Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

Fukuyama’nın ‘Tarihin Sonu’ Tezi gerçekte kimin sonunu ilan etmiştir? (2)

Fukuyama’nın ‘Tarihin Sonu’ Tezi gerçekte kimin  sonunu ilan etmiştir?  (2)
 

"Somali'de, çocuk askerlerin parası ABD'den" (http://www.savaskarsitlari.org)


“Amerika’nın temsil ettiği serbest piyasa ekonomisi ve liberal demokrasi artık zaferini ilan etmelidir.  Bunlarla Toplumsal ve Siyasal Evrim sona ermiştir.” Bakalım Fukuyama’nın bu iddialı kehaneti ne kadar gerçekçi ve isabetlidir.

Fukuyama, Liberal demokrasi ve Serbest piyasa ekonomisi ile insanoğlunun en iyiyi keşfettiği iddiasıyla tarihin sonunu ilân etmektedir.

Bakalım Liberallerin bulduğu en iyi düzen! hangi sonuçları getirmiştir?

...

“Bana öyle geliyordu ki, Hristiyan değerler üzerine inşa edilmiş medeniyetler,

-Dünya üzerindeki 800 milyon insanın aç,

-Bir milyardan fazla insanın içecek sudan mahrum kalması,

-2 milyardan fazla insanın elektrik şebekesiyle henüz tanışmamış olması ve

-Dünya nüfusunun yarısı olan 3 milyar insanın da temel ihtiyaç maddelerinden yoksun durumda bulunmasına asla tepkisiz kalmazlar ve içlerine sindiremezlerdi. (1)

...

“Geçen yüzyıl, ABD için emsalsiz bir büyüme, genellikle Batılı ülkelerin çoğu için de bir refah dönemi oldu.

Sadece 2000 yılı için Uluslararası Brüt Hasıla %4,7’lik büyümeyle 31.362 milyar dolara ulaşmıştır.

Aynı dönemde, uluslararası ticaret hacmi %12 oranında artarak 2000 yılında 6.253 milyar dolara ulaşmıştır. Her gün, dünyadaki borsaların tamamında 1.300 milyar dolar tutarında sermaye hareketi gerçekleştirilmektedir.

Bununla beraber, bütün olarak ele aldığımızda, geçen yüzyılı insanlık için Kuzey ile Güney ve zenginler ile fakirler arasındaki eşitsizlik ve uçurumun büyüdüğü bir tarih dilimi olarak görürüz.

Sadece bazı güçlü ve paralı ülkelerin lehine dünyanın her yerinde “beyinleri” ve sermayeyi “emen” ve her türlü denetimden kaçan bir serbest Pazar ekonomik sistemi vardır ve küreselleşmenin sonucu zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum gerçekten hızla büyümüştür.

Aşağı yukarı bir nesil önce, dünya nüfusunun en müreffeh yaşayan %20’si en fakirlerin %20’sinden tam otuz misli daha zengindi.

Bugün için ise bu sayı tam iki katına çıkmıştır.

Somut rakamlar bu ifadelere daha da korkunç rezonanslar kalıyor. En gelişmiş ülkelerde yaşayan bir milyar kişi, şu meşhur “tuzu kuru bir milyar”, dünyadaki tüm zenginliğin %60’ına sahip durumda bulunuyor ve dünyanın en az gelişmiş ülkelerinde yaşayan 3,5 milyar kişi ise dünyadaki zenginliğin sadece %20’sine sahip olabiliyor.

Bugün dünyada 1 milyar 200 milyon kişi günde bir dolar’dan daha az bir gelirle yaşıyor. Günün birinde patlamayla sonuçlanabilecek bir özellik taşıyan bu durumu anlamak için Marksist olmak da gerekmiyor.

Uluslararası finans çevrelerinin azdırdığı vahşi liberalizm, Güney Doğu Asya, Arjantin ve Rusya’da olduğu gibi, birçok ekonomik krizin meydana gelmesine sebep oldu. (2)

...

Eğer liberal demokrasinin zaferi komünizmin çöküşünü gerektiriyorsa, daha önce de belirttiğimiz gibi, komünizmin çöküşü de İslâm’ın direnişi neticesinde vuku bulmuştu.

Komünizm öncelikle Rusya ve Çekoslovakya gibi Hristiyan, daha sonra Vietnam ve Kore gibi Budist ve Çin gibi Konfüçyüs dinini benimsemiş ülkelerde başarı sağlamıştır.

Fakat şüpheli bir Arnavutluk örneği hâriç, komünizm hiçbir Müslüman ülkede uygulanma fırsatı bulamamıştır.

Faşizm Hristiyan Almanya ve İtalya ile Budist ve Şintoist Japonya’da görülmüştür.

İslâm dünyasında ise ne Faşizm ne de toplama kamplarına şahit olunabilir.

Tarih, insan tabiatındaki kötünün kontrolü mevzuunda İslâm ile istişare etmelidir. İslâm alkolizmden ırkçılığa, materyalizmden Nazizme, uyuşturucu bağımlılığından Leninizm’e ve hatta AIDS’e kadar 20. Yüzyılın felâketlerine karşı en dirençli unsur olmuştur. Şeriata yakın toplumların niçin bu felâketlere uzak olduğunu sormak lâzımdır. Ve eğer daha uzaksa niçin böyle olduğunun daha yakından incelenmesi gerekir.

“Tarihin Sonu” birden fazla standardın ve birden çok medeniyetin izdivacı olmalıdır. (3)

...

ABD’nin liderliğindeki gelişmiş batı’nın en iyi düzenden anladığı galiba, kendileri için, Afganistan, Irak, Libya, Suriye vb örneklerinde olduğu gibi, "ne kadar çok sömürge, o kadar mükemmel düzen!" olmalıdır.

www.canmehmet.com

Resim;http://www.savaskarsitlari.org/arsiv.asp?ArsivTipID=5&ArsivAnaID=57894

(1)“YERKÜRE MANİFESTOM”, MIHAIL GORBAÇOV, ( Dağılan Sovyetler eski başkanı,)

(2) A.g.e.

(3)Tarihin Sonu ve İslâm’ Ali A. Mazrui

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..