- Kategori
- Kültür - Sanat
Folklorcu Musa Seyirci'yı anmak
Eğitimci yazar, halk bilimci ( folklorcu) Musa Seyirci, Muğla / Fethiyeli bir öğretmendi. 1951 doğum olan Musa Seyirci 02. 06. 2011 ‘de aramızdan ayrıldı. Uzun yıllar Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmenlik ve idarecilik yaptı. 1980 - 1982 yılları arasında Afyon’da il kültür Müdürü olarak görev yaptığı yıllarda Av. Refik Başyılmazla birlikte “ Akaması’ın Şehri ŞUHUT “ adında bir kitap yayımladı. 80 sayfalık olan bu kitap Afyon ve yöresinde ilgi ile karşılandı. Bu kitapta Şuhut’un tarihi , sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını anlatıyordu. Şuhut’un adını Anadolu’ya taşıyordu. Kalıcı, yapıcı ve birleştirici yapıt olmuştu...
Ben Musa Seyirci’nin folklorik, halk edebiyatı konulu yazılarını daha çok Türk Folkloru Araştırmaları, Tarla, Türk Folkloru, Sivas Folkloru gibi sanat ve kültür dergilerinde, Fethiye , Muğla ve Antalya gibi yerlerde çıkan yerel ve ulusal basında da okuyor ve izliyordum. Musa Seyirci mesleğinin yanı sıra birçok ta kitap yayınladı. Daha çok Akdeniz ve Ege yöresi, buralarda yaşayan Yörüklerin hayatı, gelenekleri, görenekleri üzerinde çalışmalarını, araştırmalarını sürdürüyordu. " Yörükler " kitabı bu eserlerinden biridir. Daha sonra " Ege Yörükleri " adını taşıyan bir kitabını daha yayımlamıştı....Çalışkan ve üretmen bir yazardı...Gerçek bir eğitimci ve o denli özverili bir öğretmendi...
Musa Seyirci, Afyon’la ilgili Sayısız makale ve araştırmaya imza attı, 10’a yakın kitap yazdı. Kendisi de bir Yörük olduğundan, özellikle Yörük Kültürü’ne ilişkin araştırmalar yayınladı. Müzecilik, arkeoloji, halk bilim, yerel tarih, halk inançları gibi konularda inceleme ve araştırmalarıyla sanat ve kültür dergilerinde göründü.
Araştırmacı yazar Musa Seyirci, Afyon’dan sonra Antalya’da da İl Kültür Müdürlüğü yaptı. “ Abdal Musa Sultan, Ege Yörükleri, Batı Akdeniz Yörükleri, Batı Akdeniz Tahtacıları, Afyonkarahisar Yöresi Türkmen Mezar Taşları, O Güzel İnsanlar O Güzel Otlar gibi eserlerle tanındı.
Yakın bir geçmişte emekli olan Musa Seyirci, en verimli çağında 58 yaşında iken hayatını kaybetti. Tam bizlere verimli olduğu bir çağda elveda deyip aramızdan ayrıldı. Gidiş, o gidiş, bir daha da geriye dönüp bakmadı ve dönmedi. Bir kıratına binerek bu dünyadan göçer oldu. Ama geride onu yaşatacak birçok yararlı eser bıraktı...
Rahmetli Musa Seyirci 1998 – 2002 yılları arasında Antalya’da İl Kültür Müdürü olduğu günlerde 6 , 8 sayfalık bir broşür çıkarıyordu. Kent Haber Bülteni ... Bu az sayfalı broşürde Antalya ve yöresine ait folklorik hizmetler veriyordu. Tertemiz bir baskısı vardı....Dili, akıcı, duru ve yaşayan bir Türkçesi vardı...
Bir ara Antalya’ya gitmiştim, ( 1998 ) 'lerde. Musa Seyirci İl Kültür Müdürlüğü’nde çalışıyordu. Onu ziyarete gittim. O yıllarda yayımlanan "Mardin Folkloru ( Gelenekler ve Görenekler / Marev Vakfı Yayınları - 1998 -Ankara ) adını taşıyan kitabımdan kendisine bir adet imzalı olarak armağan etmiştim, ne denli sevindiğini burada anlatamam... Çayını kahvesini içtim, cana yakın bir insandı. Gerçek anlamıyla bir Yörük Bey'i idi...
Aradan sekiz yıl geçti bu kez O'nu, Fethiye’de yapılan bir kültür sempozyumunda ( IV. Uluslararası Türk Medeniyetlerinde Sözlü Kültür Geleneği ( EGAY - DER ) Egeli Araştırmacı Yazarlar Birliği ve Fethiye Belediyesi’nin iş birliğiyle düzenlenen bu etkinlikte ( 6–8 Kasım 2006 ) tarihinde yine bir araya gelmek kısmet olmuştu.
Etkinliği Dr. Şükrü Tekin Kaptan hazırlamıştı. İkimizde bu sempozyumda birer bildiriyle yer almıştık. Şimdi Dr. Şükrü Tekin Kaptan’da yok aramızda. Araştırmacı yazarlar Birliği 6 Kasım 2006 günü 11 oturumda saat 13.30 sıralarında “Teke Yöresi Manileriyle “ hazırladığı bildirisini sundu. Akıcı yalın bir Türkçesi vardı. Sırası gelmişken M.SEYİRCİ'nin sunduğu “Teke Yöresi Maniler “ konulu bildirisinden birkaç manisini buraya sunmak suretiyle onu tatlı uykusundan uyandırmak istiyorum.
“ Teke yöresi diye adlandırılan Batı Toroslar’da, bizim çocukluğumuzda 1950’liyı ollarda bir Yörük kocasıyla karşılaşınca, eğer seni tanımıyorsa, “ kimsin, kimlerdensin” sorusunu yöneltirdi. Bu soru çok önemliydi. Soruyu soran kişinin seni tanımak istemesi kadar, kimlerdensin sorduysa, soyunu- sopunu da merak ederdi. Soy - sop çok önemliydi.
( ….. )
Teke Yarımadası’nda Sarı keçili, saçıkaralı, Honamlı, Karakoyunlu, Hayta, Yazır, Yeni Osmanlı, gibi küçük bir sürü aşiret varır. Ancak baskın aşiret tekellilerdir. Küçük toplulukların çoğu Teke soylu obalardadır, boylardır. Bu yörelerde derlediğimiz maniler den birkaçı:
Mendil aldım direkten
Bir kız sevdim yürekten
Keşke sevmez olaydım
Öleceğim meraktan
***
İğne attım sazlara
Vardı, gitti kazlara
İpek olsam sarılsam
İnce belli kızlara
***
Gülüşerek koşalım
Dağları dolaşalım
Sen yağmur ol, ben rüzgâr
Bir gece kavuşalım
***
Gülistana gül gerek
Her güle bülbül gerek
Sencileyin güzele
Bencileyin yâr gerek
*1*
İnciyim ezme beni
Gerdana dizme beni
Eğil birceğiz öpeyim
Hastayım Üzme beni
****
Saksılarda sarmaşık
Sarmadan oldum aşık
Pek üstüme gelmeğin
Hem sevdayım, hem aşık
***
İnci serdim güneşe
Bakan gözler kamaşa
Sen bir tutam gül isen
Benbirtutam menekşe
***
Ey dağlar ulu dağlar
Etrafı sulu dağlar
Bizim ayrılmamıza
Gökte melekler ağlar ( 1 )
Eğitimci ve araştırmacı yazar Musa Seyirci, sanatımıza, kültürümüze karşı boş durup, seyirci kalmamıştır. Ömrü boyunca Anadolu’ğnun sanatına, kültürünü ve özellikle içinde yaşadığı bölge insanlarının ( Toroslardaki yaşayan Yörük Obalarının) ve daha çok Yörükler üzerinde araştırmalarını ve incelemelerini ince eleyip ve sık dokuyarak kendine özgü değerli eserler Türk edebiyatı ve Türk kültürüne kazandırmıştır. Eserleriyle her zaman gönlümüzde yaşayacaktır. Aramızdan ayrılışının ikinci yılında O’nu her zaman saygıyla ve rahmetle anacağız. Mekânı cennet olsun diyorum.
1- IV. Uluslararası Türk Medeniyetlerinde
Sözlü kültür Geleneği ve Sempozyum Bildirileri
Hazır: Dr. Şükrü Tekin Kaptan, 6–8 Kasım 2006.s.52.53.54.
Fethiye Belediyesi Kültür Yayınları , baskı tarihi Nisan 2007.