Fırat Kalkanı Harekatı, "hedefine" ulşmak üzeredir... Amerika'ya rağmen..

"BU HEDEF", ASLINDA, M. KEMAL(ATATÜRK)'İN, --hudutlarını, 1919 ve 1920 yıllarında çizdiği-- MİSAK-I MİLLİ'nin, FIRAT'IN BATISINDAKİ HEDEFİDİR...

*

Bu bloğumdan önce, 28 ve 30 Ağustos'ta, bu bloğumla yakın ilişkisi olan iki blog yazmış ve Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili görüşlerimi belirtmiştim...

- Bu bloglarımın ilkinde(28 Ağustos), "Cerablus(Fırat Kalkanı) Operasyonu", Fırat'ın batısı İskenderun'a kadar kontrol altına alınmadan önce bitirilmemelidir"...(Afrin ve Menbiç dahil)

- İkincisinde ise(30 Ağustos), "Fırat Kalkan Harekatı, 'ne pahasına olursa olsun' planlanan hedefe ulaşmadan dönmek yok. Bu aşamadan sonra geri dönmek, Türkiye'nin prestijinin zedelenmesine, kararlılığının  sorgulanmasına ve güvenirliğinin azalmasına neden olur" şeklinde hem bir öngörü dile getirmiş ve hem de bir öneride bulunmuştum...

*

Medyadan (AA-Anadolu Ajansı) öğrendiğime göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili özet olarak, "El Bab'ın kuşatıldığı, batıdan çevrelendiği; bunun yetmeyeceği, harekatın PYD ve YPG kontrolündeki Münbiç'e devam edeceği" şeklinde bir açıklama yapmış...

Harekat, Münbiç'ten sonra, bir de  Afrin'e yönelirse, Misak-i Milli'nin, Fırat'ın batısı ile ilgili kısmı tamamen gerçekleşmiş olur...

*

M. Kemal'in,  Erzurum Kongresi'nde(10-23 Temmuz 1919) ve 24 Nisan 1920'de de(BMM'nin açıldığı 2.gün) Meclis'te yaptığı konuşmada, Misak-ı Milli'nin, Fırat'ın batısı ve doğusu için çizdiği hudut aynen şöyleydi(1):

- Fırat'ın batısı: "İskenderun güneyinden başlar, Halep Katıma arasından Cerablus köprüsüne uzanan bir hat..."

- Fırat'ın doğusu: "Musul Vilayeti, Süleymaniye ve Kerkük çevresi ve bu iki bölgeyi birbirine kalbeden(birleştiren cd.) hat"

Harekatın devamında, Münbiç'te sonra, hemen sınırımıza bitişik Afrin de, PYD ve YPG'den temizlenir ve kontrol altına alınırsa, Misak-ı Milli'nin "Fırat'ın batısı" hedefine ulaşılmış olur...

Harekatın ikinci ve en büyük hedefi de, bana göre, bölge coğrafyasının en hareketli günlerinin yaşandığı Fırat'ın doğusudur.

İlerde ona da değiniriz...

Şu ana kadar yazdığım 22 bloğa ilaveten bir o kadar daha yazmam gerekebilir(x).

*

M. Kemal, 24 Nisan 1920'de, Meclis'te Misak-ı Milli hudutları ile ilgili konuşması sırasında, bu hudutlar içinde kalan bölge halkı için de şunları söylemiştir(2):

"...Fakat bu hudut içinde, zannedilmesin ki, İslam unsurundan yalnız bir cins millet vardır. Bu hudut içinde Türk vardır, Çerkez vardır ve diğer İslam unsurları vardır. İşte bu hudut, bütün maksatlarını bir bütün olarak birleştirmiş kardeş milletlerin Hudud-u Millisi'dir"

Dikkat edilirse, M. Kemal, yaptığı bu konuşmasında "Kürt" sözcüğünü kullanmamıştır...Ancak, 7 gün sonra(1 Mayıs 1920) yine Meclis'te yaptığı konuşmada, bölge halkı içinde "Kürtleri" de saymıştır(3).

Bence, bunun nedeni, o  sıralarda, Musul bölgesinde, İngilizlere karşı başlayan ve  bazıları ilerde  Türk  egemenliğinde kalmak isteyen Kürt örgütlenmelerine destek amaçlıydı...

*

Şimdi de durum benzerdir...

Türkiye'nin amacı, Fırat'ın doğusunda ve batısında, Misak-ı Mill hudutlarını ulaşmak ve oraları işgal edip topraklarına katmak değildir...

Türkiye'nin istediği, yalnızca "sınır güvenliği" açısında, Fırat'ın batısındaki güney bölgesinde de(Kobani ve Cizire kantonları dahil) aynen Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi gibi bir yönetim oluşturulmasıdır.

Kurulacak yönetimin nüfus yapısının, yalnızca  Kürtlerden değil; Türklerden, Araplardan, Kürtlerden ve etnik yapısı ve mezhepleri farklı halklardan oluşmasıdır...

Şimdilik, bu kadar açık ve net...Zaten bu konuda, ABD ve Türkiye arasında imzalanmış bir protokol sözleşmesi bile vardır...

*

SON SÖZ :

Amerika'nın, Türkiye ile imzaladığı bu protokol sözleşmesine sadık kalması, bölgedeki tavrını "zırt pırt" değiştirmemesi yeterlidir...

Aksi halde, "Türkiye, Lozan sınırları dışına genişlemeyi de gündemine alabilir" diye düşünüyorum...

cdenizkent

---------------------  :

(1) Mustafa Kemal Atatürk, Söylev ve Demeçler, Cilt-I, 4.b. Ankara: 1989, s.29

(x) "Fırat'ın doğusunda, dün neler oldu; bugün neler oluyor; yarın neler olacak" başlığı ile, ilkine 14 Eylül 2015'de başladığım ve 22.'sini de 25 Nisan 2016'da yazdığım blog dizimin devamını da zamanı geldiğinde "neler olacak" kısmını yazmayı düşünüyorum...Çünkü şu anda "neler oluyor" bölümünü zaten zaman zaman yazıyorum...

(2) A. g. y. s.30

(3) A. g. y. s. 75

NOT: "Fırat Kalkanı Operasyonu" dahil, bu konuda farklı değerlendirmelerimi içeren,15 kadar bloğum var...İlgi duyanlar bir göz atabilirler...