşilere destek verenler var. Bu örgütün içinde 3000 kadar Türk’ün olduğu iddia ediliyor. Bunlar sadece birkaç örnek. Fakat toplumsal olarak cinnet seviyesine geldiğimiz ortada. Elbette futbol ve spor da bundan nasibini alıyor.

Türk sporunda kimse özellikle 3 Temmuz sonrasındaki gerginlikleri bitirmek için adım atmadı. Camialar birbirine düşman hale geldiler. Kimi spor programları ve bazı kalemler reyting ve rant uğruna bu düşmanlıkları bilerek körüklediler. Yöneticiler ileriyi düşünmeden sorumsuzca açıklamalarda bulundular. Bazı futbolcular düşmanlıkları daha da keskinleştirmek için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. Ve sonuçta bu olay yaşandı.

Fakat hiçbir şey bu cani saldırıyı haklı çıkaramaz. Fenerbahçe’ye yapılan bu saldırı cani ve vahşice olmasının yanında iğrenç bir olaydır. Bu rezillerin saldırısı sonucunda sadece işini yapan gariban bir şoför ağır yaralanmıştır.

Bu saldırıdan sonra yabancı basında çıkan haberleri kimse yadırgamasın. Böyle bir saldırı olursa onlar da böyle haberler yaparlar. Üstelik bu haberler yalan mı? Dahası da var. Pek çok futbolcu ülkemize gelmek istemeyecektir. Hatta belki bazı yıldız futbolcular ülkemizi terk edecektir.

Artık futbolumuza kan bulaştı. Şimdi görev TFF’ye ve devlete düşüyor. Devlet saldırının faillerini bulmalı ve güvenlik ihmalinin sorumlularını da cezalandırmalı. TFF de bir an önce futbolda barış projesini hayata geçirmeli. Görüldü ki, bu iş Passolig’le ve 6222 gibi kanunlarla çözülmüyor. Ayrıca bir tepki gösterilmeli. Liglerin kısa süreli tatili, hatta ertelenmesi bile düşünülebilir.

Ben kendi adıma tepki olarak bu hafta maç yazısı yazmadım. Çünkü şu ortamda kimin asist yaptığı, kimin gol attığı, hatta kimin şampiyon olacağı bile önem taşımıyor.

Sonuç olarak Fenerbahçe’ye yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor ve başta yaralanan şoför Ufuk Kıran olmak üzere Fenerbahçe camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Şu an için en büyük temennim şoför Ufuk Kıran’ın en kısa sürede eski sağlığına kavuşması. Tanrı yardımcısı olsun.

tolgaersari@hotmail.com

https://twitter.com/tolgaersari

https://www.facebook.com/tolgaersari

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 1042
: 299
Kayıt tarihi
: 02.03.08
 
 

Yazmak benim için bir tutku, bir yaşam kaynağı. Sadece basit bir hobi olarak açıklanamaz yani. Be..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara