- Kategori
- Mizah
Fıstıklı açılım

Baykal, Kutlu Doğum Haftasında bir konuştu, pir konuştu. Karşı taraf, bir sevindi, bir sevindi ki, sanki Baykal başka bir dine mensuptu, doğru yolu gördü, İslamiyet i seçip, hidayete erdi. Laiklik yıkıldı. Şimdi sıra CHP nin diğer kurmaylarında. Onlar da sıra ile aynı içerikte konuşmalar yapıp, hidayete ermeliler. Belki inanmayacaksınız ama, Bülent Arınç bile, Baykal ın konuşmasını beğenmiş. Bu demektir ki, Baykal, zındıklık tan kurtuldu. Oruç tutuyor, Cuma namazlarına gidiyor, dedesi şeyh, daha ne olsun. Bu özellikler başka kimde var. Tek kusuru var, Atatürk ü seviyor. Ee, bu kadar kusur, kadı kızında da bulunur. De hadi. Sandık başına. Zındık, mındık kol kola, oylar gelsin Baykal a. Allahım, sen aklımıza mukayyet ol.
Binlerce gazimiz var, kolunu, bacağını, gözünü, teröre vermiş ve ne yazıktır ki, bir köşede unutulup, kaderine terk edilmiş. Bunlar bir yana, burnu kırılan Ahmet Türk, bir yana. Apo bile, geçmiş olsun mesajı yollamış. Bütün bunlar, iyi bir şey mi, bu yumruk, ayni zamanda teröre atılmış bir yumruk mu, yoksa, sonun başlangıcı mı, bekleyip göreceğiz. Bu olayda, beni ürküten, olay anında, Sırrı Sakık ın davranışı oldu. Sakık, mahalle kavgası yaşar gibiydi. Yumruğunu sallayıp, biz de sizi döveriz, elbet bizim mahalleden geçersiniz, tehditleri savuruyordu. Aslında, komik bir manzara çiziyordu. Milletvekili böyle mi oluyor? İntikamcı, tehditkâr ve şövenist. Demek ki, Kürtlerde böyle oluyor. Biz olsak, öteki yanağımızı da çevirirdik. Niteliklerimize bir şey daha eklendi. Soy kırıyorduk, şimdi, burun kırıyoruz. Bu olay, ileride şöyle anlatılacak: Samsunlu Türkler, çoluk, çocuk, yaşlı, genç demeden, binlerce Kürt ün burunlarını kırdılar. Yaklaşık 80 yıl sonra, ilk burun kırma anıtı, Paris in göbeğine dikilecek ve biz, Kürt sınırını kapatacağız. Olmaz demeyin. Olur, mu, olur. Biz neler görmedik ki.
Şarkıcılar, artistler, Romanlar, derken, şimdi de edebiyatçılar. Bu saydıklarım, Başbakanımızın kahvaltılıkları. Bunlar olmadan, Başbakan kahvaltı yapamıyor. Davet edilecekler, Dolmabahçe sarayının, taş avlusuna konulan masalara dizilecekler, huşu içinde, Başbakanın konuşmasını dinleyecekler ve neden sonra, paşa çaylarını içip, salamlı, sosisli kahvaltı yapacaklar. Sahi, Başbakan açılım için ne söyledi?
Bu, seri kahvaltıların, açılıma bir katkısı oldu mu? Şarkıcılar, açılım için bir şarkı yaptılar mı? Yapmadılar. Konusu açılım olan, bir film, bir TV dizisi, yapıldı mı? Yapılmadı. Behlül, açılımı öptü mü? Öpmedi. Romanlar, açılım, açılım diye, tef çalıp, oynadılar mı? Oynamadılar. Edebiyatçılarımız, açılım edebiyatı yapacaklar mı? Belli değil. Zaten açılımın da ne olduğu belli değil. Adı açılım. Elbet bir gün açılır. Ben, Başbakan olsam, Antep den baklavacı ustalarını davet ederdim. Açsalar, açsalar, açılımı en iyi onlar açarlar. Antep fıstıklı açılım.