Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '14

 
Kategori
Siyaset
 

Fethullah savaşı

Çocuktum.

Maçları o zaman sadece radyolardan dinleye biliyorduk.

Bir Milli Maç vardı.

Maç,  Mısır Milli takımıyla Türkiye Milli takımı arasında  oynanıyordu.

Maçı naklen, radyodan aktaran spiker bağırıyordu :

'' Aldı Abdullah..  gidiyorr.. yallahh.. yallah.

gol atar inşaallahh.. maşeallahh..  maşeallah.'' 

-Bugün de yapılanlar  acaba,  Millilerimizle  Fethullah arasındaki  bir maç mı ?

Yookk.. yok.

Bugünkü yapılanlar ; ne  maç, ne de bir izdivaç.

Bu günkü yapılanlar, Hükümetin, Fethullah Gülen Cemaatına karşı yürüttüğü adeta bir savaş !

Sayın Başbakan, gün gittikçe sesini yükseltiyor ve Fethullahçı Örgüt'ün, 91 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'ne büyük bir DARBE girişiminde bulunduğunu ve bunun sadece AKP-Hükümeti'ne değil, tüm Türkiye'nin 77 milyon vatandaşına yönelik vahim bir girişim olduğunu  belirtiyor.

Elbette biz de vatandaşlar olarak, ülkemiz başbakanının söylediklerini ciddiye alıyor ve ne yapılması gerektiği hakkında, düşünüyoruz.

İlk olarak şunu da peşinen belirtmek gerekir ki, vatandaş; her türlü savaşa  ve kaosa karşıdır.

Ayrıca, şimdiye kadar dini bir cemaat gibi faaliyet gösteren bu Fethullah Gülen Cemaatının da adının doğru konulmasından yanadır.

Darbeyi yapan bu Fethullahçılar siyasal bir örgüt müdür, bir din cemaati midir, bir terör örgütü müdür, uluslararası ajanların bir piyonu mudur?

Başbakanın açıklamalarına göre, Fethullah Gülen Cemaatı; Pensilvanya'dan  yönetilen ve Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm Kurumlarının içerisine sızmış, ülkenin tüm  bilgilerini yurtdışına jurnallayıp satmış, ülkemizin ve halkının aleyhine çalışmış ve halen de çalışmakta olan hain bir terör örgütüdür.

Biz de vatandaş olarak başbakanımızın bu açıklamalarına inanıyor ve bu örgütle mücadelesinde yanında olduğumuzu belirtiyor ve düşüncelerimizi dile getiriyoruz.

Evet, ortada bir terör örgütü vardır.

Bu örgütün adı: Fethullahçı Terör Örgütü'dür.

Bu Terör Örgütü ile kesinlikle mücadele edilmesi gerekmektedir.

-Peki, nasıl mücadele edilmelidir?

Türkiye Cumhuriyeti'nin şimdiye kadar terör örgütleriyle nasıl mücadele ettiği bellidir.

1- Hukuksal mücadele

2-Silahlı mücadele

-Peki, AKP-Hükümeti bu mücadelelerden hangisini seçmiştir?

Hepimizin bildiği gibi, bu Hükümet döneminde Türk Silahlı Kuvvetlerine terör örgütü ve komutanlarına da terörist damgası vurulmuştu.

Vatandaş, TSK hakkındaki bu tanımlamayı kabul etmese de, kavram; hukuksal  olarak kayıtlarda yerini almıştı.

Cumhuriyet Savcısı ya da Savcıları (sözdeki) bu terör örgütü ve teröristler hakkında dava açıp konuyu yargıya taşıyarak, hukuksal bir mücadele süreci başlatmıştı. 

-Peki, TSK ve komutanları hakkında fezleke hazırlayıp, dava açan o şerefli  Cumhuriyet Savcıları şimdi neredeler?

Biz vatandaş olarak, aynı o Cumhuriyet Savcılarından bu FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ ve elemanları hakkında da fezleke hazırlayıp, suç duyurusunda bulunmalarını ve yargı süreçlerinin başlatmalarını istiyoruz. 

Hükümetin, bu Fethullahçı Terör Örgütü ve elemanları olan hakim, savcı, polis ya da diğer kamuda çalışanlarının görev yerlerini değiştirmesi, bizce çok yanlıştır. 

Hükümetin DARBECİLER ile yaptım dediği;

- sözde savaş..

 - onların inine kadar inip, kökünü kazıyacağım gibi serzenişleri..

 bize, inandırıcı gelmemektedir.

Zira, bu son skandallardan sonra iyice anlaşılmıştır ki, AKP-Hükümeti;

- Türkiye'yi, FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ ve elemanları ile birlikte  yönetmişlerdir..

-  bu Fethullahçı Terör Örgütü ve elemanları ile birlikte aynı gemidedirler..

- bu gemiyi,  ya yüzdüreceklerdir..  ya da birlikte batacaklardır.

Meseleye bu zaviyeden bakıldığında, Hükümet icraatlarının;

- bir aldatmaca, bir kandırmaca ve bir oyalamaca olduğu gözlemleniyor.

- kapalı kapılar arkasında, gizli-saklı halledilmeye çalışıldığı gözüküyor.

-  Fethullahçı Terör Örgütü ve elemanlarıyla uzlaşılarak 2 yüzlülükle yapıldığı  görülüyor.

Bu nedenlerle vatandaş olarak bizler, Hükümetin; bu Fethullahçı Terör Örgütü ve elemanları ile yürüttüğü icraatlarını legal  bir ortamda, hukuksal prosedürlere göre yapmasını istiyor ve talep ediyoruz. 

Netice olarak bu FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ ve elemanlarının;

1- görev yeri değişiklik tayinleri, yapılmamalıdır.

2- görevlerine derhal, son verilmelidir.

3- acilen haklarında  yasal soruşturmalar, başlatılmalıdır.

4- yerlerine  yenileri,  atanmamalıdır.

Mevcut çalışan, temiz- dürüst-onurlu-namuslu devlet memurları ve kamu çalışanlarının arasına sızmış olan pislikler, gerek iktidarın ve gerekse muhalefetin;

-fetvalarıyla..

- nutuklarıyla..

-şarlatanlıklarıyla..

- kabadayılıklarıyla..

- cengaverlikleriyle..

- seçim vaatleriyle..

değil; demokratik yöntemlerle, temizlenmelidir.

Bu temizlikler yapılırken, kurunun yanındaki yaşlar da, yakılmamalıdır.

Ama bu pislikler mutlaka, acilen temizlenmelidir.

Devlet, kurumlarıyla dezenfekte edilmelidir.

Zira ortada; ülkemizin tüm değerlerini satan, milletin yatak odasına kadar girmiş Fethullahçı illegal bir Terör Örgütü vardır.

Ve bu DARBECİ dediğimiz FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ ve elemanları  ile yapılacak mücadele, legal bir zeminde, şeffaf ve hukuksal olarak derhal yapılmalıdır.

Tüm siyasal partiler ve bürokratlar olarak, ikili oynamayalım! 

Hizmetleri halkın yararı için, hakça yapalım. 

Feridun Hayati Ünüvar.    

Köyceğiz, 02 mart 2014.

 
Toplam blog
: 14
: 72
Kayıt tarihi
: 21.08.13
 
 

Öğretmen - Hukukçu - Tercüman- Sosyal Danışman ve  Serbest Yazar. Türkiye'de 6 yıl öğretmenlik ya..