Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Film gibi hayatlar

Yıllar önce bizden yaşça büyük bir dostumuzu İzmir' de ziyaretimiz sırasında, onun çocukluk arkadaşına denk gelmiş, ikilinin maceralarını ağzımız yarı açık büyük bir zevk ve şaşkınlıkla dinlemiştik. Evlerini, yaşadıkları şehri, hatta ülkelerini çocuk yaşta kaçak yollarla terkedişlerini ve başlarından geçenleri, bir filmi izler gibi sessiz soluksuz canlandırmıştık kafalarımızda. O zamanlar üniversite öğrencisi ya da yeni mezunları olan bizler için yaşanması imkansız şeylerdi anlatılanlar; çünkü bizim gibi yirmili yaşların başındaki gençler için hayat yeni başlıyordu, o güne kadar biriktirdiğimiz teorileri kullanabileceğimiz alanlar yeni yeni çıkıyordu karşımıza. Anlatılanları uzun uzadıya dinledikten sonra büründüğümüz sessizliği hiç unutamam, kendi sıradan yaşamlarımıza duyduğumuz öfkenin sessizliğiydi bu. Halbuki yıllar sonra, dinlediklerimizden daha ilginç hikayelerin kendi yaşamlarımız olacağı aklımızın köşesinden bile geçmezdi, hatta o durgun- sıradan yaşamlarımızı özleyebileceğimiz...

Ataol Behramoğlu' nun söylediği gibi " Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Birşey Var" , başkalarının değil kendi yaşamımdan. Yıllarca ebeveynlerimizin kendi yaşam tecrübelerinden yola çıkarak yaptıkları uyarıları, şimdi bir anne olarak benim de oğluma aktarmaya çalıştığımı düşündükçe gülesim geliyor. Biz dinlemişmiydik ki o bize ırak tecrübelerin telkinlerini, çocuklarımız dinlesin. Yaşımız ilerledikçe, önceleri yadırgadığımız anne- babamızın davranışlarını, düşüncelerini, söylemlerini kendimizde buluyoruz, onlar gibi oluyoruz. Bu döngünün daha ne kadar süreceğini bilmiyorum; ama annelik içgüdüsüyle tecrübelerimi oğluma aktarmaktan kendimi alıkoyamayacağımı biliyorum. Sadece bunu aktarmanın daha dikkat çekici ve eğlenceli yollarını bulmaktan geçiyor işin sırrı. Sanırım oğlum da kendi yolunu bulmuş: Havaların soğuduğu şu günlerde ders sonrası yorgunluğunu atmak için çıktığı bahçeden elleri çamurlu döndüğünde, o gün çamurla oynamasına izin vermediğimi hatırlatınca, arkadaşlarının keyifle oynadığını görünce dayanamadığını söyleyip ekliyor, "Sen olsaydın yapmaz mıydın? " Kendimi onun yerine koymamı sağlayan bir soruyla yumuşatıyor ortalığı, ben de içtenlikle yanıtlıyorum sorusunu: EVET, EVET, kesinlikle yapardım.

Sevgiyle Kalın....

 
Toplam blog
: 26
: 4041
Kayıt tarihi
: 06.10.10
 
 

1974 Tunceli doğumluyum. 1996 Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum. Folklorik müzik ..