Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

Fizik Ötesi Üstünlük

Fizik Ötesi Üstünlük
 

Fenerbahçe-Galatasaray derbileri Türk Futbolu’nun bayramıdır. Her iki takım için de diğer maçlar bir tarafa birbirleri ile oynayacakları maçlar bir tarafadır. Çoğu zaman bu büyük derbiden alınan galibiyet, bir sezon emek verilip kazanılan şampiyonluklar kadar değerli görülüp, futbolcuların ancak bu maçlarda gol attıkları takdirde gerçek Fenerbahçeli ya da Galatasaraylı oldukları düşünülür. Taraftarından başkanına kadar hep bu aşırı duygularla hazırlanılan derbi maçları da öncesi, sonrası ve tabi ki maç içerisinde yaşananlarıyla daima uzun süreler konuşulmuş ve konuşulacak maçlar olarak bir bir tarihe geçer.

Özellikle son yıllara bakıldığında futbolumuzun bu “düğün geceleri”nde çoğunlukla Fenerbahçe’nin galip geldiğini, Galatasaray’ın ise rakibine karşı bir türlü şansının tutmadığını ve alınan her yenilgiden sonra sarı kırmızılılarda Fenerbahçe karşısında alınacak galibiyete olan inancın biraz daha azaldığını söylemek mümkün. Bugün oynanan derbi maçı ve ortaya çıkan skor bir kez daha gösterdi ki Fenerbahçe-Galatasaray maçları hem takım kadrolarından, hem sahaya dizilişlerden hem de genel anlamda takımların taktiklerinden bağımsız bir ortamda; yüksek tempoda, mücadeleye dayalı ama Fenerbahçe’nin şansının yaver gittiği karşılaşmalar oluyor.

Elbette bugünkü galibiyeti sadece Fenerbahçe’nin şansının yaver gitmesine bağlamak haksızlık olur. Zira futbolda şansı takımların kendisi oluşturur. Ancak işin enteresan yanı Fenerbahçe, Galatasaray maçlarında hem şansını oluşturacak kadar iyi oynuyor hem de yanında olan şansıyla rakibini üstelik farklı skorlarla yenmeyi başarıyor. Bu bağlamda sarı lacivertli taraftarların “keşke her hafta Galatasaray ile oynasak” demesini asla çok görmemek lazım çünkü bugün bakıldığında Fenerbahçe orta sahası sezon başından bu yana hiçbir maçta olmadığı kadar rakibe baskı yaptı, savunma en az Arsenal maçındaki kadar dikkatliydi ve bunlara bağlı olarak top hiçbir maçta olmadığı kadar Fenerbahçe’yi sevdi; sonuçta ortaya yine tarihe geçebilecek bir skor çıktı.

Teknikler-Taktikler

Maçtan önce hazırladığım yazıda hem Fenerbahçe’nin hem de Galatasaray’ın derbi öncesi durumları yansıtmaya ve bugünkü maçtan gülerek ayrılabilmeleri için ne yapmaları gerektiğini belirtmeye çalışmıştım. Ancak yazının sonunda da maçın bir derbi karşılaşması olması hasebiyle tüm kağıt üstü hesaplamaların dışında kişisel motivasyonlar, atmosfer ve oyuncu psikolojisi gibi bir çok etmenin de maçın skoruna etki edebileceğine dikkat çekmeye özen göstermiştim. Bugün aslında Benfica maçı kadrosu ile sahaya çıkan Galatasaray ve Londra’daki Arsenal maçında olduğu kadar savunmada dikkatli oynayan Fenerbahçe ellerindeki olanaklar dâhilinde yapmaları gerekeni yapmıştı. Ancak Fenerbahçelilerin sahip oldukları doğru taktiği üst düzey bir motivasyonla ve adeta maça 1-0 yenik başlamalarına karşın ortaya koydukları özgüvenle taçlandırmaları, kendilerini bir kez daha Kadıköy’de, kıskanılacak bir zafere ulaştırdı.

Bugün Fenerbahçe orta sahası rakibine maçın sonuna kadar süren o kadar etkili bir baskı uyguladı ve savunma o kadar dikkatli yerleşti ki Galatasaray’da mahşerin dört atlısı diyebileceğimiz Lincoln, Arda, Baros (Nonda) ve Ümit (Kewell) dörtlüsünden, Lincoln’ün duran topları dışında, herhangi bir olumlu hareket göremedik. Dahası ligin en çok gol pozisyonuna giren ve en fazla gol atan takımı olan sarı kırmızılılar bu dört oyuncunun maç içerisinde daha rahat olabilmek için devamlı yer değiştirmesine karşın gol dışında tek bir gol pozisyonu dahi bulamadı. Zaten bundan önce de birçok maçta görüldüğü gibi Galatasaray’ı durdurmak rakip takıma bir değil üç puan kazandırıyor zira sarı kırmızılılar savunma sorunları nedeniyle bir şekilde kalesinde gol görüyordu; bugün de ortaya çıkan tablo bundan hiç farklı olmadı.

Teknik Adam Farkı

Bir takımda tüm futbolcular aynı dahi kalsa yaşanan teknik direktör değişikliği tepeden tırnağa takımın yapısını değiştiriyor. Bu durumun altını her fırsatta çizmeye çalışıyorum. Bunun en basit örneği bugünkü derbide yaşandı. Maçtan önce iki takım da ısınırken onları izleme fırsatım oldu ve bir tarafta Galatasaraylı oyuncuların orta ve şut çalışmasına diğer yarı sahada ise Fenerbahçelilerin top kapma çalışması adı altında ve dar alanda adeta küçük bir maç yaptıklarına şahit oldum. Maç içerisinde de sarı lacivertlilerin en az dokuz-on pozisyonda topu dar alandan ve rakibin baskısına karşın başarıyla çıkarmaları aklıma maç öncesi yapılan bu çalışmayı getirdi. Bu detay sayılabilecek kadar küçük bir olayın dahi oynanan maç üzerinde ne denli etkili olduğunu görmek hemen hemen her gün ve günde birkaç kere yapılan antrenmanlardaki uygulama farklılıklarının ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından çok çarpıcıydı.

Neticede Fenerbahçe bu gece öncelikle etkili oyunu sonra da Galatasaray maçlarındaki fizik ötesi üstünlüğü ile maçı kazandı ve onuncu haftasında lige tekrar ortak oldu. Fenerbahçe’nin Galatasaray galibiyetleri ile şampiyonlukları arasında herhangi bir orantı yok; bu nedenle sarı kırmızılılar sezon sonunda mutlu sona ulaşma umudunu bugünkü farklı yenilgiye karşın daima sürdürecektir ancak bu şekilde devam ettiği sürece Galatasaraylılar Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenmek için bir müddet daha bekleyecekler gibi görünüyor.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara