Filistin'de katliam

Altı aylık bir ateşkesten sonra İsrail Filistinliler üzerine bomba yağdırmaya başladı. Niye altı ay bekledi diye düşünenler vardır. Böyle düşünceler hadiselere olan uzaklıktan kaynaklanmaktadır. Her milletin bir kurban bayramı vardır. Demek ki İsrail’in de kurban bayramı aralık ayının dördüncü haftasındaymış. Adamlar altı ay boyunca kurbanlıkların! semirmesini beklemişler, bu arada da bıçaklarını iyice bilemişler. Bayram! Gelince de kurbanlıklara! olanca güçleriyle saldırıya geçtiler. Bayramın! geldiğini İsraillilere duyurmak maksadıyla bir Filistinliyi de çığırtkan seçmişler. Adam öyle çığırtkanmış ki taa Amerika’ya kadar bunu duyurmuş. Amerika da ee “soba borularıyla oynamasalardı” deyiverip kurbanların helal olduğunun fetvasını tekrarladı.

Yahudiliğin kaynağını teşkil eden muharref (tahrif edil­miş) Tevrat ifadelerine göre; kendi Tanrıları " Yehova " tara­fından " oğullarına " miras olarak verilen yeryüzünü mülk e­din­mek, devlet kurmak, hürriyet sahibi olmak yalnız Ya­hudilerin hakkıdır. Yahudi olmayanlar (Goyimler) için bu haklar söz konusu olamaz. Bu felsefeye göre, Hz.Adem'in o­ğulları, Yehova'nın oğulları olan Yahudilerin olması gere­ken yeryüzünü işgal etmişler ve gayri meşru bir şekilde kullanmaktadırlar. Buna göre, Yahudi olmayanların elinde bu­lunan mal, Yehova'nın mirasından çalınmış maldır. Kısaca; " Siyonizm " adı altında özetlenebilecek bu inanışa göre; do­ğuştan " günahkâr " olan diğer milletlerin, Yehova'nın oğul­la­rı tarafından " Sion "da (Kudüs yakınlarındaki bir dağın adı o­lan Sion, 'Tanrı Yehova'nın' yeryüzü krallığını ifade eder) kurulacak " Dünya Krallığı "na yerlerini terk etmeleri, yeryüzünün Yahudilerin eline geçmesi ve Yahudilerin bu gizli savaşın sonunda " Yeryüzü İlahı " ilan edilmeleri "din" anlayışlarının temelini oluşturur. (İnternet)

Böyle tutarsız inanca sahip bir milletin bugün Filistin’de yaptıklarını anlamak hiç de zor değildir. Evet, bu geçersiz ama güçlü inanış bir millete her zaman üstünlük sağlar. Yıllarca merak edilen bir avuç insan güruhu kendilerinden kat kat zengin Müslümanlara nasıl olur da böyle eziyet eder, katleder? İşte cevabı yukarıdaki dünya görüşlerinde yatmaktadır. Bu inanç değil mi Amerika’yı ele geçiren? Bu inanç değil mi dünyanın en üstün silahlarını yaptıran? Bu inanç değil mi dünyadaki tarımı ele geçiren. Bu inanç değil mi 1, 5 milyar Müslüman’a her gün işkence çektiren? Bu inanç değil mi Müslümanları ve İslam’ı terörist ve terör dini olarak dünyaya yanlış anlatan, o görüntünün ortaya çıkmasına vesile olan?

İnanç deyip geçmemek lazım. İnsanların ve toplumların başarılarının sırrı inançlarından kaynaklanmaktadır. İslam ve Türk tarihindeki savaşlara baktığımızda sayı ve teknoloji olarak kendisinden kak kat üstün ordulara galebe çalmadı mı Müslümanlar? İşte Uhut, işte İstanbul’un fethi, İşte Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı, Anadolu’nun fethi… Bunların maddi bakış felsefeleriyle izahı mümkün değildir. Bunlar davaya samimi bağlılıkla, inançla izah edilebilecek hadiselerdir. Irak’lılarda aynı inanç olsaydı Amerika Irak’ı işgal edebilir miydi acaba. Filistinlilerde aynı inanç olsaydı, bölünüp parçalanmasalardı İsrail orada at oynatabilirler miydi?

Bu gün Filistin’de çeşitli gruplar bulunmakta. İktidar mücadelesi almış başını gidiyor. Birlik ve güç sağlayamamışlar. Ama İsrail’de bu durum söz konusu değil. Hatta Yahudilerde bölünmüşlük diye bir şey duyulmamıştır. Ama Müslümanlara gelince hem ırk yönünden hem de mezhep yönünden fırkalara bölünmüşler. Bir enerji, bir sinerji oluşturamamışlar. Bu özellik Müslüman dünyasında dedikodunun üst seviyeye çıkmasına, cahilliğe, geri kalmışlığa ve düşmana yem olmaya kadar varmıştır. Ferdi servet edinme, dünya malına tapma, dünya zenginliğinden azami faydalanma gibi İslam’ın özünde olmayan yollara sapmış Müslümanlar. Eğer bunlar olmasaydı, Osmanlı yıkılır mıydı? Allah’ın Müslüman’lara bol bol ikram ettiği petrol Batılı şirketlerin elinde mi olurdu? İsrail bugünkü pervasızlığını yapabilir miydi? İşte olay bu. İnsanın başına ne gelirse kendi aptallığından gelirmiş. İslam dünyasında yaşanan da budur. Bizim o kutsal mekânları terk etmemize vesile olan o Arap beceriksizliği hem kendilerine zulüm olarak geri döndü hem de bizim başımızın belası olmaya devam ediyor. Ölmüşlere lanet okunmaz. Ancak birkaç serserinin yaptığı aymazlık ve hainliğin cezasını şimdiki nesiller çekiyor. Sayın yetki sahipleri, aydınlar, siyasetçiler. Bunlar size ders olsun. Bugün farkında olarak veya bilmeden yaptığınız ve yapacağınız yanlışlar kaç kuşağı etkiler biliyor musunuz? Eğer kapasiteniz yetmiyorsa, adil olacağınıza inanmıyorsanız lütfen makamları terk etin. Osmanlının çöküşü padişah ve idarecilerin yetersizliğiden olmadı mı?

Evet dünyadaki bu kavgaların temelinde yatan tahrif edil­miş ilahi ve beşeri dinlerdir. Bu başka türlü tarif edilemez. Filistin’de de olan budur. Bu gün Filistin’de bir insanlık dramı yaşanıyor. Bir avuç İsrail devlet terörü uyguluyor, dünyaya meydan okuyor. Dün İngiliz milleti Yahudileri Ortadoğu’ya soktu, bu gün Amerika onları koruyor. Hangi taşın altını kaldırsan bunlar çıkıyor. Barbarlar dünyaya bir türlü dirlik vermediler. Bu yüzden iki lanetli millet tarih önünde hesap vermelidir.

Filistin’de çoluk çocuk, kadın erkek demeden bir katliam yaşanıyor. Sayın Ermeni vatandaşlar, soykırım mı arıyorsunuz?. Bizim sözde aydın geçinen ve soykırım adresini şaşıran şaşılarımız! İşte size gerçek soykırım. Gidin Almanların Yahudilere ve Yahudilerin Filistinlilere yaptığı soykırımı araştırın. İşte size adres. Yarın test edileceksiniz. Sizin Osmanlı Müslümanlarına yaptığınız soykırıma da benziyor bu. Evet, çoluk çocuk, yaşlı, masum demeden öldürmek bu iki milletin benzer yönüdür. Bu insanlık dışı vahşete müsaade eden düşünce; onların işlerine göre yorumladıkları, bozdukları, Allah’ın gönderdiğini tersten okudukları dinleridir, inançlarıdır. Bu inanç ki o masum çocuklar üzerinde dünyanın en modern silahlarını rahatlıkla deneyebiliyorlar. O zavallı çocuklar, yaptıkları silahların deney kobayıdır onların gözünde. Böyle aşağılık bir devlet olabilir mi? Allah o çocukları masum, suçsuz bir şekilde yaratıyor. Kendilerinden evvelkilerin günahıyla doğmuyorlar ki. Onların da yaşama hakkı vardır. İnsanlar dünyaya geldikleri aileye, memlekete, ırka göre mi suçlu olacaklar? Çocuk doğumunu, ırkını, anne babasını, memleketini seçme şansına sahip midir? Allah onu dünyaya getirirken cezalandırmıyor da sen mi cezalandıracaksın? Ne adi bir milletsiniz kardeşim. Ama dünya bu işte. Kimi yalancıktan yaşar ve ölürken essahtan doğar, kimisi ise essah yaşadığını zanneder ama pis bir şekilde doğar. O çocuklar essahtan doğacak, onları öldürdüğünü zannedenler ise pis doğacaktır.

Kimler, hangi düşünceler var bu insanlık dramının arkasında? Elbette başrolde Bush yönetimi vardır. Bu yönetim yaklaşık on yıldır dünyanın huzurunu kaçırdı. Dünyayı yaşanmaz hale getirdiler. Amerikan ve Yahudi emperyalizminin taşeronluğunu yaptı bu iktidar. Amerikalılar kafası basmayan bir adamı ve onun yandaşlarını iktidara taşıdılar onlar da dünyayı mahvettiler. Suçlu kim? Çok basit. Amerika değil, elbette Bush ve yönetimi olacak! İsrail kime güvenerek bunu yapıyor? Tabi ki Amerika’ya. Bu saldırı karşılıklı anlaşmayla yapılan bir saldırı olduğunu düşünüyorum. Bunun içinde Obama da var gibime geliyor. Onun da savunması, “ben iktidarda değildim” şeklinde olacak. Bush Yahudilere giderayak yeşil ışık yakmış, arkadaş vur arkanda ben varım demiş gibi. Nasıl olsa hesap Amerika’ya kesilmez bana kesilir beni de kim bulacak. Obama da ben işbaşında değildim, gidin hesabı Bush’a kesin deyip işin içinden sıyrılır. Hee bu arada Bush İsrail’in eliyle ayakkabının da hesabını Müslümanlardan almış olur. Bir taşla iki kuş vurulmuş olur.

Evet, Müslümanlar. Hala uyanamayacak mısınız? O elinizdeki maddi imkânları akıl ve inançla yoğurup üzerinizdeki miskinliği yok etmediğiniz sürece bu belalara müstahak olacaksınız. Öyle kınamayla, kuru tehditlerle düşmanı pisliğinden vazgeçiremezsiniz. Elinizde petrol gibi bir silah, yalancıktan kurduğunuz ancak adam gibi çalıştırılırsa çok işe yarayacak İslam Konferansı Örgütü, bir bucuk milyar Müslüman, dünyada arayış içinde olan farklı milletlerden milyonlarca genç varken bu işi çözmek çok basit. Sadece ve sadece dürüst ve akıllı olmak, gerçekten Allah’a inanmak bu işin çözümüdür. En az Yahudiler kadar kendi dinine inanır ve gereklerini yerine getirirsen bu beladan da kurtarırsın dünyayı da yaşanır hale getirirsin. Uzayın yeniden keşfine gerek yok. Osmanlı bunu yaptı, Atatürk ve Türk Milleti kurtuluş savaşıyla bunun yöntemini gösterdi.

Sayın Arap zenginleri! Öyle Allah’ın size verdiği serveti Amerikan, İsviçre bankalarına yatırmayla bu iş olmuyor. Bu tutumla Yahudilerle birlikte aynı cehennemi paylaşacağınızı unutmayın. İşte size fırsat! Bu gün Filistin’e yardım etme zamanıdır. Yaraları sarmak boynunuzun borcudur. Allah’ın verdiğini Allah yolunda infak etmek zamanıdır bugün.

Ölen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralı ve hastalara acil şifalar diliyoruz. Onlar bizim güneydoğuda şehit düşen Mehmetçiklerimizle birlikte olacaklar. Ancak bize sadece dua etmek yetmez. Kızılay’ımız ve çeşitli yardım kuruluşları yardımlarına başladılar. Bizler de elimizden geldiğince maddi yardımda bulunmalıyız. Bütün gençlerimizi de birer mesajla yardıma davet ediyorum. Cep telefonuyla bir mesaj çekmek kimseye bir külfet getirmez. Bir mesaj deyip geçmemek lazım. O çocukların haline ağlamak işi çözmüyor arkadaş. Yardım zamanıdır bu gün.

İsrail’i ve İsrail’i kınamayanları kınıyor, bu vahşetin bir an önce bitmesini temenni ediyorum. Tekrar ölenlere başsağlığı diliyor, Filistinlilerin de bir an önce yekvücut olmalarını temenni ediyorum.