Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '11

 
Kategori
Basketbol
 

Fransa'ya mı yenildik, Tony Parker'a mı, yoksa yine kendimize mi?

Fransa'ya mı yenildik, Tony Parker'a mı, yoksa yine kendimize mi?
 

Avrupa basketbol turnuvası 2.gruptaki ilk maçında Basketbol Milli takımımız Fransa’ya 

68-64 yenilince genelde manşetlere bu başlık atıldı; 

‘’Fransız kaldık’’ 

 

Maçı izleyen ve bu haberleri okuyan dikkatli basketbol seyircilerinin yorumları aslında 

Fransa’ya karşı asla öyle Fransız falan kalmadığımız, maçı da teknik ekip ve oyuncuların 

Formsuzluğu ile yine basit hatalar sonucu kaybettiği yönünde. Tabi ki uzatma için son 5 saniyedeki şansımızı kullanamayan Kerem Tunceri baş hedef. 

 

Mustafa Denizli geçen sezon yorum yaptığı kanalda, Beşiktaş’ın kötü bir sonuç alması üzerine kendisine yöneltilen ‘’yıldızlar neden başarılı olamıyor?’’ sorusuna şöyle cevap vermişti ; 

 

‘’Hangi yıldızları soruyorsunuz siz?. Türkiye yıldız futbolcu sayısı 2 veya en fazla 3 ü geçmez?. 

 

Bakıyorsunuz basketbol milli takımımıza maça ağırlığını koyan, zorlanmadan sayı yapan, atan, attıran, direnen bir oyuncumuz yok. Zaten o kadar sık oyuncu değişiyor ki belki oyuncularımız da, oyunda kalıp gerçek performanslarını istikrarlı bir şekilde oyuna yansıtamıyor. 

 

Buna karşılık bakıyorsunuz rakip takımda bir Tony Parken oynadığı müthiş oyunla o ‘’yıldız’’ sporcu tanımını gayet güzel tanımlıyor. Oyunun başında 8 sayı öne geçen takımımıza peşpeşe attığı 10 sayı ile cevap veriyor, arkadaşlarını oyuna sokuyor, atıyor, attırıyor ve hiç kaçırmıyor. 

 

Fransa atletik bir takım. Süratli oynuyorlar, mücadeleci ama bizim yenemeyeceğimiz bir takım değil.. Nitekim aynı ülkenin, aynı tarz süratli oynayan Dünya şampiyonu takımını, bayan basketbol takımımız akıllı bir oyunla evire çevire yenip, finale kalmıştı. Bayanlarımız bu galibiyeti onlardan daha fazla topa sahip olarak, daha isabetli şutlar atarak ve onlar kadar koşmayı başararak kazanmıştı. 

 

Türk futbolunda son dönemdeki penaltı atamama sonucu puan kaybetme olayı basketbolumuzun eski hastalığı aslında. Faul atışlarını değerlendiremiyor, çok fazla atışı sayıya çeviremiyoruz. Bu Tanjeviç zamanında bile en büyük sorundu ve ne yazık ki hala sonuca etki etmeye devam ediyor. Artık NBA oyuncusu olan ve oldukça da başarılı olan Ömer Aşık’ta bile bu konuda bir ilerleme yok ne yazık ki. 

 

Fransa’yı elimizden kaçırmadık aslında. Zaten elimizdeydi ama öylesine hiçbir şey oynamıyorduk ki bizi tanımayan bir yabancı bu maçı seyretse ‘’Türkler basketbolu sadece şut atmak zannediyor ‘’ diyebilirdi. Öyle olmasa 3. periyoda 15 sayıya kadar çıkan fark bir anda 3 sayıya düşmez, maçın kaderi atacağımız son üçlüğe kalmazdı. Ne zaman akıllı oynamaya başlasak, iyi savunmaya dönsek, Ersan gibi Hidayet gibi, Kerem gibi gerçek yıldızlar, gerçek kimliğine bürünüp, oyuna ağırlığını koysa farkı kapatıyor, maça ortak oluyor, son saniyelerde ya kazanıyor veya kaybediyoruz. Tıpkı bu maçtaki gibi. 

 

Aslında üzüldüğümüz de bu. Onlar bir Tony Parker ‘le maç kazanırken, bizde olan en az 2-3 Tony Parker’larla maç kaybediyoruz. 

 

Dünya 2.liği bize pek iyi gelmiş gibi gözükmüyor. 12 dev adam pek eskisi gibi gözükmüyor. Bizi çok fazla heyecanlandıramıyor. Aynı oyuncularımızla Dünya 2. olurken finalde Amerika’yı yenmekten söz ediyorduk, şimdi Fransa’yı yeneriz diyemiyoruz ve yeniliyoruz. Üzülüyoruz. 

 

12 dev adam son yıllarda bu ülkenin gururu idi hep. Öyle de kalsın istiyoruz. Milyon dolarlarla ifade edilen o başarı ödülü için ‘’evet o parada gözüm kaldı’’ diyenler, şimdi mutlu mudur bilemem ama ‘’doyuma ulaşma’’ deyiminin de insanlar ve de sporda eski başarısını gösteremeyen şöhretler için söylendiği de bir gerçek!. 

 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..